Konuyu temelden alalım. Bilinç ile kastedilen şey nedir? İnsan bilinçli midir peki ya evren ya da evreni yaratan bilinçli midir? Öncelikle insanın bilinçli olması ön kabulüyle başlayalım. Hiç bir nöronumuz bilinçli değilken, bunların oluşturduğu sistem bilinçli hale gelmektedir.
Buda bize gösterir ki, “bütün; parçaların toplamından büyüktür”. Şimdi daha da geliştirirsek Toplum Bilinci denilen birşey vardır. Bu da her bir bireyin bağımsız bilincinden farklı bir şekilde işleyen bir sistemdir. Hepimiz toplum bilinci içinde yer alırız ama onu istediğimiz gibi değiştirip şekillendiremeyiz. Bundan sonra İnsanlık Bilinci getirilebilir. Aslında toplum bilincinden çok farklı olmasa da yerellikten çıkıp daha genel hale gelmiş halidir.
Bundan sonra Canlılık Bilinci gelebilir. Henüz biz farkında olmasak da evrendeki diğer canlılarla bir etkileşim içinde olabiliriz.
Şimdi bu noktada birşeye dikkat çekmek istiyorum. Sistem büyüdükçe, alt sistemlerin tüm özelliklerini taşır hale geliyor. Yani bir üst küme alt kümenin özelliklerini dolayısı ile barındırıyor. Evrenin de işleyen bir sistem olduğunu kabul edersek ve tüm alt kümelerinin özelliklerini de içerdiğini bilirsek karşımıza Evren Bilinci kavramı çıkar. Evren bilinçli değildir demek, o nun alt sistemlerinden hiç birinde bilinç yoktur demekle aynı özelliktedir. Evrenin bilinçli olması insanın bilinçli olması önermesinin kaçınılmaz bir sonucudur. Evrende bilinç nerededir sorusuna verilecek en basit yanıtlar, evrendeki insanlardadır, evrendeki toplumlardadır vs türünden herhangi bir alt kümeyi işaret edebilir. Nasıl insanda bilinç nerededir diye sorulduğunda, midededir yada akciğerdedir değil de beyindedir cevabı verilebiliyorsa, evren içinde aynı şey söylenebilir. Evrenin bilinçli olduğunu kabul edersek, O nu kapsayan her ne ise, O’nun da bilinçli olduğu kaçınılmazdır.
Nöronlardan başlayan bir bilinç tarifi.
Evet, nöronlar bilinçsiz beyni oluşturduklarında bilinç haline geliyorlar ve dolayısıyla insan da bilinçli oluyor.
Her bireysel bilinç ortak bilince katkıda bulunacağına göre kollektif toplum bilinci diye bir şeyden de bahsedebiliriz.
İnsanlık tarihi boyunca atılan, gelişen, derinleşen, komplike hale gelen ve yükselen toplumsal bilinçler ise toptan insanlık bilincini oluşturmuştur.
Eh, bütün bunlar kendi içinde, kendi deviniminde harman olan evren de bilinçli hale gelmiş olabilir, kabul.
Ya sonra?
‘Evrenin bilinçli olduğunu kabul edersek, O’nu kapsayan her ne ise, O’nun da bilinçli olduğu kaçınılmazdır’…
Ayak izlerini takip ederek buraya kadar geldiniz, Çin seddi gibi bir duvarla karşılaştınız ve burada izler kayboldu.
İşte burası, diyalektik materyalizmin sınırıdır.
“O’nu kapsayan ‘her ne ise’, O’nun da bilinçli olduğu kaçınılmazdır’…
Bu kadarını bile söyleyememeniz gerekiyordu. ‘Evrenin Bilinci’ nihai noktanızdı. O’ nu kapsayan her ne ise’ cümlesi, ağzınıza biber sürmelerine yetiyorken, ‘O’nun da bilinçli olduğu kaçınılmazdır’ diyerek Carolina Reaper’ı hakettiniz…
Halbuki, bilinçli olsun olmasın, yaratılan her şey ‘O’nu biliyor, bilinci yaratanın ‘O’ olduğunu da biliyor.