Fizikçi Fıkrası

Heisenberg, Schrödinger ve Ohm bir gün arabayla seyehat etmektedirler ve bir polis onları durdurur. Polis, arabayı kullanan Heisenberg’e sorar:

“Ne kadar hızlı gittiğinizi biliyor musunuz?”
Heisenber der ki:
“Hayır; ama nerede olduğumu tam olarak biliyorum!”
Polis ne dediğini anlamaz ve dolayısıyla şöyle der:
“Hız limitinin 60 olduğu yerde 90 ile gidiyordunuz.”
Heisenberg ellerini çılgınca sallayarak şöyle der:
“Ah, harika, yaptığını beğendin mi? Şimdi nerede olduğumu da bilmiyorum.”

Polis şoförün tuhaf hareketlerinden şüphelenir ve bagajı açmalarını ister. Daha bagaj açılır açılmaz gözleri faltaşı gibi açılır ve “Burada ölü bir kedi olduğunun farkında mısınız?!”
Şoför yanındaki koltukta oturan Schrödinger öfkeyle “Seni gerizekalı, senin yüzünden artık biliyoruz!”

Polisin canına tak eder ve hepsini tutuklamaya karar verir.
Ohm direnir.

4 yorum “Fizikçi Fıkrası”

  1. Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
    Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi…
    *İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
    – Son sözün nedir?
    Der ki:
    – Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah… Allah… Allah…
    Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
    – Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur.
    Böylece papaz idam edilmekten kurtulur… *Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
    – Demek istediğin en son söz nedir?
    Der ki:
    – Ben papaz gibi Allah’a inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet… Adalet… Adalet…
    Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur…
    Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
    – Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
    Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur…
    Sıra fizikçiye gelir. Ona da
    – Son sözünü söyle derler
    Der ki:
    – Ben ne Allah’a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim.. Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.

    Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar.

  2. Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün New York üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur.
    İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır.

    – “Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar.

    – “Yerden 500 feet yükseklikte, bir balonun içindesin.” der adam.

    Yönetici sinirlenir: “Sen mühendissin değil mi?” diye sorar.
    “Evet.” der adam. “Nereden bildin?”

    – “Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor.” Der yönetici.

    Bu kez adam sorar: “Sen de yöneticisin değil mi?”

    “Evet.” der yönetici. “Sen nereden bildin?”

    Adam cevap verir: “Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun, pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu…”

  3. “Bir matematikçi sanmaz, ancak bilir.
    İnandırmaya çalışmaz, çünkü kanıtlar.
    Güveninizi beklemez, belki dikkat etmenizi ister.”

    |Jules Henri Poincaré|

Bir yanıt yazın