Öncelikle, stres, bireyin kişisel düzeninin, özellikle de kişiliğinin, yeteneğinin ve özgeçmişinin bir fonksiyonu olabilir. İkinci olarak, tamamen olmasa da, genellikle iş çevresi şeklinde algılanan çevreyle ilgili özellikler (iş, aile, örgüt) gelir. Üçüncü sırada, kişinin ve çevresinin stresi, zorlanmaları ve baskıları nasıl algıladığı, nasıl tanımladığı, ama en önemlisi, bunlarla nasıl baş etmeye çalıştığı yer alır.
Stresle iki türlü baş etme mümkündür. Sorun odaklı baş etme (sorunu çözmeyi ya da stres kaynağını değiştirmek için bir şeyler yapmayı hedefleyen) ve duygu odaklı baş etme (belli bir koşula bağlı ya da onunla tetiklenen duygusal stresi azaltmayı ya da yönetmeyi amaçlayan).
Stresin sonuçları: Dış görünüşün dikkat çekici düzeyde kötüleşmesi; kronik yorgunluk ve bitkinlik; sık sık enfeksiyona, özellikle solunum yolları enfeksiyonuna yakalanma, baş ağrısı, sırt ağrısı, mide ve deri sorunları gibi sağlık şikayetleri; depresyon bulguları; kilo ve yeme alışkanlıklarında değişimler. Duygusal semptomlar can sıkıntısı ve kayıtsızlık; çaresizlik; üzüntülü görünüm, üzgün ifadeler, çökmüş duruş ve ağlamaklı ifadeler. Davranışsal semptomlarsa, devamsızlık; kazalar; alkol ve kafein tüketiminde artış; sigara kullanımında artış; egzersiz yapma takıntısı; üretkenlikte azalma; bir işe yoğunlaşamama ve onu bitirememe halidir.