Dahilerin Özellikleri

dahi-cocukDâhi kişiler, bakış açımızı değiştirmekle kalmaz, dünyayı kendisiyle aynı perspektiften görmemizi sağlar. Dâhiler, muhteşem bir kavrayış, sezgi, ilham, düşünce ya da inanç yoluyla, her şeyi farklı bir perspektiften görür ya da algılarlar. Onların yeni perspektifi, karşı konulmazlığı zamanla ortaya çıkaran öyle farklı görüş açısı sağlar ki, bir daha hiçbir şeyi eskisi gibi göremeyiz. Onların görüş açısı, bizimkinden çok daha geniş bir alanı kapsar. Bu olağanüstü başarının sırrı, dâhilerin ayrıntılar arasında bağlantılar kurup, sığ bakış açısıyla görülemeyecek derin ilişkileri keşfedebilmelerinde yatar. Dehâ tarihinin,Shakespeare tarafından saptanan genel bir eğilimi vardır: Devrimci bir dâhi olabilmek için, belki biraz da deli olmanız gerekebilir.

Dehâyı anlamak, tarihsel şartların, kültürel ortamın ve başka unsurların farkında olmayı gerektirse de dehâ her zaman bireyseldir. Yine de onu kolayca tanımlayıp, sözcüklerle formüle edemeyiz. Fakat gördüğümüz ve ya hissettiğimiz zaman dehayı tanıyabilir ve hayal gücümüzü kullanarak onun anlaşılması güç niteliğini kavrayabiliriz.
Devamını oku “Dahilerin Özellikleri”

Nicola Tesla

1856 yılı 9 Haziran gece yarısı, bugünkü Hırvatistan’ın Smiljan kasabasında doğan Nikola Tesla, teknolojiyi ve yaşamlarımızı etkileyen buluşlarıyla tüm zamanların en önemli mucitlerdendir. Tesla aynı zamanda gelmiş geçmiş en büyük dehalardandır. Bugün pek de tanınmayan bu dehanın yaşamını ve çalışmalarını araştırdığımızda şaşırmamak, felsefenin desteği ile bile oldukça güçtür. Günümüzde kullanılan ve nispeten hâkim olduğumuz yüzlerce önemli icadının yanı sıra, bazı önemli teorileri ve çalışmaları vardır ki, bugün için bile anlaşılamamıştır ve hala büyük gizemini korumaktadır. Bunlardan bazıları; savaşlara son verecek bir süper savunma kalkanı, elektriğin ve enerjinin kablosuz aktarımı -iyonosfer tabakası kullanılarak tüm dünyanın aydınlatılabilmesi, dolayısıyla neredeyse bedava elektrik- atmosferde sokak lambaları ve meteorolojik koşulların kontrolü, insan bedeninin enerjisi ile çalışabilen araçlar -örneğin otomobiller.

Tesla, teknoloji adına Modern Çağ’ın temellerini atmıştır. Hiç evlenmemiştir. Buluşları ile insanlara servet ve şöhret kazandırıp, parayı ve şöhreti reddeden Tesla fakir ve yalnız bir şekilde hayatına veda etmiştir. Fikirleri ve yaşam şekli ile sanki başka bir dönemden gelmiş gibidir. Hiç yorulmamış ve çalışmalarından vazgeçmemiştir. Döneminde anlaşılmadığına, buluşlarının bir devrim niteliğinde olduğuna -ikinci endüstri devrimi- günümüz bilim insanlarına ve süper devletlerine nasıl ilham kaynağı olduğuna baktığımızda, Tesla’nın çağının çok ötesinde bir bilim insanı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Döneminde neredeyse bilinmez olan elektriğin gizemlerini çözüp geniş alanlara taşıyarak elektrik ve elektronik çağını başlatmıştır. Yüzlerce icadının yanı sıra bugün bile tam olarak hâkim olunamayan yeni bilimsel alanlar açmıştır. Alternatif akım ve motorları, radyo, radar, flüoresan, x-ışını, uzaktan kumanda, kablosuz iletişim Tesla’nın akla ilk gelen icatlarındandır. Tesla olmadan alternatif akımın ve buna uygun çalışan motorların, televizyonun, MR’ın (Manyetik Rezonans Görüntüleme), robotların, faks makinesinin ve daha birçok buluşun mümkün olamayacağını söyleyebiliriz. 800’ü patentli yaklaşık 1000’e yakın icadı olmasına rağmen bu deha günümüzde pek tanınmamaktadır. Yaşamı boyunca birçok engel ile karşılaşan Tesla’nın en büyük ve sürekli çabalarından biri, çalışmalarını sürdürebilmek için finansal kaynak bulabilmek olmuştur. Belki de döneminin çok ötesinde olduğu için anlaşılamayan, çoğu zaman yalnız ve maddi sıkıntılar içinde olan bu deha, son yıllarını geçirdiği New York’taki bir otel odasında 7 Ocak 1943’te yaşama veda etmiştir.

Devamını oku “Nicola Tesla”

Bir Jamaica Hikayesi

1784 te William Ford adlı bir Irlandalı Jamaica’ya ayakbastı. Bir kahve plantasyonu satın alan Ford, köle pazarında görüp beğendiği bir köleyi kendine cariye yaptı. Çiftin John adını verdikleri bir oğulları oldu.

O tarihte bir köle kolonisi olan Jamaica’da on siyaha karşı bir beyaz yaşadığından, beyaz-siyah birlikteliği çok yaygındı. Doğan melez çocukların kuşaklar ilerleyip renkleri açıldıkça toplum içindeki statüleri de o oranda artıyordu. İlk kuşakta kölelikten azad edilen melez, renk açıklık sıkalasında ilerledikçe doktor, avukat, vali veya meclis üyesi olabiliyordu. Ford soyunun ilk melezi John papaz, oğlu Charles gıda toptancısı oldu. Charles’ın iki oğlundan biri öğretmen biri fabrikatör oldu. Kızı Daisy de öğretmen oldu. Kendisi gibi bir öğretmenle evlenip Faith ve Joyce adında ikiz kız doğurdu.
Devamını oku “Bir Jamaica Hikayesi”

Yaz Tatili ve Başarı

Amerika’nın kuruluş yıllarında her topluluğun, kasabanın, köyün kendi başına üstlendiği eğitim düzenine 19.yy da çeki düzen verilmek üzere girişim başlatıldı. İnsanlar genelde ancak yeni fikirlere şekil verirler ve çıkış noktamız hep mevcut durumdur: bildiğimizden yola çıkıp bilmediğimize ulaşırız. O zamanki reformcuların bildiği, tarım mevsimlerinin düzeniydi. O yüzden okul takvimi ekim – hasat – dinlenme dönemlerine göre ayarlandı. Toprağın fazla işlenmesiyle tükendiği ve nadasa bırakılması gerektiği gibi, zihinlerin de fazla çalışma ve öğrenmeyle sulanacağına inanılıyordu. Bunu önlemek için uzun bir yaz tatili gerekliydi.

Yaz tatillerinin eğitim üzerindeki etkisi pek az dile getirilir, vazgeçilmez bir olgu olarak görülür. Ancak öğrencilere okul yılının başında ve sonunda yapılan testler nasıl çocukların yıl içinde ne kadar öğrendiklerini gösteriyorsa, yaz tatilinin başında ve sonunda yapılan testler de çocuğun tatil döneminde ne kadar öğrendiğini veya unuttuğunu gösterir. Bu testlerde varlıklı çocukların tatil döneminde bilgi ve görgülerinin daha da arttığını, yoksul çocukların ise aksine azaldığını görmekteyiz. Bunun başlıca sebebi, daha önce de sözünü ettiğimiz yetiştirme farkıdır. Varlıklı aileler yazın da çocuklarının kamplarla, kitaplarla öğrenimini sürdürmesini sağlarken, yoksul çocukların tek seçeneği televizyondur.
Devamını oku “Yaz Tatili ve Başarı”

Pirinç Tarlaları ve Matematik Testleri

Güney Çin’de bugün Sanayi bölgesi olan İnci Nehri deltası ve Guang Zhou bir zamanlar tamamen pirinç tarlalarından ibaretti. Bugün bile Nan Ling dağlarına yaslanmış dalgalı tepeler Çin’in önemli pirinç yetiştirme bölgelerinden biridir.

Pirinç Çin’de binlerce yıldır üretilmektedir. Japonya’dan Singapur’a kadar doğu Asya’ da pirinç yetiştirme teknikleri Çin’den yayılmıştır.

Pirinç tarlaları buğday tarlası gibi topraktaki bitki, taş vs temizlenerek ekime açılmaz, inşa edilir. Pirinç tarlaları ya girift teras dizileri halinde yamaçlara oyulur, yahut da bataklıklarda veya nehir çevresindeki ovalarda büyük emek sarf ederek inşa edilir. Sulanması gerektiğinden etrafı setle örülür. En yakın kaynaktan su kanalları kazılır. Setlere, bitki belli bir seviyeye kadar su altında kalacak şekilde su akışını ayarlayan delikler açılır. Suyun süzülüp gitmesini önlemek için tarla tabanının kil olması gerekir fakat pirinç fideleri sert kile ekilemeyeceğinden kilin üstü yumuşak çamurla kaplanır. Kil çanağı adı verilen bu toprak parçası adeta bir mühendislikle öyle ayarlanır ki hem bitki optimum seviyede su altında kalsın, hem de fazlası akıp gitsin. Gübreleme de ayrı bir hünerdir. Başta insan dışkısı, çeşitli maddelerden oluşan gübrenin verilme miktarı ve zamanı doğru ayarlanmazsa faydadan çok zarar getirir.
Devamını oku “Pirinç Tarlaları ve Matematik Testleri”