Kaos Kuramı

Kaos kuramı, koşullardaki çok küçük değişikliklerin ileride çok büyük sonuçlara yol açabileceğini söyler. Evden 30 saniye geç çıksaydınız, belki otobüsü kaçıracaktınız ama aynı zamanda sizi yeni bir işe yönlendirerek yaşamınızın akışını değiştirecek kişiyle de tanışacaktınız. Kaos kuramının en bilinen uygulama alanı hava durumudur. “Kelebek etkisi” adıyla bilinen olguda, küçük bir rüzgarcık, gezegenin bir başka yerinde kasırgaya yol açabilir. Ancak kaos gerçek anlamda kaotik değildir; içinde bir takım kalıplar barındırır.

Aslında kaos pek doğru bir adlandırma değildir. Çünkü sözcüğün akla getirdiği gibi tümüyle rassal, öngörülemez, ve gelişigüzel yapılı değildir. Kaotik sistemler de aslında deterministiktir, yani başlangıç noktası kesin olarak bilinirse öngörülmeleri ve tekrarlanmaları mümkündür. Ama bir sonuca bakarak nasıl meydana geldiğini kesin olarak söylemek imkansızdır, çünkü aynı sonuca birden fazla yoldan ulaşılmış olabilir.

Determinizm ve Kaos

kaosKaos teorisi doğada görünüşte kaotik ya da rastlantısal olan süreçleri ele alır. Kaosun sözlük tanımı düzensizliği, karışıklığı, rastlantısallığı ya da tesadüfiliği akla getirebilir: hedefsiz, amaçsız ya da ilkesiz rasgele bir hareket. Ama nesnel süreçlere saf “tesadüf”ün karışması, fiziksel olmayan yani metafizik faktörlere davetiye çıkarır: kapris, ruhsal ya da ilâhi müdahale. Yeni kaos bilimi “tesadüfi” olaylarla ilgilendiğinden derin felsefi anlamlara sahiptir. Daha önce rastlantısal ve kaotik olduğu düşünülen doğal süreçlerin, şimdi bilimsel anlamda yasalara uygun oldukları ortaya çıkmıştır ve bu da determinist nedenler için bir temel anlamına gelmektedir. Dahası, bu keşif, evrensel demesek bile, o kadar geniş bir alana yayılmıştır ki, bütünüyle yeni bir bilime yol açmıştır; kaosun incelenmesi. Bu, tüm bilim dallarına uygulanabilen ve bazılarının devrim dedikleri yeni bir bakış açısı ve metodoloji oluşturmuştur.

Bir metal çubuk mıknatıslandığında, tüm parçacıklarının aynı yönü gösterdiği “düzenli bir durum”a geçer. Bu çubuk şu ya da bu yöne yönlendirilebilir. Teorik olarak, herhangi bir yöne dönmekte “özgür”dür. Pratikte ise metalin her küçük parçası aynı “kararı” verir. Bir kaos bilimcisi, bir eğreltiotunun yapraklarının “fraktal geometrisini” tanımlayan temel matematiksel kuralları bütün ayrıntılarıyla inceledi. Bu bilgiyi rastlantısal sayı üretecine sahip olan bilgisayarına girdi. Bilgisayar, ekranı üzerine rastlantısal olarak konan noktaları kullanarak bir resim çizmeye programlanmıştı. Deney ilerlerken, her bir noktanın nerede ortaya çıkacağını öngörmek mümkün değildir. Ama şaşmaz bir biçimde, eğreltiotu yaprağının görüntüsü oluşur. Bu iki deney arasındaki yüzeysel benzerlik apaçıktır. Ama daha derin bir paralelliği akla getirir. Tıpkı bilgisayarın görünüşteki rastlantısal nokta seçimlerini (ve bilgisayar “dışındaki” gözlemciye göre her türlü pratik amaç bakımından bu seçim rastlantısaldır) etraflıca tanımlanmış matematiksel kurallara dayandırması gibi, fotonların (ve tüm kuantum olaylarının) davranışlarının da, içinde bulunduğumuz zaman diliminde insan kavrayışının oldukça ötesindeki temel matematiksel kurallara tâbi olduğu düşünülebilir.
Devamını oku “Determinizm ve Kaos”