Pozitif Psikoloji

İnsanlara mutlu olmayı öğretebilir misiniz? Para mutluluk getirir mi? Neden kimileri diğerlerine göre daha mutlu görünür? İnsanlık haline ilişkin bu yaygın ve temel sorunlar, yakın geçmişe kadar psikologlar tarafından nispeten gözardı edilmiştir.

Pozitif psikoloji bireylerde ve gruplarda olumlu duygulara, erdemli davranışlara ve optimum performansa neden olan etmenleri ve süreçleri araştırır. Mutluluk psikolojisi üzerine ilk kitaplar 1980’lerde görülmeye başlandı. Ardından bu konuda uzman bir kaç akademik dergi ortaya çıktı. Milenyumla birlikte araştırmalar arttı ve bugünse daha geniş kapsamlı çalışmalar yapılır hale geldi.

Mutluluk psikolojisi filozoflar, teologlar ve siyasetçilerin yıllardır peşinden koştuğu bazı temel soruları yanıtlamaya çalışır. İlk soru dizisi mutluluğun tanımı ve ölçütleri ile ilgilidir; ikincisi neden bazı grupların böylesine mutlu ya da mutsuz olduğu; üçüncüsü ise, mutluluğu arttırmak için kişinin ne yapması (ya da yapmaması) gerektiğidir.

Mutluluk bir işe yarar mı?

Elbette! Araştırma kanıtlarına göre, bağışıklık sistemleri daha güçlü olduğundan, mutlu kişiler mutsuzlardan daha sağlıklı ve daha uzun bir hayat sürerler. İşlerinde daha başarılı olma ve daha iyi sosyal ilişki kurma eğilimi gösterirler. Diğerlerinden daha çekicidirler. Mutsuz kişilere göre kendileriyle daha barışıktırlar. Mutlu kişiler daha yerinde kararlar verir ve daha yaratıcı olma eğilimi taşırlar. Mutsuz kişilerse, tehlike ya da başarısızlık işaretlerine karşı tetikte bekleyerek zamanlarını ve enerjilerini boşa harcıyor görünürler. Bu da onları tüketir.

Kendini iyi hissetme halinin kalıtsal olduğuna dair kanıtlar vardır. Ancak özellikle yaşamın ilk dönemlerindeki aile ve ev ortamı gibi çevre etmenlerinin de mutlaka rolü vardır. Bazı toplumların ve bireylerin, tek kelimeyle diğerlerinden daha mutlu olduğuna dair kanıtlar vardır. Örneğin Latin halkları Pasifik kıyıları haklarından daha mutlu görünmektedir. Topyekün ulusal mutluluk iki şeyle ilgili görünmektedir: insanların içinde yaşadıkları toplumun refah, denge ve demokratik niteliği; olumlu duyguları yaşayıp olumsuzlardan kaçınma arzusunu yöneten toplumsal norm ve gelenekler.

Mutlu olmayı öğrenmek

İnsanların daha mutlu olmak için yapabilecekleri basit birçok şey vardır. İlki, başarıyı mutlulukla karıştırmamaktır. İkincisi, kendi hayatının ve programının kontrolünü eline almaktır. Mutlu davranışlar sergilemeniz başkalarının da size farklı yaklaşmasını sağlar ve kendiniz gerçekten de mutlu hissedersiniz. Yetenek ve tutkuları geliştirecek işler ve boş zaman etkinlikleri yaratmak da çok yararlı olur. Düzenli egzersiz yapmak, düzenli uyumak ve sağlıklı yemek insana kendini iyi hissettirir. İlişkilere zaman ayırmak ve özen göstermek mutluluk açısından önemlidir. Başkalarını onaylamak, yardım etmek ve yaşamına şükretmek de mutluluğu arttıracaktır.

Pozitif psikoloji, odak noktasını, kişisel zayıflıkları araştırıp onları düzeltmek ya da değiştirmekten, güçlü yanların ve meziyetlerin incelenmesine kaydırmaktadır. Amacı, gerçek mutluluğu ve iyi yaşam sürmeyi devam ettirerek sağlığı da desteklemektir. Bir disiplin olarak giderek hız kazanan pozitif psikoloji insanın bu en temel halini bilimsel olarak incelemeye dönüştürmektedir.

Pozitif ve Negatif

sifir-sonsuzNegatif olmadan pozitif anlamsızdır. Bunlar zorunlu olarak birbirlerinden ayrılamazlar. Hegel çok uzun zaman önce “saf varlığın” (çelişkiden arınmış) saf hiçlikle aynı şey olduğunu, yani boş bir soyutlama olduğunu açıklamıştı. Aynı şekilde, eğer her şey beyaz olsaydı, bu bizim için sanki her şeyin siyah olmasıyla aynı olurdu. Gerçek dünyada her şey pozitifi ve negatifi, olmayı ve olmamayı içerir, çünkü her şey sürekli bir hareket ve değişim halindedir. Bu arada matematik sıfırın hiçliğe eşit olmadığını göstermektedir.

Sıfır, herhangi bir belirli niceliğin yadsınması olduğu için içerikten yoksun değildir. Tersine sıfırın çok kesin bir içeriği vardır. Tüm pozitif ve negatif büyüklüklerin sınır çizgisi olarak, ne pozitif ne de negatif olabilen tek gerçek nötr sayı olarak o, yalnızca kesin bir sayı değil, aynı zamanda kendi başına bizzat sınırladığı tüm diğer sayılardan daha önemlidir. Aslında sıfır, içerik olarak diğer tüm sayılardan daha zengindir. Herhangi bir sayının sağına koyun, onu on katına çıkarır. Kendi başına alındığında sıfır = 0 anlamına gelmesi şartıyla, sıfır yerine başka herhangi bir işaret kullanılabilirdi. Demek ki, bu uygulamasının olması ve kendi başına bu şekilde uygulanabilmesi sıfırın doğasından gelen bir şeydir. Sıfır kendisiyle çarpılan her sayıyı yok eder; bölme işleminde herhangi bir sayıyla bölen terim olarak bir araya geldiğinde o sayıyı sonsuz ölçüde büyütür, bölünen terim olarak bir araya geldiğinde sonsuz ölçüde küçültür; diğer her sayıyla sonsuzluk ilişkisi içinde duran tek sayıdır. 0/0, –∞ ile +∞ arasında her sayıyı ifade edebilir ve her durumda gerçek bir büyüklüğü temsil eder.
Devamını oku “Pozitif ve Negatif”