Cevapta özel yeteneklilerle ilgili yaygın olarak bilinen yanlış inanışlar ve doğruları verilmiştir. Lütfen bunları dikkate alarak yaklaşalım.
Yanlış Bilinenler
Yardıma ihtiyaç duymazlar, kendi işlerini kendileri yaparlar.
Okul başarıları yüksektir ve okulu severler.
Örgün eğitim yeterlidir.
Özel yeteneklilerin özel eğitim alması duygusal ve sosyal problemlere neden olur.
Yüksek zekâ düzeyi başarılı bir geleceğin göstergesidir.
Özel yetenekli öğrenciler düşük not almazlar.
Okul desteği yeterlidir.
Otizmli, asperger sendromlu, özel öğrenme güçlüğü çeken, dikkat eksikliği bulunan ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuk özel yetenekli olamaz.
Çocuk zekâyı yalnızca anne babadan alır.
Doğrular
Gelişimlerini destekleyecek iyi bir eğitimciye ve rehbere ihtiyaç duyarlar.
Çoğunlukla yüksek başarı göstermelerine rağmen bazıları düşük başarı gösterebilir, davranış problemleri sergiler veya okulu bırakmak isterler.
Özel yetenekli çocuklar örgün eğitim dışında özel eğitime de ihtiyaç duyarlar.
Özel yetenekliler yeteneklerini ortaya çıkaramadıkları alanlarda sorun yaşarken özel eğitim ortamı yeteneklerini geliştirmelerini sağlar.
Zekâ ile başarı arasında doğrudan ilişki yoktur, çocuk derse etkin olarak katıldığı sürece başarılı bir gelecek yakalar.
Olumsuz arkadaş çevresi, rekabet olmayan okul ortamı, sınıfa ayak uydurma çabası, arkadaşlarından farklı görünmeme isteği, derste sıkılma, yanlış çalışma alışkanlıkları gibi nedenler ilgilerinin kaybolmasına ve düşük akademik başarı göstermelerine neden olabilir.
Okulun yanında ailenin de çocuğun kişisel, sosyal ve yetenek gelişimine destek vermesi gerekir.
Bu tür gelişimsel problemler çocuğun özel yeteneğini gölgeleyebilir ve yeteneğin açığa çıkmasına engel olabilir. Örneğin otizmli bir öğrenci sözel yetenek alanında yetersiz olurken görsel, işitsel alanlarda özel yetenekli olabilir.
Zekânın oluşumunda yalnızca kalıtımın değil, çevresel faktörlerin de etkisi vardır.