Evden veya mobil bağlanan, rüya yorum sitemizde rüya yorumu yapacak, konu ile az çok bilgili, psikolojiye meraklı, sezgisel yönü iyi olan çalışma arkadaşları arıyoruz. Başvurularınızı buradan veya rüya sitemiz olan RuyadaRuya.com adresinden bana ulaşarak yapabilirsiniz.
Batılı Medeniyetlerin hatırlayabildiği kadar uzun zamandır, rüyalara karşı derin bir cazibe mevcut olmuştur. Kehanet gücüne veya geleceği görme gücüne sahip olduklarının kabul edilmesinin yanı sıra, geçmişin ve hatta geçmiş yaşamların anılarının yeniden canlandırılması için bile kullanılmışlardır. Birçok kültür rüya sırasında ruhun bedenden ayrıldığına ve diğer dünyalara yolculuk yaptığına, belki de hayal alemi adı verilen başka bir evreni ziyaret ettiğine inanır.
Rüyalar, zaman ve mekan sınırlamalarından kurtulmuş gibi görünür. Şair/filozof William Blake’in rüyaları, bir rüyanın kehanet ve yaratıcı gücünü gösterir yani rüya gören kişiye yaratıcı güç verdiği söylenen rüyalar vardır.
Avusturalyalı Aborjin efsanelerine göre evren, uzun bir zaman önce Büyük Ruh’un rüyası olarak bilinmeyen bir alemden vücut buldu. Bu ruh, hala rüya görmektedir ve kıyamet gününe kadar rüya görmeye de devam edecektir. Bu efsaneye göre, zaman ve mekan da rüyada ortaya çıkmıştır ve bütün her şey, tüm maddesel nesneler, tüm yaşayan varlıklar ve bitkiler, hiçbir şey değildir. Sadece Büyük Ruh, tüm görüntüleri rüyada paylaşmak için olanak sağlamıştır. Kısacası, biz sadece rüya görme yeteneği olan rüyalarız. Biz aynı zamanda hem rüya göreniz hem de rüyanın ta kendisiyiz.
Rüyalar göründüklerinden daha fazlası mıdır, belki hayatın daha derin anlamlarına ve evrenin doğasının daha derin içgörüsüne işaret eder mi? Eğer öyleyse, bu içgörü ne olabilir? Belki Aborjin efsanesi daha derin anlama işaret eder. Yaşam sadece bir rüya mıdır? Şüphesiz bundan daha fazlası gibi görünür. Ya hepimizin çevresinde deneyimlediği günlük olaylar ve enerji? Onlarda sadece bir rüya mıdır?
Bu dolambaçlı sorulardan, efsanelerden günümüze, bizim batılı düşünüş tarzımıza, çevremizde gördüğümüz evreni gözetleme şeklimize ve bilhassa bir bilinç araştırmasına ve modern rüya bilimine çok uzun bir mesafe var gibi gözükebilir. Ancak, tür olarak hayatta kalmamız, özbenin ve evrenin evrildiği bu gerekli “öğrenme laboratuvarında”, rüya görmeyi hayati olarak görmeye başlayacağımız bu kitapta yapmaya çalışacağım tam olarak bu yolculuktur. Özetle madde, rüyalar yoluyla evrilir.
Rüya yorumlayabilen yapay zeka mümkün mü değil mi bilmiyorum fakat bunun çalışmalarına başlamış bulunuyorum. Temelde hedeflediğim şey rüyayı anlaması, sembolleri veri tabanından incelemesi ve uygun cümlelerle kendini ifade edebilmesi üzerine olacak.
Proje süreci olarak da bir iki yıl olarak düşünüyorum. Çalışmada takıldığım noktaları veya daha açık söylemek gerekirse dönüm noktalarını paylaşıp fikirlerinizi almayı planlıyorum. Yapacağım iş öyle basit rastgele rüya tabiri değil de, yazılan rüyanın anlaşılması ve öyle yorumlanması olacak.
Hatta asıl planım karşısındakine basit sorular sorarak ve verilen cevaplardan rüyayı çözümleme üzerine davranmasını hedefliyorum.
Son günlerde oldukça güzel rüya yorumlama sitesi olan Rüyada Rüya’nın kişiye özel rüya yorumları, rüya tabirleri veya rüya analizleri yaptığını biliyor muydunuz? Çoğu internet sitesinde tabir şeklinde rüyalar yapılırken bu sitede kişiye özel ücretsiz olarak rüya yorumlaması, rüya analizi ve rüya çözümlemesi yapılıyor.
Buraya bunun linkini bırakayım en iyi rüya yorum sitesi olarak. Siz de uğradığınızda rüyanızı yazabilir ücretsiz yorum alabilirsiniz. Sitenin bir başka güzel özelliği de üye ve yorumcu olabilme imkanlarını sağlamaktır. Rüyalar hakkında bir çok bilgi içeren yazılar da işin kreması diyebiliriz.
Psikologlar uzun zamandır bilinçlilikle değil, tersiyle ilgilenmektedir. Kimileri ön-bilinç ve bilinçdışı arasında bir ayrım olduğunu düşünür.
Ön-bilinçteki fikirler, arzular ve istekler çok zorlanmadan bilince taşınabilir. Aslında, tedavinin amacı karanlık, bilinemeyen bilinçdışındaki şeylerin ön-bilince ve sonra da bilince taşınmasıdır. Kendinin farkında olmak, esasen tedavinin en önemli kısmıdır: Yani, kişinin neden belli bir şekilde davrandığının farkına varması ya da bilincinde olmasıdır. Analizciler rüya analizleriyle, dil sürçmeleriyle ve serbest çağrışımla, hastalarına bilinçdışına bir göz atma fırsatı yakayabileceklerine inanırlar.
1712’nin bir gecesinde, Şeytan genç kemancı Giuseppe Tartini’yi ziyaret etti ve rüyasında ona keman çaldı.
Giuseppe o müziğin asla bitmemesini istiyordu, ama uyandığında müzik ortada yoktu. O yitirilmiş müziğin peşinde, Tartini iki yüz on dokuz sonat besteledi ve bütün hayatı boyunca nafile bir ustalıkla bunları icra etti.
Dinleyici topluluğu onun başarısızlıklarını alkışlıyordu.
Uyanıkken bir türlü içinden çıkamadığımız soruların cevaplarını rüyada bulmak mümkün mü? Ya da rüyadan zihnimizde yaratıcı bir fikirle uyanmak? Her ne kadar kanıtlanması zor olsa da, tarihin akışını etkileyen kimi keşiflerin ardında rüyaların payı varmış gibi görünüyor:
Niels Bohr – Atomun Yapısı: Kuantum mekaniğinin babası olan Bohr, 1911’de doktorasını tamamladıktan sonra atomun yapısı üzerinde çalışmaya başlamış, ama uzun bir süre arayışı sonuçsuz kalmıştı. Derken bir gece rüyasında atomlar gördü: Elektronlar, güneşin etrafında dönen gezegenler gibi çekirdeğin etrafında dönüyordu. Bu rüyadan sonra laboratuvar çalışmalarıyla bu modelin doğruluğunu kanıtlayan Bohr, 1922 yılında bu buluşu için Nobel Ödülü aldı.
Albert Einstein – Işık Hızı: Görelilik kuramını keşfetmeden çok önce, henüz gençken Einstein rüyasında kızakla kaydığını görmüştü. Kızak giderek hızlanıyor, öyle ki ışık hızına yaklaşıyor ve gökteki yıldızlar da bunun sonucunda birbirine karışmış, biçimsizleşmiş görünüyordu. O an Einstein erişebileceğimiz hızın bir sınırının olması gerektiğini anladı ve uzun yıllar boyunca bu teorisini kanıtlamaya çalıştı. Başardığında, tarihin muhtemelen en ünlü teorisini ortaya koymuştu. Devamını oku “Tarihin Akışını Etkileyen Rüyalar”→