George Washington

O ASLINDA ABD’NİN DOKUZUNCU BAŞKANIYDI!

Hemen yanıt verin: ABD’nin ilk başkanı kimdi? Eminim birçoğunuzun aklına George Washington ‘un ismi geliyordur. Ne de olsa, akla başka isim gelmiyor. Ama derslerde okuduğunuz tarih kitaplarını bir gözünüzün önüne getirin. ABD, bağımsızlığını 1776 yılında ilan etti. Washington ise 30 Nisan 1789 tarihine kadar başa geçmedi.

Peki ilk yıllarında bu genç ülkeyi kim yönetiyordu? Tabii ki, ilk sekiz Amerikan başkanı. ABD’nin ilk başkanının ismi John Hanson’dı.

“John kim?” dediğinizi duyar gibiyim.

John Hanson, yani Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk başkanı. Adamcağızın ismini ansiklopedilerde aramayın boşuna. Belki çok kısaca değinilen bir iki satır bulabilirsiniz ama o da çok şanslıysanız. Bu adamın yaşamı hakkında çok az şey yazıldı. Hanson, ismi tarihin sayfalan arasında kaybolmuş o büyük adamlardan biriydi.

Yeni ülkenin gerçek kuruluş tarihi, Konfederasyon Hükümleri’nin kabul edildiği l Mart 1781 tarihiydi. Bu belge Kongre’ye ilk kez 11 Haziran 1776 tarihinde önerilmişse de, 15 Kasım 1 777 ‘ye dek üzerinde mutabakata varılamadı. Maryland eyaleti imzalamaya yanaşmıyordu, çünkü öncelikle Virginia ve New York’un, batı topraklarından çekilmesini istiyorlardı. (Maryland, geniş topraklara sahip bu eyaletlerin yeni hükümette fazla güç sahibi olmalarından çekiniyordu.)

1781 yılında hükümler imzalanınca, ülkeyi yönetmek için bir başkana ihtiyaç duyuldu.
George Washington’un da üyesi olduğu Kongre’de oy birliğiyle John Hanson seçildi. Zaten diğer olası adaylar ona karşı yarışmayı istememişlerdi, çünkü Hanson devrimin en önemli ve Kongre’nin son derece güçlü isimlerinden biriydi. George Washington, Hanson’a yazdığı bir mektupta, “Birleşik Devletler’in en önemli mevkiine atanmış olma başarınızdan dolayı sizi tebrik ederim” demişti.

ilk başkan olarak Hanson’ın işi oldukça zordu. Daha önce kimse başkanlık yapmamış olduğundan, yetkileri tam olarak belirlenmemişti. Dolayısıyla yapacakları, daha sonraki başkanlar için yol gösterici olacaktı.

Yönetime geçmesi ile Bağımsızlık Savaşı’nın sona ermesi neredeyse eş zamanlı olmuştu. Dolayısıyla, askerler para talep ediyordu. Bekleneceği üzere, böylesine uzun bir savaşın ardından ödeme yapmak için yeterli kaynak yoktu. Bütün Kongre üyeleri uzaklaşınca, Hanson hükümeti tek başına idare etmek zorunda kalmıştı. Bir şekilde askerleri sakinleştirmeyi başardı ve ülkede birliği sağladı. Eğer başarısız olsaydı, hükümet derhal düşerdi ve herkes bir kral ya da kraliçenin önünde eğilmek zorunda kalabilirdi.

Hanson başkan olarak, bütün yabancı birliklerin Amerikan topraklarını bayraklarıyla birlikte terk etmelerini emretti. Bu oldukça cesur bir hareketti çünkü Kolomb’un zamanından beri birçok Avrupa ülkesi, Amerika’ya kazık çakmıştı.

Hanson, Büyük Mühür uygulamasını da yerleştirdi. O günden beri bütün başkanların resmi belgelerde bu mührü kullanmaları zorunludur.

Başkan Hanson ayrıca ilk Hazine ve Dışişleri Bakanlıklarını kurdu, ilk savaş bakanını atadı.
Son olarak, “Bir sonraki Kasım ayının 28. günü, Tanrıya Şükran duygularının sunulacağı dinsel törenler gerçekleştirileceğini” ilan etti. Bu Şükran Günü meselesi size bir şeyleri çağrıştırıyor mu?

Konfederasyon Hükümleri, bir başkanın, üç yıllık dönemlerin sadece bir yılı boyunca görevde kalmasına müsaade ediyordu. Bu yüzden, Hanson’ın kısa sürede çok iş başardığını söyleyebiliriz.

Washington’un başa geçmesine kadar yedi başkan daha seçildi: Elias Boudinot (1782-83), Thomas Mifflin (1783-84), Richard Henry Lee (1784-85), John Hancock (1785-86), Nathan Gorman (1786-87), Arthur St. Clair (1787-88) ve Cyrus Griffın (1788-89).

Peki sorun neydi?

Neden ABD’nin ilk sekiz başkanından hiç söz edilmiyor?

Çok basit: Konfederasyon Hükümleri pek işe yaramıyordu. Eyaletlerin elinde çok fazla güç vardı ve hiçbir kararın üzerinde mutabakata varılamıyordu. Yeni bir doktrine ihtiyaç duyuluyordu; Anayasa olarak bildiğimiz şeye.

Ve bu da bizi en son anlaşmazlığa getiriyor.

Yıllar boyunca, bu hikayenin içinde kullandığım resmin yanlış olduğuna dair birçok itiraz aldım. Resimdeki adam beyazdı ve birçok kişi John Hanson’ın aslında siyah olduğunu söylüyordu. Hatta kimi zamanlar, ABD’nin ilk başkanının Afrika kökenli olduğunu gizlemeye çalışan bir tezgahın parçası olmakla suçlandım.

Bu tartışmanın varacağı sonuç aslında oldukça açık. John Hanson adında iki ayrı adam vardı.

Başkan olarak görev yapmış adam, 13 Nisan 1721 tarihinde Maryland’de, Mulberry Grove’da doğmuş ve 15 Kasım 1783’te ölmüştü.

‘Bassa Bölgesinden bir senatör’ olması dışında, ikinci John Hanson’a dair çok az şey biliniyor. Kendisi, bir şekilde, ABD’nin Afrika kökenli Amerikalıları Liberya’ya yerleştirilme çabalarında rol oynamış. Kongre Kütüphanesi’nin Internet sitesinde yer alan ve ‘1856 ile 1860 yılları arasında’ çekilmiş olduğu sanılan fotoğrafı, kesinlikle bir siyah adama ait.

Basit bir matematik işlemi yaparak bu resmin ilk başkana ait olamayacağını anlayabilirsiniz. Amerika’nın ilk başkanı olarak hizmet vermiş zat, fotoğraf teknolojisinin 1939 yılında ortaya çıkmasından elli altı yıl önce ölmüştü. Bu yüzden ona ait herhangi bir fotoğrafın bulunması mümkün değil. Kişisel olarak, ilk ABD Başkanı’nın siyah bir adam olması beni çok mutlu ederdi. Bu harika ama ne yazık ki uydurma bir hikaye.

Bir yanıt yazın