Hakikat nedir? O görünen şeylerin arkasında saklı, değişmeyen bir öz mü? Yoksa görünen şeylerin arkasında yatan gizli birşey mi? Hakikatı görme ihtimalimiz nedir? Bu gibi sorular yıllarca insanoğlunu meşgul etmiş sorulardır. Ve görünmeyenler üzerine oldukça çok teori üretilmiştir. Metafizik de bunlardan bir tanesidir ve hakikati göstermeyi vaad eder. Tanrı da hakikatin başka bir ismidir. Gerçekten durum nedir? Hakikati aramak ne kadar mantıklıdır? Bu gibi sorulara kafa yormak istiyorum.
Bilim adamları maddenin özünü bulmak için maddeyi oluşturan tanrı parçacıklarını yüksek enerji hızlandırıcıları ile bulmaya çalışmışlardır. Bulunan şey tanrı parçacığı değil, büyük ihtimalle parçacıkların sonsuza kadar bölünebilir olduğudur. Bugünkü bilgilere göre parçacıkların özü bulunamamış, pek de bulunma ihtimali olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu tespit bize neyi ifade etmektedir? Gerçek hayatta da o hızlandırıcıların yaptığı şeyi bizim de yaptığımızı çok dikkatli baktığımızda görebiliriz. Kaba şekilde söylemek gerekirse bir teori üzerinden yola çıkarak analiz yapılır ve sonrasında geleceğe dair tahminde bulunuruz. Yaptığımız tahmin tutarsa teorimizin o ana kadar geçerli olduğunu varsayarız. Tahmin yanlış ise teorimizi daha detaylandırıp o yanlışı kapsar hale getirmeye çalışırız.
Bilimsel çalışmada olduğu gibi aynı yöntemle normal hayatta da yaşamı sürdürmeye çalışırız. Görüldüğü gibi hakikat hiç bir alanda karşımıza çıkmaz. Sahip olduğumuz şey gerçek hakkında kurguladığımız modeldir. Bizim imkanımız o modeli test etmekten ve onu yeniden yapılandırmadan öte geçmez. Hakikat denen şey kullandığı modelin farkında olmayanların değişmeyen bir öze taktığı isimdir. Kullandığı modelin farkında olmayan kendisini maruz kaldığı güçlerle ifade etmek zorunda kalandır. Model değişir ama hakikat değil.
Bu çok güzel bir konu. Bir çok insan hakikatın değişmez olduğuna inanma eğilimindedir. Biz bilsek de bilmesek de hakikat değişmez der. O orada sabittir der. Oysa hem günümüz biliminde hem kuantum fiziğinde işlerin öyle olmadığı yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Hakikat dediğimiz şey değişebilir olduğu gibi hakikatı örenlerin biz olduğu bile konuşuluyor. Yani aslında geçmişte de bu böyleydi.
Birisi tanrı kavramını ortaya atıyor ve taraftar toplarsa yeteri kadar tanrı diye bir hakikat oluşuyor sanki. Tanrının bizi yaratmış olması gerekirken bizlerin tanrıları yaratmış olduğu ortaya çıkıyor.