Ekoloji Düşüncesi Nedir?

İlk kez lisans yıllarında Çevre Sosyolojisi dersinde Feryal Turan hocamın tatlı ve sistematik anlatımlarıyla çevre konularına ilgi duymaya başlamıştım. Daha sonra Kubilay Aysevener hocadan aldığım Çevre ve Teknoloji Felsefeleri dersinde bir dönem boyunca Murray Bookchin’in eserlerini okuyup tartışmıştık. Feryal hocanın dersinde kurduğu anlatım şemasına bağlı kalarak ve onun ders notlarından bazı bölümlerden de yararlanarak Çevre ve Ekoloji sorunlarına ilgi duyanlara giriş düzeyinde bilgiler içeren bir metin düzenledim. Çevre sosyolojisi derslerinin içeriği artık çok çeşitli ve zengin kuşkusuz. Özellikle Batı üniversitelerinde bu alanda gelişen yeni okumalar kayda değer. Wisconsin’de derslerine katıldığım William Cronon’un çevre tarihçiliği alanındaki yenilikçi yayınları ilk başta sayılması gerekenlerden. Yine Nelson Enstitüsü bünyesinde yapılan çalışmalar coğrafya, ekoloji, tarih ve sosyoloji arasındaki disipliner ayrımlara meydan okur nitelikte. 2010 yılında Madison Sosyoloji Bölümü Havens Center’da Michael Lowy Ekososyalizm Nedir ve Ekososyalizm ve Demokratik Planlama başlıklı iki güzel sunum yapmıştı. Dinlemiş, istifade etmiştik. Ders kitabı örneği olarak John A. Hannigan’ın Environmental Sociology: A Social Constructionist Perspective kitabı sistematik bir giriş çalışması.
Devamını oku “Ekoloji Düşüncesi Nedir?”

Dil ve Düşünce Gelişimi

Genel olarak insan düşüncesinin gelişimiyle insan bireyinin dil ve düşüncesinin çocukluk ve ergenlikten yetişkinliğe varan süreç içindeki gelişimi arasında belli bir benzerlik göze çarpar. Tıpkı embriyonun ana rahmindeki gelişmesinin tarihçesinin, hayvan atalarımızın solucandan başlayarak milyonlarca yıla yayılan bedensel evrim tarihinin kısaltılmış bir tekrarından ibaret olması gibi, insan yavrusunun zihinsel gelişimi de, atalarımızın, en azından daha yakın olanlarının, zihinsel gelişiminin daha da kısaltılmış bir tekrarından ibarettir.
Devamını oku “Dil ve Düşünce Gelişimi”

Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk kim bulmuştur?

Bilinen kayıtlara göre (muhtemelen daha öncesi de vardır) dünyanın yuvarlak olduğundan bahseden ilk kişi Pisagor’dur. Bunu da Milattan önce 500 lü yıllarda (yani günümüzden 2600 yıl önce) yapmıştır. Bunun için gök cisimlerine bakıp genelleme yapması ve ufukta bir geminin kaybolmasını gözlemlemesi yetmiştir.

Asıl daha önemlisi M.Ö. 240 yıllarında Eratosthenes tarafından dünyanın çevresinin ve çapının küçük bir hata ile ölçmesidir. İki farklı noktada aynı anda ölçtüğü güneş eğimleri farkını basit bir orantı kurarak kürenin çevresini ve çapını yaklaşık olarak bulmuştur.

Eratosthenes mısırdan çıkmadan Dünyanın çevresini ölçmüştür. Eratosten Antik Mısır’da Asvan (Grekçe ismi Syene, Antik Mısırda Swenet olarak adlandırılmıştır.) şehri Yengeç Dönencesi’nde olduğu için yaz gündönümünde güneş tam tepede yani gölge boyu sıfır olacağını biliyordu. Gnomonu kullanarak öğle vaktinde İskenderiye’deki gölge açısını ölçtü ve güneye doğru 7°12′ olarak buldu ve pusula yardımı ile gölge açısını buldu. Dünya’nın tam küre olduğunu varsaymış ve İskenderiye Asvan’nın kuzeyinde olduğundan aradaki yay farkı oranı 1/50=7°12’/360°dir. Yani bu iki şehir arasındaki mesafe Dünya’nın çevresinin 50’de 1’idir. Firavunun defterdarları tarafından yapılmış ölçülere göre iki şehir arası mesafe 5.000 stadyumdur.( 927.7 km ya da 500 mil) Hesaplama sonucunda 1 dereceye 700 stadyum düşmektedir. Bu durumda Dünya’nın çevresi 252.000 stadyumdur. 1 stadyum 185 metreye tekabül ettiğini kabul edersek Çevreyi 46.620 km olarak buluruz ve 16.3%. hata payı ile gerçeğe çok yaklaşırız ancak Antik Mısır’da 1 stadyum 157.5 metredir . Bu durumda ölçüm 39,690 km olur, yani hata payı 1.6% ile gerçek çevre uzunluğuna ulaşılmıştır.