Yani bizim burada bolca yaptığımız bir şeydir retorik. Temelinde ikna etme olan retoriği yaygınlaştıran ve kendilerinden bolca söz ettirenler gezgin sofistlerdir. Sofistlerden ünlü Protagoras “insan her şeyin ölçüsüdür” diyerek göreceliğe temel atanlardandır.
Platon’a göre; sofist (sözle inandırma yeteneği ve sanatına sahip olan kişi) filozofun antitezidir. Retorik doğru düşüncenin zıddı ve dinleyicilerin yönlendirilmesidir. Akıl retoriğe yabancıdır. Çünkü akıl açık seçik olmak ister ve dolayısıyla sadece felsefeyle ilişkilidir. Aristoya göre ise retorik bilimin tersidir.
Peki sizin kişisel duruşunuz ne yöndedir retorik konusunda. Doğruluğuna ikna olduğumuz öznel ve göreceli bir gerçeklik mi? Yoksa bizden ve ikna olmamızdan bağımsız, nesnel ve mutlak bir gerçeklik mi?
Önüne uzatılan olta kancasındaki her türlü yeme balıklama dalan ‘torikler’ olduğu müddetçe, retorikten nemalanan daha nice sofisti omuzlarımızda taşımaya devam edeceğiz…