Insan hayatinda güvence duygusu en önemli duygulardan biridir. O hayatini sürdürebilmek icin bazi antlasmalara imza atmistir. Yeterli güce sahip olmayan fertler ile gruplasmalar meydana gelmistir. Amac bireyin saglayamadigi güvenceyi ortaklasa saglamaktir. Grup dahilindeki bireyler güvence adina kendi isteklerinden vaz gecip ortak istekleri kabul etmislerdir. Gruba ait olanlar kendi özgürlüklerini grubun sagladigi güvenceye devretmislerdir.
Grubun büyüklügü ile genelde kabul gören grup degerleri ters orantilidir. Bir aileyi, akraba iliskilerini, bir mahalleyi, bir sehri veya bir ülkeyi ele aldigimizda benimsenen degerler aile ortaminda en yüksek orantilisidir, ülke genelinde en düsügüdür. Bunun belli basli nedenlerinden biri taninmislik orani olabilir. Bir sahsa en yakin olan ailesi ve diger akrabalaridir. Bu nedenle onlarla olan iliskisindeki degerler cok sikidir. Bir ülkenin ücra kösesinde yasayan biri icin ailesine besledigi duygulari beslemez, cünkü onu tanimaz. Hele dünyanin öbür ucunda biri icin o duygulari hic beslemez. Ortak degerleri paylastigi kisilere kendini daha yakin hisseder. Yardimlasma söz konusu oldugunda da ilk yardim edecegi sahislar en yakin aile fertleri veya en yakin tandiklaridir.
Böyle kendi kendini organize etmis bir toplumda insanlarin güvencesi kendi iliski kurma yetilerine baglidir. Iliski kurma yetisi ona güvence saglar. Güvence üzerine kurulu bir toplumda o toplumun fertleri iliski kurmanin cok önemli oldugunu sayacaktir. Begenme yerine baskalri tarafindan begenilme ön planda olacaktir. Baskalarinin "suyu" dogrultusunda gitme belli basli degerlerden biri olacaktir. O artik kendisi icin yasamaz cevresini mutlu etmek icin yasar.
Diger taraftan kendisinin zayif oldugunu bilen yanliz güvence taminatini devlete devreden sahis tipleri de vardir. O kuracagi iliskilerden güvence teminatini beklemez, o teminati devlettin herkese esit derecede yakin olmasi ile alacagini umut eder. O kendi baglarini grup baglarindan koparir ve sadece gerekli ve kendine uygun gördügü iliskileri cikar ötesinde sürdürmek ister. O güvence gereksinimi oldugu icin bag kurmaz, o sadece sosyal bir varlik oldugu icin iliskilerini pekistirir. Iliskileri kendi istegini yansitir, bulundugu grup düsüncesini degil.
Demokratik degerler kendi degerlerini devlet güvencesine devretmisler tarafindan yasatilir. Herhangi bir müdahale kendi özgürlügünü kisitlayacagi icin o devlet kurallarinin özgürlükcü olmasi icin calisir. Güvencesini grup tarafindan saglayanlar icin böyle bir sorun yoktur. Onun icin özgürlük söz konusu degildir, cünkü o özgürlügünü isteyerek güvence ile degis-tokus etmistir. O halde demokratiklesme bireysellesme ile cok yakindan alakalidir. Ancak bir birey kendi özgürlügünü maximum degerine cikartmak isteyecektir.
obookman -- 17.05.2013 - 10:41
''Grup dahilindeki bireyler güvence adina kendi isteklerinden vaz gecip ortak istekleri kabul etmislerdir. Gruba ait olanlar kendi özgürlüklerini grubun sagladigi güvenceye devretmislerdir.'' denmiş
birincisi güvence özgürlüğü de getirir, düzenin olduğu yerde özgürlük daha çoktur,
örnek:
tek başınıza bir köy evi kurup tarlanıza sahip çıkmaya ve tek hücreli yaşamya kalkarsanız tarlanızı asla terkedemezsiniz bıraktığınız gibi saldırıya uğrar bu yüzden sürekli savunma halinde kalmanız teyakkuz da olmanız gerekir.
yani düzen, düzensizlikten sonsuz kat iyidir.
''Grubun büyüklügü ile genelde kabul gören grup degerleri ters orantilidir.'' denmiş
böyle bir kural kesinlikle yok, grup boyutu ve kurallar bütünü tamamen başka dengelere bağlıdır.
''Böyle kendi kendini organize etmis bir toplumda insanlarin güvencesi kendi iliski kurma yetilerine baglidir.''
herhangi bir toplum kendi kendini organize edemez, ne tarihte örneği var ne de mümkünatı var, toplumları liderler ya da kadrolar organize eder, toplumlar merkeziyetçi yapıdadırlar, gruplaşma daima merkezleşmeyi de beraberinde getirmek zorundadır, geri kalan herşey merkezleşmenin kontrolünden çıkarilabilir ORGANİZASYON dışında, denetimin en küçük hali organizasyon yapan denetimdir zaten (geri kalan hiçbirşeye karışmasa bile)
''Diger taraftan kendisinin zayif oldugunu bilen yanliz güvence taminatini devlete devreden sahis tipleri de vardir''
kendinin zayıf olduğunu bilen adam zayıf değildir. oxymoron var yani, zayıflığını bilmek ona karşı yaşam stratejisi geliştirebilmenin ön şartıdır zaten, zayıf olduğunu bilen ve buna karşı bir manevra yapan biri artık zayıf değildir. gerçek zayıf zayıflığını bilmez, bkz kitle bireyleri [quote Gustave Le Bon]
son olarak ta:
''Demokratik degerler kendi degerlerini devlet güvencesine devretmisler tarafindan yasatilir. Herhangi bir müdahale kendi özgürlügünü kisitlayacagi icin o devlet kurallarinin özgürlükcü olmasi icin calisir. Güvencesini grup tarafindan saglayanlar icin böyle bir sorun yoktur. Onun icin özgürlük söz konusu degildir, cünkü o özgürlügünü isteyerek güvence ile degis-tokus etmistir. O halde demokratiklesme bireysellesme ile cok yakindan alakalidir. Ancak bir birey kendi özgürlügünü maximum degerine cikartmak isteyecektir.''
denmiş
böyle bir iddia zaten herhangi bir konkjoktüre uymuyor, demokrasinin tanımı ya da temsiliyle alakası yok söylenen şeyin, demokrasi en temelde çoğunluğun azınlığa diktasının yasallaştırılmasıdır. özgürlük yine de hiçbir sistemi olmayan ya da totaliter sistemi olan düzenlere göre çok daha fazladır demokraside ama tehlikelidir, çünkü çoğunluk en alt kat sayıda eşitlenir zeka ve algı olarak, iyi yönetilmeyen bir çoğunluğun kararları da sakıncalı olacaktır. gibi gibi gibi.
diyorum. kusura bakılmasın ama biraz eksik bilgiyle yazılmış bu yazı
Turan -- 17.05.2013 - 11:08
Sayin obookman,
söyle demissiniz:
"birincisi güvence özgürlüğü de getirir, düzenin olduğu yerde özgürlük daha çoktur,
örnek:
tek başınıza bir köy evi kurup tarlanıza sahip çıkmaya ve tek hücreli yaşamya kalkarsanız tarlanızı asla terkedemezsiniz bıraktığınız gibi saldırıya uğrar bu yüzden sürekli savunma halinde kalmanız teyakkuz da olmanız gerekir.
yani düzen, düzensizlikten sonsuz kat iyidir."
"''Grubun büyüklügü ile genelde kabul gören grup degerleri ters orantilidir.'' denmiş
böyle bir kural kesinlikle yok, grup boyutu ve kurallar bütünü tamamen başka dengelere bağlıdır."
"''Böyle kendi kendini organize etmis bir toplumda insanlarin güvencesi kendi iliski kurma yetilerine baglidir.''
herhangi bir toplum kendi kendini organize edemez, ne tarihte örneği var ne de mümkünatı var, toplumları liderler ya da kadrolar organize eder, toplumlar merkeziyetçi yapıdadırlar, gruplaşma daima merkezleşmeyi de beraberinde getirmek zorundadır, geri kalan herşey merkezleşmenin kontrolünden çıkarilabilir ORGANİZASYON dışında, denetimin en küçük hali organizasyon yapan denetimdir zaten (geri kalan hiçbirşeye karışmasa bile) "
"böyle bir iddia zaten herhangi bir konkjoktüre uymuyor, demokrasinin tanımı ya da temsiliyle alakası yok söylenen şeyin, demokrasi en temelde çoğunluğun azınlığa diktasının yasallaştırılmasıdır. özgürlük yine de hiçbir sistemi olmayan ya da totaliter sistemi olan düzenlere göre çok daha fazladır demokraside ama tehlikelidir, çünkü çoğunluk en alt kat sayıda eşitlenir zeka ve algı olarak, iyi yönetilmeyen bir çoğunluğun kararları da sakıncalı olacaktır. gibi gibi gibi."
"
diyorum. kusura bakılmasın ama biraz eksik bilgiyle yazılmış bu yazı"