Eger her seyin sebebi ve yaraticisi ve herseyden daha önce olan Allah ise,
Öyle bir konum olmalidir ki sadece Allah var ve baska hiçbir sey yok.
Bu konumda Allah neden bir sey yaratir?
Neyi yaratacagini neye göre belirler?
Veya Allah diledigi anda 'Allah var ve baska hiçbirsey yok' konumuna geri dönebilir mi?
Yani tüm yarattiklarini yok edebilir mi?
Bana göre kavramsal olarak, Allah bir sey yaratamaz !
Yaratmak degismektir.
Yaratmamis Allah,yaratmis Allah'a degisecek ve dönüsecektir.
Yaratmis Allah ve yaratmamis Allah ayni degildir,bu Allah kavramina aykiridir, çünkü Allah degismeyecek olandir.
xenix -- 25.12.2007 - 20:36
Allah'ı "sonsuz" gibi düşünürsek, (bizim buradaki sonsuz adlı kullanıcı değilde kavramsal olarak) sonsuz+1 = sonsuz olacaktır. Şimdi eşitliğin solundaki sonsuz la sağındaki sonsuz farklımıdır? Allah'ın sabit olduğu, değişmeden kalabileceğini iddia edecek yeterli veri yoktur.
xenix
EnkiMan -- 25.12.2007 - 20:40
Allah tanımı gereği mükemmeldir, tamdır tüm eksikliklerden uzaktır
Değişim ise mükemmel olan simetrinin kırılmasıdır
xenix -- 25.12.2007 - 20:46
sonsuz u kavramsal olarak mükemmel kabul edebilirsiniz. Çünkü sonu yoktur. Ama durmadan değişim içindedir, bir artım halindedir. Sabit olduğu zaman mükemmel olmaz. O yüzden Allah'ın değişimi demek sonsuz gibi sabit değil, artan bir şekilde değerlendirmek demektir.
xenix
narin -- 25.12.2007 - 20:51
Postmodern yaklaşım konusuda sonunda inançların tartışıldığı konu haline geldi.Neden isteyen istediğine inanıp, inançlara saygı duyulmuyorda böyle bir konu sürekli tartışılıyor anlamış değilim.İnananların nasıl kendilerine göre inanmama nedenleri varsa,aynı şekilde inananlarında var. Bunu tartışmanın manası nedir?İnanan mı inançlarından vageçecek yoksa inanmayanmı inanç sahibi yapılacak??
EnkiMan -- 25.12.2007 - 20:54
Ben sonsuz dememedim ki ama
sonsuz=mükemmel de demedim
Allah tanımı gereği eksikliklerden uzaktır bu sonsuz anlamına gelmez sadece tamdır eksik değildir.
Tam olan varlık değişemez
Değişiyorsa ya önceki ya sonraki hali tam değildir
EnkiMan -- 25.12.2007 - 20:55
İnanca saygı duyulmaz kabul edersin yada etmezsin
Her fikir her inanç eleştirilebilir olmalıdır, bundan kimse gocunmamalıdır
Saygı bireye, insana duyulur
Ve burda hakaret içeren birşey yoktur
xenix -- 25.12.2007 - 20:56
Haklısınız siz demiyorsunuz bunları. Ama kendi tanımınız üzerinden yargılıyorsunuz bu seferde. Birşeye önce A diyorsunuz, sonra A olursa böyle böyle olur, diyorsunuz. Mantığınız almıyor. Peki sizin A dediğiniz A değilse? Yani sizin tam lık anlayışınızla benimki örtüşmüyor.
xenix
EnkiMan -- 25.12.2007 - 20:59
"Tanrı mükemmeldir ve tamdır"
bu argüman benim kişisel görüşüm değildir ki
Bu niteliklere sahip değilse olsa olsa "Tanrımsı" olur
narin -- 25.12.2007 - 21:00
Anlarsınız düşüncesi ile...bireye eli,kulağı gözü var diye saygı duyulmaz düşüncelerinden ötürü saygı duyulur yada duyulmaz.İnançlarıda düşünceleri doğrultusunda oluşur.Dolayısı ile saygı duymanız gereken zaten insandır.Düşüncelerine saygı duyuyorum ama kendine değil olabilir mi??Ayrıca gocunulacak birşey yok ama neden gocunmak ifadesi kullandınız onuda anlayabilmiş değilim sizce gocunulması gereken bir durum mu var??bana soracak olursanız hayır yok...
xenix -- 25.12.2007 - 21:03
Sizde çağrıştırdığı, sonu olan mıdır?
xenix
EnkiMan -- 25.12.2007 - 21:07
"""Anlarsınız düşüncesi ile...bireye eli,kulağı gözü var diye saygı duyulmaz düşüncelerinden ötürü saygı duyulur yada duyulmaz."""
Zıt görüşlere sahip oldugum çok kereler bu konularda tartıştıgım ama saygı duydugum insanlar vardır.
"""İnançlarıda düşünceleri doğrultusunda oluşur."""
Aslında düşünceleri inançları doğrultusunda oluşuyor genelde insanların
"""Dolayısı ile saygı duymanız gereken zaten insandır."""
Elbette
Bu ortaya tabu olan konular ortaya koyarak, bunları tartışmayalım diyerek olmaz ama
"""Düşüncelerine saygı duyuyorum ama kendine değil olabilir mi??"""
Olamaz
"""Ayrıca gocunulacak birşey yok ama neden gocunmak ifadesi kullandınız onuda anlayabilmiş değilim"""
Bilmem öyle hissettim
"inancıma dair eleştirel söz söylemeyin" der gibi girdiniz konuya da ondan galiba
"""sizce gocunulması gereken bir durum mu var??bana soracak olursanız hayır yok..."""
Bencede yok
EnkiMan -- 25.12.2007 - 21:09
"tam" = "sonsuz" eşitliği mantıksal bir zorunluluk değildir
olabilirde olmayabilirde
xenix -- 25.12.2007 - 21:14
Sorumun cevabı olmamış. Sizce tam olan sonu olan mıdır? demiştim. Eğer Evet derseniz "bu sizin tanımınız" olur. Yani iki önceki iletim geçerlidir. Hayır derseniz zaten ortada tamlık ve değişimle ilgili bir problem kalmıyor yine iki önceki iletimde açıkladığım üzere.
xenix
narin -- 25.12.2007 - 21:23
Gayet sakin ve ılımlısınız şimdi,böylesi daha güzel.Bazen hisler yanıltabilir sorun değil...Birbirimizi anlama konusunda sorun olmamasına sevindim ;)
EnkiMan -- 25.12.2007 - 21:44
"Sonsuz" bir varlığı nitelemede geçerli bir kavram olabilir mi?
Sonsuz matematiksel bir limit durumudur soyut bir kavramdır
sonsuz - 1 = sonsuz
bu nedenle "sonsuz" bir varlığı tanımlamada kullanılamaz kanımca
1 sonsuz = 2 sonsuz = sonsuz
1=2 diyebilirmiyiz mesela?
Tam olmak sonsuz olmayı gerektirmez
Bir tam kümenin eleman sayısı sonsuz olmalıdır diyemeyiz
xenix -- 25.12.2007 - 21:57
Hatta oluyorda. Matematik sadece insan ürünüdür hatta. Bizden daha gelişmiş daha zeki bir varlığın matematiği bizden daha farklı olacaktır. Kaldıki sonsuz bazen bir varlığı tanımlamada en ideal ölçütte olabilir. Pi 'nin basamak sayısını ifade ederken, tamdır demeyiz, varlık olan pi'yi en iyi şekilde sonsuz basamaklıdır şeklinde tanımlarız. Tam olmak dediğim gibi, sizin kendi tanımınızla ilgili bir durum. Sizin neye tam dediğinizi henüz anlayamadım.
xenix
sonsuz -- 25.12.2007 - 22:00
Şimdi dikkatimi çekti. Yaratmak değişmektir demiş sayın Golem. Bu Enkiman'ın "neden"lerle ilgili yazısını aklıma getirdi. Yaratmanın değişmek olduğu varsayımı hangi "nedenselliğe" dayanıyor. Yani bu bile sadece insan zihninde deterministik olma çabası değil midir?
gurler -- 25.12.2007 - 22:08
yaratmak kavramını biraz açsanız.. Allahın yaratması dediğiniz olay nedir?
sadece bir isimlendirmeden mi ibaret yoksa varolan herşey ve her oluş, oluşum birer yaratılış mı?
Golem -- 25.12.2007 - 22:16
Yaratmak demek kısaca DAHA ÖNCE varolmayan birşeyi DAHA SONRA var etmek demektir
Yaratma anının ÖNCESİ ve SONRASI olmalıdır aksi takdirde bir yaratmadan bahsedilemez
Misafir -- 25.12.2007 - 22:17
o zaman bir dönüşüm mü demek istiyosuunuz? yaratılma=dönüşüm
dönüşüm sonrası yeni varlığa ise farklı bir isim verilir. örneğin ağaç kesilir işlenir. artık ismi ağaç değil kağıt gibi?
Golem -- 25.12.2007 - 22:24
Yaratılan şey dönüşen değil yoktan varolan
Ama bu süreçte yaratan dönüşen oluyor
yaratmamış olandan yaratmış olana dönüşüyor
Ama şunuda belirtmek gerek
her yaratılmış olan yoktan varedilir demektir ama her yoktan varolan yaratılmış değildir
gurler -- 25.12.2007 - 22:25
yaratılma zamana ve mekana bağımlı bir şey midir? öncesinde yoktu, yaratıldı. artık var..
zamana ve mekana bağımlı olanlarda dönüşüm vardır gibi geliyor bana. yaratılma boyutsal bir olay olmasın?
gurler -- 25.12.2007 - 22:28
maddenin özünde yaratılma varmıdır. olmayan bir nesne durduk yerde pat diyemi ortaya çıkıyor. varlığın özü enerji diye biliyoruz modern bilime göre. enerjinin farklı haller alması farklı frenksnlar titreşimler falan bu boyutta algılanışı çok farklı oluyor.
olaya enerji boyutundan bakarsan bizler yokuz... hani yaratılmıştık
Golem -- 25.12.2007 - 22:31
Eylem varsa zaman vardır
bize göre farklı bir zaman boyutu olabilir bizim bir saniyemiz o boyutta milyarca yıl veya tersi olabilir ama eylem varsa zaman vardır. zaman eylemin bir fonksiyonudur
yaratmak da bir eylemdir
Boyutsal olay derken ne kastettiğinizi anlayamadım
gurler -- 25.12.2007 - 22:37
eylem bize GÖRE var. göre bir kavram yani. evrensellik yanında bir değer ifade eder mi bilmem
boyutsallığı şöyle açabilirim
maddenin 3 boyutu vardır
en boy yukseklik
4.boyut ise zaman diyebiliriz. varlık bir zaman diliminde olmalı
varlığın 5. boyut ise onun boyutsal derinliği
boyutsal derinlik varlığın özüne doğru giden bir yol olarak alabiliriz.
en basit olarak elektron mikroskobuyla varlığa zoom lama yaparsanız şu anki teknoloji ile quantlarına kadar inebilirsiniz. bununda ötesinde bilim adamlarına göre varlığın özü bir enerjiye dayanırmış. bu enerjinin ötesi ise bir bilinmeyen. enerji nasıl var oldu, öncesinde sonrasında ne var bilinmiyor. hatta quantsal boyuttan sonraki boyutlarda zaman diye bildiğimiz kavramın geçerliliği yokmuş
zaman o boyutta yok. zaten zaman dediğimiz olay bu boyutta oluşların birbiri arkasına devam etmesi değil mi?
enerji boyutunda tek bir oluş var ise zaman mekan gibi kavramlarda düşüyor zaten
EnkiMan -- 25.12.2007 - 23:04
Tanrıya göre eylem yok mu yani
Tanrı "kendine göre" bir yaratma yapmadımı?
quant genel bir terim bu arada neye kadar inebiliriz kuarklara kadar mı?
enerji dediğimiz şeyde maddedir bu arada maddeden ayrı birşey değil
enerji ve madde aynı şeyin farklı görünüşü madde enerjinin yogunlaşmış halide diyebiliriz
Enerji deyince öyle doğaüstü birşey anlaşılmasın
hatta quantsal boyuttan sonraki boyutlarda zaman diye bildiğimiz kavramın geçerliliği yokmuş
Dünyayı kurtaran adamdan çıkmış gibi konuşmuşsunuz
"uzay hızını aşmalıyız"
ciuuuuvvv
Quantasal boyut nedir?
Şu an yanımda fizikçi bir arkadaş var ona sordum o da bilmiyor
edit: sanırım boyutu büyüklük olarak kullandınız
enerji boyutunda tek bir oluş var ise zaman mekan gibi kavramlarda düşüyor zaten
Enerji boyutu derken enerji formunda demek istediniz sanırım
boyut farklı bir tanımda
herşey enerji ise zaman mekan yoktur mu diyorsunuz ama vardır
zaman ikincil bir kavramdır yani tek başına var değildir zaten
hareketin sonucudur
Nerede yazıyor quantasal boyutta enerji formunda zaman ve mekan yoktur diye?
gurler -- 25.12.2007 - 23:10
1 saat önce ne siz beni biliyodunuz nede ben sizi. 1 saat once bunları düşünmüyordum. 1 saat önce bu siteyide bilmiyordum. yaratılma: en azından bende bir fikir yaratıldı bir düşünce. benmi yarattım, yoksa yaratıldı mı, düşünmek lazım.
eğer bu siteye girmiyip farklı bişi yapsaydım mesela tv izleseydim farklı düşünceler yaratıcaktı kafam.
önemli olan bu oluşlar eylemlerin kaynağı. maddi dişünmek biraz sığ bir düşünce
zamanın ve mekanın olmadığı boyutu anlatmak ise çok zor
quantsal boyuttan kasıt varlığın özüne bir zoomlama
sıralama yaparsak
Madde moleküler yapı atom atom altı boyut kuantsal boyut enerji...
ama ben fizikçi değilim, kavramları karıştırabilirim
xenix -- 25.12.2007 - 23:21
Belki şu şekilde düşünülebilir. Bir foton için zaman nedir? Yada ışık hızında giden herhangi birşey için zaman var mıdır? Einstein görelilik formüllerinden yola çıkarsak, ışık hızında giden birşey için yada karadelik gibi çok büyük kütle çekim merkezlerinde zamanda tekillik oluşmaz mı?
xenix
EnkiMan -- 25.12.2007 - 23:22
Düşünce dış uyarıların reseptörler ile beyne ulaşması ve beyindeki 10 milyardan fazla nöronun etkileşimleri ile ortaya çıktı. olası etkileşmelerin sayısı kabaca 2^10.000.000.000 dersek ne kadar büyük oldugunu düşünün 2^100 görünen evrendeki toplam elektron sayısından fazladır
Maddi düşüncenin neresi sığ bir düşünce
Kafanıza bir tahta ile vurunca bilincinizi kaybediyormusunuz
beyniniz bir ur oldugunda halisülasyonlar görmüyormusunuz
Benim annaannemin beyninde ur vardı (zeus günahlarını affetsin) evin içinde olmayan bir kediyi kovalardı
Nasıl oluyorda düşünce bunlardan etkileniyor peki düşünce maddi değilse
Zamanın ve mekanın olmadıgı boyut ne demek?
Zaman ve mekan zaten ikiside boyut
Quantasal boyutta zaman mekan yokoluyor nirvanaya ulaşıyoruz gibi birşey söz konusu değil ayrıca
gurler -- 25.12.2007 - 23:30
bu arada asıl konudan biraz sapıldı ve farklı bir noktaya gidiyor gibi. konu allahın yaratması idi.
bunla ilgili bir kaç fikrimi söylemek istiyorum
Allah bir şey yaratabilir mi?
biz genelde yaratma olayını olmayan (yada kısaca YOK diye bildiğimiz) dan olan bir şey ortaya çıkarma diye anlıyoruz. 1 saniye önce YOK'tu, artık var. sihirli bir değnerk dokundu gökten indi gibi.
düşünce maddidir dediniz. benim demek istediğim kaynak.
kaynağını nereden alıyor bu tum oluşlar vs.
bu oluşları ortaya koyan bir güç var. o güç biz miyiz? bizim dışımızda bir güç mü. yoksa içimizde mi? sadece o güç var biz yokmuyuz yoksa hepimiz de var mıyız?
biz ortaya koyuyosak bize o gücü kim verdi nasıl verdi. sorular çok aslında
EnkiMan -- 25.12.2007 - 23:35
"""Belki şu şekilde düşünülebilir. Bir foton için zaman nedir?"""
Foton elektrik ve manyetik alan salınımlarının oluşturdugu bir pakettir
maxwell denklemlerindede elektromanyetik alanların yayılımlarını ve dalgasal karakterini tanımlamayan dif denklemler zamana bağlıdır. Yani harmonik olarak titreşen elektrik ve manyetik alanların eylem biçimleri zamana bir anlam verebilir foton için
"""Yada ışık hızında giden herhangi birşey için zaman var mıdır?"""
Eğer gidebilseydi;
Durgun gözlemciye göre ışık hızında giden gözlemcinin hareketi donmuştur ama gözlemci kendi referans çerçevesinde herhangi bir değişiklik görmez herşey gayet normal akışındadır
"""karadelik gibi çok büyük kütle çekim merkezlerinde zamanda tekillik oluşmaz mı?"""
zamanda tekillik oluşmasından kasıt nedir
Zamanın durması mı?
xenix -- 25.12.2007 - 23:40
Ben ışık hızıyla yola çıkıyorum. Burdan 1 milyar ışık yılı uzaktaki bir gezegene gidiyorum. Bu ne kadar sürer?
Dip not: Dünyada kalan birisi için ve benim için.
xenix
gurler -- 25.12.2007 - 23:42
insan aslen bilinç varlıktır. algılama araçlarının kısıtlı algılaması sebebiyle doğdugundan itibaren et-kemikten ibaret belli bir mekanda belli zaman aralığından varlığını surduren sopnrada yok olup gidern bir varlık olduguna şartlanır.
bu sureçte fark edebilir, bununda ötesi olabileceğini.
maddi bedeni belli zaman - mekana tabi olarak meydana gelmiştir belki ama bilinci bunlarla kayıtlı değildir aslında...
kendisini bu yonde yetiştirebilirse zaman ve mekana bağımlılık gibi iki buyuk zincirden kurtarabilir kendini ( bunu maddi almayın. bilincindeki hissedeiş olarak) gerçi hissetmekte maddidir diyebilirsiniz
EnkiMan -- 25.12.2007 - 23:43
"""düşünce maddidir dediniz. benim demek istediğim kaynak.
kaynağını nereden alıyor bu tum oluşlar vs."""
düşünce diye bir varlık yok
düşünce bir işleyişe bir sürece verilen ad
Düşünce kaynağını yaratıcıdan alıyor desek mesela bütün sorularınıza cevap bulmuş mu olacaksınız?
"""bu oluşları ortaya koyan bir güç var."""
Elbette bir güç var ama gücün bilinçli amaç sahibi oldugunu gösteren birşey yok
O gücün varlığını ortaya koyan güç ne peki?
Herşeyi kendinden menkul mu o güç?
EnkiMan -- 25.12.2007 - 23:50
"""Ben ışık hızıyla yola çıkıyorum. Burdan 1 milyar ışık yılı uzaktaki bir gezegene gidiyorum. Bu ne kadar sürer?
Dip not: Dünyada kalan birisi için ve benim için."""
dünyadaki birisi için 1 milyar yıl sürerdi gemideki gözlemci için zaman geçmezdi
gemide gözlemci ise zamanının yavaşladıgını farketmez aradaki 1 milyar ışık yılı uzaklığı sıfır ışık yılı olarak ölçerdi yani eylemde bulunmazdı kendi referans çerçevesinde
Bir fotonu bilinçli olarak düşünürsek (ki biraz abes tabi) kendisini durgun görür hiç bir zaman hiçbir eylemde bulunmuyordur (kendi refenas sisteminden) bu yüzdende hiç zaman geçmiyordur
gurler -- 25.12.2007 - 23:51
düşünce kaynağını yaratıcıdan alıyor cevabını aramıyorum. herşeyin bir kaynağı vardır tabiki. o kaynağa isim vermek değil, onun mümkün oldugunca tanımaya çalışmak insana birşeyler katar diye düşünüyorum. isimler birer işaret levhalarıdır sadece. isimn ötesinde işaret ettiğini tanımak, bilmektir esas.
aynı şekilde güç kelime içinde geçerli...
kainata baktığınızda bir kaos goremezsiniz. herşey yerli yerincedir
inanılmaz bir düzen bir sistem işlemekte
o bunu ortaya koyan bilinç sizdede bendede mevcut o bilinç tektir
sizin bilinciniz benim bilincimden ayrı farklı bir şey değildir
eğer oyle olsa fiziğe ters düşer
EnkiMan -- 25.12.2007 - 23:58
"""kainata baktığınızda bir kaos goremezsiniz. herşey yerli yerincedir"""
Kainat tam anlamıyla kaotiktir
Her an yıldızlar çarpışır, gezegenler çarpışır hatta galaksiler çarpışır
Karadelikler galaksileri parçalar
yıldızlar patlar etrafında gezegen varsa onları yokeder
Meteorlar vakti zamanında dünyaya çarpmış bir çok türlerin kitlesel yokoluşlarına neden olmuşlardır mesela.
Buna "herşey yerli yerindedir" diyorsanız biraz garip kaçıyor
xenix -- 25.12.2007 - 23:58
Yani ben ışık hızındayken evrenin tamamını dolaşıyorum üstelik hiç zaman harcamadan. Benim için artık mesafe denilen kavram ortadan kalkıyor. Yani uzaklık diye birşey söz konusu değil. Aslında "Mekan" bile ortadan kalkıyor çünkü ben "An"da dolaşabiliyorum ve kalabiliyorum.
xenix
xenix -- 26.12.2007 - 00:00
"Kainat tam anlamıyla kaotiktir"
En azından kaos yerli yerindedir.
xenix
gurler -- 26.12.2007 - 00:05
şu örneğide verebilirdiniz
her gün bir sürü hayvan daha güçlüleri tarafından vahşice öldürülüyor, yeniyor, dunyada savaşlar bitmiyor vs..
benim demek istediğimi biraz derinlikli düşünseniz
şöyleki:
sisteme ters düşen hiçbir şey yok. yumurtayı sert zemine atarsanız kırılır
bu sistemin kesin gerçeği. gezegenlerin çarpışması hayvanların yenmesi vs. de sistemin gerçekleri. bana kaos gosterebilirmisiniz. sistemin işleyişine ters bir şey yok. sistemk bu ve boyle işliyor. sistemi biz kurmadık. begenmedik, bu sistemis kaldıralım başka sistem getirelim diyebilirmisniz?
o yıldızlar çarpışmasa galaksiler parçalanmasa yıldızlar patlamasa belki şu dunya oluşmayacaktı. bırakın metor düşmesini bi gezegen vakti zamanında dunyaya çarpmış sonra da dunyanın yorungesine girmiş uydusu olmuş. ayın en buyuk yararlarından biride dunyanın donusu esnasında oluşan titreşimleri engellemesi.
ayrıca insanların duyguları uzerinde muthiş tesirleri oldugu soylenir
kendi hayatınıda da canınızı sıkan olaylar da sistemin gerçeği. o olaylar belki sizin için daha iyi bir yaşam sağlıyacak ama bunu kimse bilemez
EnkiMan -- 26.12.2007 - 00:16
1- ışık hızında gitmen mümkün değil
2- bir foton bilinçli kabul etsek kendi referans sisteminde kattettiği yolu ölçemez ama dışardaki bir gözlemci onun katettiği yolu ölçebilir.
Fotonu hareketli gören bir gözlem çerçevesi (ki bütün gözlem çerçeveleri ne hızla giderse gitsin fotonu aynı hızla hareket ediyor görür) fotonun kattettiği mesafeyi kendi sistemlerinde ölçebilirler ve bir zaman biriminde fotonu devingen elektromanyetik alan olarak görürler
Fotonu hem hareketli görüp hem zamanı ve aylemi durmuş görmek mümkün değildir
Biraz karışık olmul olabilir demek istediğin gecenin bu vakti
Şimdi yatacam yarın daha düzgün yazmaya çalışırım
EnkiMan -- 26.12.2007 - 00:23
"""o yıldızlar çarpışmasa galaksiler parçalanmasa yıldızlar patlamasa belki şu dunya oluşmayacaktı. bırakın metor düşmesini bi gezegen vakti zamanında dunyaya çarpmış sonra da dunyanın yorungesine girmiş uydusu olmuş. ayın en buyuk yararlarından biride dunyanın donusu esnasında oluşan titreşimleri engellemesi."""
O aşkın zeka istedikten sonra dünyayı oluşturmanın başka yollarınıda bulurdu
O yıldızlar patlamasaydı dünya oluşmayacaktı belkide derken inandıgınız o aşkın zekayı şartlara bağlıyorsunuz sanki yıldızlar patlamasaydı gezegenleri oluşturmaya gücü yetmeyecekti o aşkın zekanın.
Sen önce dünyanın dönüşünün titreşimlere yol açmasına neden ol (ki herşey o aşkın zekanın ürünü nede olsa) sonra ay oluşsunda bunu dengelesin bari de dünyaya meteor çarptır ay oluşsun :)
Bu aşkın zeka bu çıldırtıcı düzen çok garip işliyor hakkaten
"Şu olmasaydı bu olmazdı"
diyerek aşkın bir zekaya yönelik deliller sıralamak tutarlı değildir
O aşkın zeka her türlü bir çözüm bulurdu (eğer varolsaydı)
gurler -- 26.12.2007 - 07:21
aşkın zeka terimi çok hafif kalmıyor mu? tek bilinç desek belki daha doğru olur. o tek bilinç sendeki biliçten ayrı değil. o olmasaydı bu olmazdı tanımlamalarından amaç herşeyin bir oluşum sistemi var. kendi kendine pat diye bir anda olup bitmiyor.
ama goruyorum ki ya ben anlatmakta yetersizim yada siz inanılmaz bir şekilde doğru bildiğnize şartlanmış, yeni bir şeye kapatmısşınız kendinizi
Zaphod -- 27.12.2007 - 21:17
Eylem ve düzenleyici haldedir. Bunu değişim olarak kabul edebiliriz. Zamandan bağımsız bir varlık için sizin kastettiğiniz biçimde bir değişim söz konusu değildir. Eksiklik ve yıpranma zamana ve insanlara has özelliklerdir.
Golem -- 02.01.2008 - 14:56
zamandan bağımsız bilinçli bir varlık nasıl oluyor ve eylemde bulunabiliyor?
O mantıküstüdür biz anlamayız deyince ne anlamış oluyoruz
Böyle bir varsayım bizi neye ulaştırıyor
Neyi anlamamıza yardımcı oluyor?
Bu böyledir demek ile bunu tanrı yaratmıştır demek arasında fark nedir?
Pozitif ateizm tartışması diye bir link gönderdim
ordaki tartışmaları takip etmenizi tavsiye ederim
güzel bir tartışma
Zaphod -- 03.01.2008 - 19:39
Beni mutluluğa ulaştırıyor. Zaten başka bir şey beklemiyorum.
zamandan bağımsız bilinçli bir varlık nasıl oluyor eylemde bulunuyor demişsiniz, bende size, zamandan bağımsız bilinçsiz bir varlık nasıl eylemde bulunur diye sorayım.
O mantık üstüdür biz anlayamayız deyince, şunu anlamış oluyoruz. Mantığınızı kullanarak O nu anlayamayacağımızı. Buna en güzel örneği şu şekilde vermek isterim. Diyelimki hiç evrimleşmesi mümkün olmayan bir canlı türü var olsun. Siz burada mantığınızı kullanarak muhtemelen şöyle derdiniz.
Golem: Bu kesinlikle tanrının olmadığının ispatıdır. Çünkü bu kadar çok varlığına kanıt verecek bir tanrı olamaz. Kendisini bu kadar belli ediyorsa o tanrı değildir.
Golem -- 03.01.2008 - 21:02
"""Beni mutluluğa ulaştırıyor. Zaten başka bir şey beklemiyorum. """
Uyuşturucularda benzer etki göstebilir
"""zamandan bağımsız bilinçli bir varlık nasıl oluyor eylemde bulunuyor demişsiniz, bende size, zamandan bağımsız bilinçsiz bir varlık nasıl eylemde bulunur diye sorayım."""
Valla zamandan bağımsızlık diye bir kavram ortaya atan ben değilim
Eylem varsa öncesi vardır sonrası vardır.
"""O mantık üstüdür biz anlayamayız deyince, şunu anlamış oluyoruz. Mantığınızı kullanarak O nu anlayamayacağımızı. """
Mantıküstü birşey uydurunca varlığa dair bütün sorulara cevap bulmuş mu oluyoruz?
Evren niye var
Tanrı yarattı
Hee tamam o zaman
Tanrı kavramının bize sundugu açıklama bundan öte nedir?
Bu aslında bilmiyorum demenin süslü halidir
"""Diyelimki hiç evrimleşmesi mümkün olmayan bir canlı türü var olsun. Siz burada mantığınızı kullanarak muhtemelen şöyle derdiniz.
Golem: Bu kesinlikle tanrının olmadığının ispatıdır. Çünkü bu kadar çok varlığına kanıt verecek bir tanrı olamaz. Kendisini bu kadar belli ediyorsa o tanrı değildir."""
Tanrı kendi belli etmemeli gibi bir mantık kuralı mı var
Tanrı kendi belli etmez fikri bu dünya sınavdır o yüzden belli etmiyor diyenlerin çelişkili iddiasıdır
Tanrı varsa diyelim herşeyi bilendir sınav yapamaz
Zaten ne cevap alacağınıda biliyor
Kader onun elindedir
Ben daha var değilken kaderim belirlenmiştir zira biliniyordu ve ezeli olmadıgıma göre bunu ben belirlemedim.
buna bin takla attırsalarda bu açmaza ancak "tanrı mantıküstüdür" diyerek kaçamak cevaplar harici bir çözüm bulunamaz
Misafir -- 01.03.2008 - 20:39
tanrı bilinçtir
brzh
nirvani -- 03.03.2008 - 23:10
Yaratan-Esirgeyen-Yokeden...
Dreamcatcher -- 04.03.2008 - 07:13
bulunabilir miyim? belki coooktan okudunuz ama merak edenlere bu konu ile ilgili, Sri Nisargadatta ile yapilan soylesilerin toplandigi "Ben O'yum" kitabi. Allah/Tanri anlayisi duru ve basit...
ayrica bu konular iste boyle tartisilmali diyorum. sekilcilikten uzak, beyin cimnastigi yapar gibi :)
sonsuz -- 04.03.2008 - 08:11
Tavsiye ettiğiniz kitap hakkında biraz ön bilgi verebilir misiniz? Sizde bıraktığı etki nedir. Duru ve basit tanrı modeli nasıldır. Bir kaç paragraf ile tanıtırsanız sevinirim.
Dreamcatcher -- 04.03.2008 - 11:28
Kitaptan bir alinti. benim anlatmamdan daha guzel.
"Ben O'yum"
Soran: Lütfen bize söyleyin, kendinizi nasıl idrak ettiniz?
Maharaj: Guuıın ile otuz dört yaşımdayken karşılaştı otuz yedi yaşımdayken
kendimi idrak ettim.
SORAN: Ne oldu? Değişen ne idi?
MAHARAJ: Haz ve acı üzerimdeki egemenliklerini yitirdiler. Arz dan ve
korkudan kurtulmuştum. Kendimi hiçbir şeye gereksinim duymayan, bütünlük
içinde, doygun bir varlık olar; hissediyordum. Saf farkındalık okyanusunda,
evrensel bilincin yüzeyinde, fenomenler dünyasının sayısız dalgalan başlangıçsız ve bitimsiz bir şekilde (ezelden ebede) durmadan yükselip alçalıyorlardı. Bilinç olarak onların hepsi ben'im Bütün olaylar ben'im.
Bütün bunları gözeten, koruyan gizemli bir kudret var. Bu kudret
farkındalıktır, Öz'dür, Hayat'tır, Tanrı'dır; her ne isim verirseniz işte o.
Tüm varolusun temeli ve ayakta tutan O'dur - tıpkı altının tüm alt ziynet
eşyasının temeli oluşu gibi. Ve öylesine bize yakın, öylesine bizimdir! İsmi
ve şekli ziynet eşyasından soyutlayın altın apaçık hale gelir. İsimden,
şekilden ve bunların yarattıkları arzulardan ve korkulardan kendinizi
kurtarırsanız geriye ne kalır?
SORAN: Hiçlik.
MAHARAJ: Evet, boşluk kalır. Fakat o boşluk ağzına kadar doludur. O ebedi
potansiyeldir; bilincin ebedi edimsel oluşu gibi.
SORAN: Potansiyel derken, geleceği mi kastediyorsunuz?
MAHARAJ: Geçmiş, şimdi ve gelecek - hepsi vardır onda. Ve sonsuzca fazlası
da.
SORAN: Fakat boşluk, boşluk olduğuna göre bize pek yararı olmaz.
MAHARAJ: Nasıl böyle söyleyebilirsiniz? Süreklilikte bir kesinti olmadıkça
yeniden doğuş nasıl olabilirdi? Ölüm olmadıkça yenilenme olabilir mi?
Uykunun karanlığı bile tazeleyici ve gençleştiricidir. Ölüm olmasaydı biz
sonsuza dek ebedi ihtiyarlığın bataklığında gömülü kalırdık.
SORAN: Ölümsüzlük diye bir şey yok mudur?
MAHARAJ: Hayat ve ölüm, bir şeyin iki yüzü gibi birbirleri için gerekli ve
esas olarak görüldüklerinde, işte bu ölümsüzlüktür. Başlangıçta sonu ve
sonda başlangıcı görmek sonsuzluğun haberidir. Ölümsüzlük kesinlikle
süreklilik demek değildir. Devam eden sadece değişim sürecidir. Hiçbir şey
kalıcı değildir.
SORAN: Farkındalık kalıcı değil midir?
MAHARAJ: Farkındalık zamana ilişkin değildir. Zaman yalnızca bilinçte var
olur. Bilincin ötesinde zaman ve uzay yoktur.
SORAN: Sizin bilinç alanınız içinde bedeniniz de var.
MAHARAJ: Elbette. Fakat başka bedenlerden ayrı olarak "benim bedenim" fikri
orada mevcut değildir. Bana göre o "bir beden" dir, "benim bedenim" değil;
"bir zihin"dir, "benim zihnim" değil. Zihin bedeni pekâlâ gözetmektedir,
buna benim karışmama gerek yok. Yapılması gereken normal ve doğal yoldan
yapılmaktadır. Siz fizyolojik fonksiyonlarınızın tam bilincinde
olmayabilirsiniz ama duygularınıza, düşüncelerinize, arzu ve korkularınıza
gelince siz şiddetle kendinizi işin içinde bulursunuz. Benim için işte
bunlar da büyük ölçüde bilinç dışıdır. İnsanlarla konuşur ya da birtakım
işler görürken, kendimi, pek de bilincinde olmaksızın bunları pekâlâ doğru
ve uygun biçimde yapar bulmaktayım. Sanki günlük hayatımı kendiliğinden ve
doğru tepkiler göstererek otomatik bir biçimde yaşıyorum.
SORAN: Bu kendiliğinden karşılıklar kendini idrak etmenin sonucu mudur,
yoksa bir tür eğitimle mi elde edilir?
MAHARAJ: Her ikisinin de sonucudur. Hedefinize olan bağlılığınız sizi temiz
ve düzgün bir hayat, gerçeğin arayışına ve insanlara yardım etmeye adanmış
bir hayat sürmeye sevk eder ve kendini-idrak hali de arzular, korkular ve
yanlış fikirler biçimindeki engelleri kaldırarak, yüce ahlâkı ve erdemi
kolayca ve kendiliğinden ulaşılabilir hale getirir.
SORAN: Artık arzularınız ve korkularınız yok mu?
MAHARAJ: Benim kaderim pek az resmi öğrenim görmüş mütevazı bir esnaf,
sıradan, basit bir insan olarak doğmak idi. Hayatım da sıradan arzular ve
korkularla, sıradan bir hayattı. Ne zaman ki üstadıma olan inancım ve onun
sözlerine itaatim sayesinde gerçek varlığımın -farkına vardım, işte o zaman,
kaderi sona erinceye dek kendi başının çaresine bakması için beşeri
tabiatımı geride bıraktım. Bazen zihinsel ya da duygusal eski bir tepki
zihinde belirir ama derhal fark edilerek giderilir. Ne de olsa insan kişilik
ile yüklü kaldığı sürece, beşeri huylara ve alışkanlıklara maruz
bulunmaktadır.
SORAN: Ölümden korkmaz mısınız?
MAHARAJ: Ben zaten ölüyüm.
nirvani -- 04.03.2008 - 11:42
Neptün etkisindeki ruhsal liderlere dikkat ettim,çok karamsarlar...YAY çok daha optimist,örneğin OSHO...Omega yayınları-Sırlar Kitabı 1-2 mutlaka okuyunuz,diyorum...
Dreamcatcher -- 04.03.2008 - 12:15
sevgili Nirvani,
yigidi vur ama hakkini ver
osho nun fikirlerinden olusan bazi yazilarini okudum
ama ben isinamadim
sri nisargadatta da buldugum doygunlugu onda bulamadim
sri nisargadatta balik burcu degil, koc burcu. ay burcu terazi ve yukseleni yengec
fakat neptun ve yay konusunda size katiliyorum
ya pluto ya ne diyorsunuz?
nirvani -- 04.03.2008 - 12:41
Maharaj'ın doğum tarihiyle ilgili bir yanlışlık var,bunu atlamışınız...Tipi,düşünceleri,tarzı..Neptünyen bence...
http://www.astrotheme.fr/en/portraits/837kNkpFE64J.htm
Burdan baktıysanız,dediğiniz doğru ..Fakat şu an bulamadığım bir kaynakta 17 mart doğumlu olduğu yazıyor...Ve benim kafamda 17 mart tarihli horoskop daha doğru oturdu...
OSHO'ya gelince,laf söyletmem,ustaya..O da benim gibi bir YAY...Hem de benim gibi Ay-OĞLAK...
"Ben O'yum" bir başucu eseri...Yıllardır okuyorum ve bazı arkadaşlarla sohbetlerimizde..soru sorup "Ben O'yum" u aniden açıp sorunun yanıtını kitaptan bakmaya kadar,anlayın artık...
Hepsinin yolu ışıklı olsun,sevgileriyle bize yol gösterdiler...
Dreamcatcher -- 04.03.2008 - 15:22
hayir, o dediginiz siteden bakmamistim.
merak ettim dogrusu... :)
dedim ya, yigidi vur ama hakkini ver. Osho'ya isinamamis olabilirim. bu tipki klasik muzik sevmeyip yine de Mozart'in degerini bilmeye benziyor :)
ben cevremde "Ben O'yum" kitabini insanlara okutmaya calisiyorum ki sohbet edebileleyim diye... cok sanslisin, sansina sukret.
sevgiler
Agnia -- 04.03.2008 - 15:24
Tabi ki Maharajdan bahsediyorum. Onu okuduğunuzda eğer alt yapınız yoksa, dinlendiren hoş bir yağmur gibi gelir (tabi kitabı kenara bıraktığınız an kurursunuz) ve fakat o öyle etkili tohum serpmiştir ki, farkına varmadan alt yapı edinmeye başlarsınız, ve her maharaja dönüşte artık o hoşluk hissinden daha fazlası hissedilmeye başlanır.
Bence sihir gibi bişey o :)
Misafir -- 04.03.2008 - 15:31
Maharaj'ı 10 sene önce okuduğumda ne diyor bu adam demiştim.Şimdi yeniden okuyorum bunları nasıl atlamışım diyorum. Bana atılan tohumlar filizlenmiş sayın Agnia
Agnia -- 04.03.2008 - 16:23
Bu konuya da biraz açıklık getirmek lazım. :)
Bana göre; öğretmene/mürşide değer atfeden öğrencidir ve her daim öğrenci öğretmeni bulur, eğer tersini yapmak isterseniz sistemin geri teptiğini göreceksiniz.
Bu savımı mantıken ispat edebilirim :)))
Dolayısıyla kim ki kendini öğrenci hisseder, o bal alacağı çiçeği kendi bulur ve tabiri caizse ona yamanır. Ve o bal, o kişi için en doğru kişidir. Kim ki bir konuda öğretmenliğe soyunur, hayatına bir baksın alıcı gözlerle, kim onun kapısını aşındırıyor, kim kapıdan kovalanıp bacadan içeri düşüyor!
Misafir -- 13.03.2008 - 12:19
valla ben de bu yazdıklarınızdan sonra sorduğunuz soruyu düşündüm sizi neden yaratmış acaba diye..
elfФİ -- 29.08.2009 - 15:29
Çekim Yasası, The Secret kitaplarını okumuştum.
Bu kitapları zaman zaman kullanıyorum ama artık daha fazlasına ihtiyacım var.
Daha fazlasını, yani o kitaplardan aldığımın ilerisini bana sunacak kitap / kitaplar tavsiye edebilecek var mı?!
elfФİ -- 29.08.2009 - 15:30
anlaşılan Allah ile ilgili yazılar uzun zaman önce bitmiş !
xenix -- 29.08.2009 - 21:43
elfФİ -- 30.08.2009 - 11:20
Güzel soru :)
Hayatımda istediğim her şey tabi ki olmadı...ama çalışma şeklini öğrendim, aynen söylendiği gibi olduğuna inanıyorum...ama bu Allah inancımı zedelemiyor,tam tersine!...
olmama nedeni de isteklerime yeterince yoğunlaşmamam ya da bir şeyi isterken içine az da olsa 'endişe' duygusu sokmam.buna engel olamadığım zamanlar olabiliyor...
ayriyetten geçmişte istediklerimi isterken nasıl hata yaptığımı şu an görebiliyorum...
bu çalışmayı hayatıma %100 sokabilmek istiyorum..o nedenle daha fazla bilgi istiyorum..
ama isteklerim bununla bitmiyor :) yetmiyor...aslında bizlerin çok daha fazlasını yapabileceğimize dağir bir inancım var.daha ileri boyutunun var olduğunu düşünüyorum...,
ilginiz için teşekkürler.
varsa bir bilginiz bu konuda ve benime paylaşırsanız çok memnun olurum...
şimdiden teşekkür ederim.
BU ARADA YORUMUN BURADA OLDUĞUNU BANA SÖYLENENE KADAR BAYAĞI YERE YAZMIŞ BULUNDUM :)))
xenix -- 30.08.2009 - 14:22
Secret bir şeyleri anlatıyor, fakat anlatan kişilerin olayın mekanizmasını tam çözemediğini düşünüyorum. Yoğunlaşma veya çok isteme değil kilit kısım. Ego isteklerini evren kabul etmez, ve reddeder. Bizim gerçek niyet ve ihtiyaçlarımıza göre çalışan bir sistem vardır. Bize empoze ettirilmiş isteklere göre değil. Bir isteğin gerçekten istek olması için düşünceden değil, yürekten gelmesi lazım..
Bu konuda çok kitap önerebilirim, fakat bu kitapları aslında sıralamadan önermek istemiyorum. Bir ara alt yapınıza uygun olarak bir liste gönderirim.
xenix
venüs -- 31.08.2009 - 01:05
Parça enerji olan insan, yarata biliyorsa, bütün enerjinin yaratıcı olması çok doğal:)
Xenix'e katılıyorum.İnsan düşüncelerini saflaştırdığı an istediği her şeyi oluştura bilir.
elfФİ -- 31.08.2009 - 07:37
Söylediğine aynen katılıyorum ve bize empoze edilmiş başarısızlık duygusu yürekten gelenlerede engel olabiliyor.kastettiğim buydu..yani başarısız olma endişesi,kaygısı.
bir an evvel gönderirseniz listeyi çok memnun olurum.ama alt yapımı nasıl anlayabileceksiniz?
xenix -- 01.09.2009 - 20:29
Başarısızlık duygusu yada kaygı türü duygular değildi. Bildiğiniz güzel istekler, bize empoze edilmiştir. Mesela sokakta ki genç bir erkeğe sorun ne istiyor. Son model bir cip ister.??? Bu isteği gerçekten ihtiyacı olduğu bir istek mi? Yoksa asıl isteklerini (saygı, çapkınlık, hava atma) amacıyla kullandığı ve çevrenin ona, cip i olanlar iyidir şudur budur gibi empozelerinin sonucu mu ister?
İsteklerinizi bir sorgulayın... Gerçekten ne istiyorsunuz?
xenix
elfФİ -- 03.09.2009 - 10:42
''YURTTA SULH, CİHANDA SULH''
alıntı:M.Kemal Atatürk :)
aron -- 04.09.2009 - 18:20
SARIGÜLLÜ MURO -- 17.09.2009 - 05:20
helal amca iyi söyledin bu ,goleme, bitanede ben diyeyim.ALLAH kafiride MÜSLÜMANIDA YARATAN RIZIKLANDIRAN ve RAHMAN SIFATIYLA kafirede MÜSLÜMANADA ACIYANDIR.ammmaaa ilgililere duyrulur RAHİM SIFATIYLA AHİRETTE SADECE MÜSLÜMANLARA RAHMET EDENDİR.AYET,,GÜZEL AKIBET YALNIZ İNANALARINDIR,,VESSELAM.
aron -- 18.09.2009 - 01:49
Yaratılan "ŞEY" dönüşen değil "YOKTAN VAROLAN" ama bu süreçte yaratan dönüşen oluyormuş...
Ve; yaratmamış olandan, yaratmış olana dönüşüyormuş...
Şimdi; yaratan; yoktan var edip,dönüşen oluyor, fakat "YARATMAMIŞ" olandan yaratmış olana dönüşüyor yazmak tam bir ABSÜRD mantığı ve iflası bir kere "yaratmamış" olanın, "YARATMA" fiili olmaz,üstelik her yaratılmış olan yoktan var edilir ama her yoktan varolan yaratılmış değildir safsatası'da
tam bir ateist zırvasıdır, nedeni'de "YOKTAN VAREDİLEN" her şey
zaten yoktu ve varedildi mantıken bir var edeni tasarlıyanı ve hayat vereni olur,bu itibarla Kainat ve her Canlıyı ALLAH c.c. yoktan var etmiştir...
Gerisi teferruat.
açparantez -- 18.09.2009 - 14:35
aron sen yazarken, düşüncelerini kapatıyor musun?
SARIGÜLLÜ MURO -- 19.09.2009 - 00:37
ALLAH VERDİ ALLAH.İNSANDA OLAN GÜÇ icat etmedir yaratmak değil.yaratmak yoktan var etmektir öncesi yoktur anlıktır düşünce örneği güzel aklıma geldi aklımdan gitti diyorlar ya kardeşim aklına geln nerden geldi ankaradanmı istanbuldanmı aklından giden nereye gitti hakkariyemi he. ilham geldi diyorlar babanın evindenmi geldi kaç kilo geldi vicdanım sızlıyo vicdanım elvermedi diyorlar sızlıyosa götür doktora vicdanını belki gözüne bi şey kaçmıştır el vermiyosa sen bi elver sevaptır belki kolu uyuşmuştur.BAK BÜTÜN BUNLAR SÖYLEDİKLERİMİZ BİLE ALLAHIN VARLIĞINA BİRLİĞİNE YARATMASINA TEK YARATICILIĞINA HERŞEYİN SAHİBİ VE HAKİMİ OLDUĞNA DELİLDİR DELİLDİR DELİLDİR.ÖYLEYA İNSAN DAHA KENDİ DÜŞÜNCESİNE SAHİP OLAMAZKEN DOĞA,DA İNSAN TARAFINDAN YOK EDİLMEKTEN KURTULAMAZKEN İKİSİNİN VE BÜTÜN KAİNATIN VE HERŞEYİN SAHİBİ ALLAH DEĞİLMİDİR
Misafir -- 19.09.2009 - 02:30
BAK TERSPARANTEZ KARDEŞİM "ALLAH" HERZAMAN YARTICIDIR ŞÖYLEKİ SEN ŞİMDİ KARAR ALSAN BİR AY KANUŞMUCAM DESEN VE KONUŞMASAN SENİ YENİ TANIYAN BİRİ SENİ DİLSİZ SANSA BU SENİN KONUŞAMAYACAĞINAMI ÖYLE YETİYE SAHİP OLMADIĞINAMI DELALET EDER YOKSA O ADAMIN AHMAKLIĞINAMI""""""""""((((((KAPA PARANTEZ)))))) HEHEHEHEHE
xenix -- 19.09.2009 - 11:09
Son yorum paranteze değil, arona gitmesi lazımdı. İddia eden aronmuş, yaratma fiili olmaz diye. Lütfen aron'a kullandığınız kelimelere dikkat edin.
xenix
elfФİ -- 19.09.2009 - 13:10
bence her kime karşı olursa olsun, kullandığımız kelimelere dikkat edelim...ayrıca böyle 'bayağı' usluplar hiç bir kullanana! da yakışmaz.
...tabi söyleyen söylediğini kendine yakıştırıyorsa o başka...
toro -- 19.09.2009 - 20:24
uslup böyle olmasa "allahın yarattığını" başka türlü nasıl açıklayabilirler ki ? (başka çare yok !)
tegafüle -- 19.09.2009 - 20:41
amaan açıyorum allah yatıyorum allah .sıkıldım yahu.
elfФİ -- 21.09.2009 - 12:37
ALLH YAZILI BAŞLIKLARI TIKLAMAZSINIZ, BÖYLECEDE SIKILMAMIŞ OLURSUNUZ :)
xenix -- 21.09.2009 - 13:36
aron -- 24.09.2009 - 01:35
Sayın parantez,
İletinize yeni vakıf olduğumdan dolayı cevabı'da geç olacak
kusura kalmazsın umarım.
Şimdi; yaratma olayına verdiğim cevap, golem rumuzlu dahi kişi
nin yazdığı iletide'ki şu yazı " Ama şunuda belirtmek gerek
her yaratılmış olan yoktan varedilir demektir ama her yoktan varolan yaratılmış değildir" ve sizin bana sorduğunuz ALLAH c.c. hiç bir şey "yaratmamışken" yaratma fiili'ne sahip değilmi idi zrvası, sayın parantez "ALLAH c.c. YOKTAN VAR ETTİĞİ her şeyi, yaratmadan'da yaratma fiili'ne sahip olduğundan dolayı var etmiştir,yoksa bu kainat ve bütün canlılar tombaladanmı çıktı bu itibarla Evren ve canlılar
zaten yoktu ve varedildi mantıken bir var edeni tasarlıyanı ve hayat vereni olur,bu itibarla Kainat ve her Canlıyı ALLAH c.c. yoktan var etmiştir..." Dolayısı ile ALLAH c.c. Ezel'dir
Ebed'dir, bütün yaratılmış her şey onun tasarrufu ve yaratma
sı ile meydana gelmiştir..
Parantez, anlamışsındır umarım..
Yok eğer anlamamışsan sende'ki "NÖRON" kapasitesine görede
yazabilirim..
Ne, duyamadım.
aron -- 24.09.2009 - 02:00
açparantez -- 24.09.2009 - 05:28
Senin anlattıkların iyice çorba oldu, yaptığın alıntılarla birlikte. Alıntı yapmadan, sakince ve terbiyelice bir daha anlatabilir misin?
Yaratmış Allah ile yaratmamış Allah aynı mıdır? (benim nöron düzeyime göre yazın lütfen. )
)kapa parantez
aron -- 24.09.2009 - 05:48
Sayın (parantez),
Anlattıklarım, (yazıpta) senin algılama düzeyinde çorbaya dönüşmüşse benim bir suçum yok,olay
bu ve yazdıklarımı daha bir dikkatlice okursan sorum kalmaz.. (iletilerime bak)
Sonra eğer terbiye dışı bir şey yazmış isem (istemeden) özür dilerim..
Farkında isen sana yazdığım yazılar hep parantezli..
Sağlıcakla kal.
xenix -- 28.09.2009 - 21:33
İstemeden yazdıysan özür dilersin de, ya isteyerek yazdıysan ne diliyorsun?
xenix
godlike -- 29.09.2009 - 01:35
sıradan gideyim aramızda einsteini kabaca okuyanlar var ama fizik bilgimin yeterli olduğunu düşünerek size açıklamaya çalışayım.xenix arkadaşımız 1 milyar ışık yılı hızla gidersem ne kadar sürer diyor.cevab olarak başka arkadaşlarda gözlemciye göre ve gözlemlenene göre diye cevap vermişler burasıda doğru :Dama atladığınız noktayı belirteyim bilim adamları zaten yıllardır bunun düşünce deneyini tartışıyorlar ikizler örneği meşhurdur.ikizin biri uzay gemisine biniyo diyelim 10 yıl gidiyo sonra bi dönüyo ikizi daha fazla yaşlanmış:D einsteinın kuramıyla açıklarsak yüksek hızlarda ve yoğun kütle çekimi altında zaman yavaşlar.ama zamanın durması kavramı yoktur.yani einstein bunuda açıklar şöyleki ışık hızına bir nesnenin çıkması imkansızdır.ışık hızına çıkmak için sonsuz kütle gereklidir.sonsuz kütleli bi nesne olamıyacağı için ışık hızına çıkılamaz.ikinci seçenek yoğun kütle çekimi altında durmak.bununda imkansızlığını anlatmama gerek yok herhalde :D ışığın bile kaçamadığı bir yerde sizin durmayı başarmanız ne kadar mümkün?bazıları karadeliklerin içine girip farklı zamanlara geçmişe gidileceğini düşünüyorlar bence bilimden uzak fantezi aramak :D gelelim enkimanın kaos olayına.enkiman bu siteye hayat amacı nedir yazısında bu konuya değindim okumanı tavsiye ederim.eğer kaos varsa madde oluşumundada olmalıydı neden kuvvetler tam olması gerektiği kadar?kaos göktaşlarının birbiriyle çarpışması vs deil.maddenin oluşumunda niye kaos yokta madde oluşuyor!!! milyarlarca değer arasından tamda atomun oluşması için gereken değerleri seçiyor (buna bilimde tanrı kuramı deniyor)çok fazla raslantı var ve bi yaratıcıyı işaret ediyor bilim tekniğin bir sayısındada yer verilmişti arşivine girip bulabilirsiniz.(bilimsel ispat isterseniz!)gelelim golemin kader konusuna kader her eylemin yazılı olduğu şey değildir.kader kavramını eksik bildiğin kanaatindeyim .iki tür kader vardır irademiz dahilinde ve irademiz dışında olan kader.nerede doğacağın annen baban ölüm yerin kimle evleneceğin yazılıdır.ama okuyup ne olacağın,bugün evde oturup ders çalışacağın vs eylemler iraden dahilinde eylemlerdir.ama allah sen yapmadan hepsini bilir.sen bi seçim durumunda kaldığında hangisini seçeceğini bilir.ve dua ederek kaderini iyi yönde etkileyebilirsin (ama duanın kabul edilip edilmeyeceğini yalnızca allah bilir)ve kalben edilen her dua kabul edilir.gelelim kuantal boyuta sadece :D.arkadaşlar kuantal boyut dediğiniz şey mikroskopik dünya olmasın :D iki dünya vardır makroskopik ve mikroskopik dünya.mikroskopik dünyayı doğru sırasıyla veriyim.molekül,atom,çekirdek,proton veya nötron,proton ve nötron üçlü kuarksal bileşimden meydana gelir,kuarkların içinde ne var şuan bilinmemekte ama sicim benzeri bi maddeden oluştuğu ve herşeyin bu sicimlerden oluştuğu tahmin edilmektedir.gelelim esas soruya tanrı hiçbir şey yokken niye yarattı.bu soruyada hayatın kaynağında açıklık getirmiştim.ben gizli bir hazineydim bilinmek istedim der kuranda.zaman ve mekanla doğan çelişkiyi açıklayım size fizik bilgilerimle.bir deney yapıyorsunuz diyelim ki bir farenin ne yediği ne içtiğini araştırıyorsunuz ama ortada fare yok.fare ile ilgili sadece farenin kafesi var elinizde.bu tanrıyı sorgulamak gibidir.zaman mekan enerji hep bu dünyaya özgü şeyler.bu dünyanın bilgisi ve aklıyla öbür alemi gözlemlemeden düşünmeye çalışıyorsunuz.tanrının yaratma sorusu bundan çok önceleri benimde aklıma gelmişti büyük bir abim bana şöyle açıkladı.zaman nedir dedi bana.hareketin bir fonksiyonu dedim(aynı bu arkadaş gibi)hareket yoksa zamanın geçtiğini anlayamayız ki elimizde bi ölçüt olmalıki anlıyalım.bana daha sonra şunu söyledi öbür taraftaki zaman algısının bizim bilgimiz dahilindeki zaman gibi olmadığını bu dünyadaki zaman ve mekan kavramı yalnızca bu evrene ait olduğunu söyledi.bu evrenin verileriyle bu evrenin gözlemiyle öbür evren hakkında fikir yürütemessin dedi.öğrenmenin tek yolu oraya gitmek ve gözlemlemektir dedi.ve bu cevap benim gibi bir fizikçiyi ikna etti çünkü ben bir filozof değildim.benim işim gözlem yapıp bir kural aramak.gözlemleyemediğim bir şey hakkında bu dünyanın verileriyle düşünemem.daha sonra peygamberimizin bir savaştayken yanına cebraili gönderiyor(hangi savaş unuttum çok özür dilerim hafızam çok zayıftır)ve cebrailin anında savaş alanına gelmesi salise sürmüyor.bu olayı fiziken açıklamaya çalışsak(çalışsak diyorum çünkü kesinlikle budur diyemeyiz) cebrailin ışık hızından hızlı yol aldığı ve bu yolla zaman kavramının dışında hareket ettiğidir.bu yolla cebrailin bizim açıklamamızla görünür maddeden yapılmadığı sonucuna varırız(çünkü einstein bize hiç bir kütleli madde ışık hızına çıkamaz der).biraz daha sohbet edince bu büyük düşünceli abim bana zamanın bizim evrenimize ait bir kavram olduğunu şöyle açıkladı.peygamberimiz berat kandilinde (galiba yanılmıyorsam gece 3 kafam gidik :D) göğe yükseldiğinde cennet ve cehennem gösteriliyor kendine.ve cehennemin çoğu kadınlardan oluştuğunu görüyor ve soruyor allahım niye kadınlar çoğunlukta diye.cevabını sonra yazarım konudan ayrılmayalım.yani cennet ve cehennem hayatı yaşanıyorken peygamberimiz dünyada ve dünyaya tekrar geliyor.ve ondan sonrada bizler gelip geçmekteyiz.yani oradaki zaman algısı önce,şimdi,sonra gibi deil tüm zamanlar aynı anda yaşanıyor.bunu anlamanız pek olası olmaya bilir çünkü ilk duyguğumda banada çok zorlayıcı ama açıklama olarakta mükemmel gelmişti.fizikten babaanne paradoksunu bilen için anlaması daha kolay olur.mesela evrende geçmişe gittin.geçmişte babaannen genç kız ken ölümüne neden oldun sana ne olur?çok meşhur bir sorudur.geçmişe gitmenin mümkün olduğunu savunan bilimciler bu soruya sen o evrende kalırsın ve yaşamına devam edersin bu evrende kalanlarda burada yaşamlarına devam ederler diyor.yani parelel evrenler kuramı.bunu mantıksal olarak düşünebiliyorsak tüm zamanların öbür evrende aynı anda olup bittiğine hala devam ettine inanmak bana güç gelmiyor.zaman ve mekan bizim evrenimize ve bizim düşünmemizin sınırlarına bağlı bir olaydır.einsteinin çok süper bir sözüyle bitiriyorum.evren bizim gördüğümüz gibi değil kendi bildiği gibi işler :D ve unutmayın einstein gibi bir dahide inançlı biriydi.onun kadar evreni farklı gören biri bile allaha inanıyorsa demekki kusur göremeyende.hem bütün bilimsel ispatları bi kenara bırakalım bi adam okuma yazma bilmiyor.dağa çıkıyor sonra dünyanın en güzel sözleriyle geliyor.düşüncesini 3 kıtaya yayabiliyor.sizce bunu yapması fiziken mümkün mü?mucizelere girmiyorum bile :D
aron -- 29.09.2009 - 02:34
xenix,
Sorun ne..
Eğer varsa karşı cevap olarak yazacağın yaz, yoksa ucuz polemiklerle işim olmaz..
Parantez e yazdığı iletilerin karşılığı nı yazıyorum ne eksik ne fazla..
Saygılar.
xenix -- 29.09.2009 - 21:22
Tek solukta yazdığınız yazıyı tek solukta okuyamadım. Son cümlenizden başlamak istiyorum. Şu mucizelere girin bakalım bir... Neler varmış ben merak ettim. Bütün ilahiyatçıların "peygamberin mucizesi yoktur" tespitlerine karşı sizin hangi mucizeleri duyduğunuzu sabırsızlıkla bekliyorum.
xenix
godlike -- 29.09.2009 - 22:27
tek solukta yazdığım yazıyı sırf senin kafanı yıllarca meşgul eden sorulara biraz ışık tutabilmek içindi.belki bir on dakikanızı ayırabilseniz kafanızda yeni ışıklar oluşabilirdi.sana bir fizikçi olarak açıklayabileceğim en mantıksal yolu seçerek anlattım ama sen sadece sonundaki mucizeleri görüp nedir bu mucizeler diyorsun?işte bizim problemimiz bu yeterince okumamak! okusaydın belki kafandaki bazı sorulara açıklık getirebilirdi belkide yeni sorular oluştururdu zihninizde.sen benim ne düşündüğümü tam olarak bilemeden benimle nasıl tartışabilirsin ki?sen bir soru soruyorsun ben bir cevap veriyorum sen son bölümünü görüp başka bir soru soruyorsun.sence tartışmanın doğasına aykırı değil mi?benim düşüncemi öğrenmeden nasıl hakkında soru sora bilirsiniz.size bir teklifim var.yazdıklarımı hiç bir uyaran olmadığı bir anda sakince okuyunuz sonra tekrar okuyunuz ve kendi bilgilerinizle sentezleyiniz.daha sonra kafanızı yoran kısımlar olursa buraya yazarsınız bende dilim döndüğünce açıklarım.ama bu şekilde bi sondaki bölümü alıp neymiş bakim o mucizeler demek ne derece MANTIKSAL kestiremiyorum beni dinleyemesseniz anlayamazsınız anlayamassanız sorunuza cevap bulamassınız.bu dogmatik bir yapıdır.öğrenmek için sorulan soruda cevap dinlenir ve kendi aklınızla sentezi yapılır.ama soru sorulup karşı tarafa bir on dakika vermiyorsanız bu benim tarzım deildir.bu soruları gördüğümde bütün yorumlarıda okudum okurken çok eğlendim ve düşündüm ki zaman gece yarısıydı yazımı yazdığımda.ama siz tek bir yazıyı bile okumaktan kaçmışsınız.belki yazdığım o yazıda aradığınız cevap yatıyordur.okuduğunuzda ve karşı sorularınız olduğunda tartışmak dileğiyle.
oik0s -- 30.09.2009 - 08:19
Türkçemizin haline gerçekten üzülüyorum: Bu sitede editör olma hakkımı kullanarak bazı uyarılar yapmak istiyorum.
Kendine akademik bilgi sahibi kisvesi(fizikçi) yapıştıran godlike isimli arkadaşı ele alalım:
"Anlayamassınız" yazmış. Doğrusu anlayama(z)sınız. Aynı hatayı tam dört kez tekrarlamış.
"Sora bilirsiniz" yazmış. Doğrusu : "sorabilirsiniz"
Noktalama işaretlerinin hiçbirine dikkat edilmemiş. Msn konuşması tarzında bazı kısaltmalar yapmış; "Bakim", "deildir" gibi...
Paragraf hiç yok, xenix'in bir soluk dediği argüman bu olsa gerek...
Diğer yandan "Dogmatik" kelimesi kullanılmış, kelime anlamı "tartışılamaz gerçek/doğru" olan bu kelime sizin anlatılarınızla çelişiyor. "An", "ışık hızı" ve peri masalları yanyana hatta içiçe... Tasarılarınızın okunabilir veya anlaşılabilir bir yanı yok desem?
Hatta tasarılarınızın, tanrının tasarısıyla aynı olma ihtimali nedir? Bu soruyu kendinize sordunuz mu? İnançlardan azade tüm bunlar bana sağlıklı gelmiyor kusura bakmayın.
godlike -- 30.09.2009 - 13:09
haklısın dil kullanımım zayıftır.bunu inkar etmem.ama anlattıklarımı anlayamamış oluşun benim cümlelerimin tutarsızlığından değil senin kavrayışınla alakalı olabilir zira ben bilimin çerçevesinde gitmediği yerdede kendi hissiyatımla bir açıklama yaptım yazımda tutarsız bulduğun bölümleri tek tek yazabilirsen sana tek tek açıklayabilirim.yok hayalle peri masalları ile içiçe dersen yanılıyorsun.ama yazımda saldıracak hiçbir yön bulamayıp msn dili kullanıyon ve peri masalı demen ya yazdıklarımın gücünü kavrayamamandan yada tutarsızlığı kendin yaratmaya çalışmandan kaynaklanıyor.yoksa yazımla ilgili tek birşey yazmamışsın.özetle yazın kötü ve peri masalı gibi demişsin.bilimsellikten ve mantıktan yoksun bir eleştiri ve acımasızca.
toro -- 30.09.2009 - 17:35
godlike yazına neden sahip çıkmıyorsun bu yazı bütün olarak sana ait değil mi? bu yazının istenilen kısmından sana soru sorulamaz mı ? yoksa o kısımları öylesine mi yazıyorsun ? yoksa bu yazının bazı kısımları anlamsız mı? yoksa yazının tamamı mı anlamsız ! ?
godlike -- 30.09.2009 - 17:44
sahip çıkmamak mı? mucize nedir diyor?arkadaşımız yazıyı okursa okuma yazma bilmeyen bir adamın dağa çıkıp sonra dünyanın en güsel sözleriyle gelmesi ve düşüncesiyle 3 kıtaya düşüncesini yayması sence mucize değil mi?illa ayı 4 bölmesi dünyayı durdurması gibi fiziki şeyler yapması mı gerekir?(ki onada örnek istersen musanın kızıl denizi yarması gösterilebilinir)yazımı düzgünce okuyup sonra mantıksal sorular sorulmalıdır ben yazımın arkasındayım.
xenix -- 30.09.2009 - 19:57
Okumadığıma nasıl bu kadar emin olabildiniz ki? Benim söylediğim tek solukta okuyamadığımdı. Çünkü yaklaşık 5-6 defa nerede olduğumu kaybedip tekrar bir kaç cümle önceden başlamak zorunda kaldım.
Paragraf bıraksaydınız arada, soluklanmaya sizde bizde fırsat bulurduk. Hem okumasam son cümleye nasıl gelebilirim? Oikos yeterli açıklamayı yapmış zaten farkındalığınızı arttırmak için.
Sorulara arkadan başlamayı tercih ettim. İlkine cevap alamadık. Kuran peygamberin mucizesidir diyorsanız ayrı konu tabii... Bu, Kuran'ı, Muhammed yazmıştır anlamına geliyor sanırım.
Şimdi ki sorum ise Einstein'in inancı hakkında bir fikriniz var mı? Nasıl bir tanrı inancına sahipti sizce?
xenix
Marsseh -- 30.09.2009 - 20:46
açparantez -- 30.09.2009 - 21:10
aron -- 30.09.2009 - 22:21
Parantez,
Sepeti koluna herkes dengi,dengi kendi yoluna.
godlike -- 01.10.2009 - 09:38
sorduğunuz soruların hiç birinin bilgi edinme için sorulduğunu düşünmemekteyim.ben düşüncelerinizi okudum üstüne bende kendi düşüncelerimi yazdım ama siz illa saldıracak bir yer arıyor gibi cümleler kuruyorsunuz.benim düşüncelerimi size empoze etmek gibi bi iddam yok tutarsız size gelmesi veya konudan konuya atlıyor gibi görünmesi yorumum şundan kaynaklanıyor bütün yorumları okuyup sentezleyerek çeşitli cevapları bir seferde yazdığım için.kabul ediyorum biraz karmaşık gibi onun için adım adım gidelim.einsteinin inançları konusunda bir çok kaynak gösterebilirim.en güseli werner heisenbergin belirsizlik ilkesinin kadercilik anlayışına ters düştüğü için TANRI ZAR ATMAZ diyerek karşı çıkmasıdır ve ömrünün geri kalan yıllarını hep bu kuramın tutarsız olduğunu göstermeye çalışmasıdır.
Misafir -- 01.10.2009 - 09:51
benim kafamı kurcuklayan esas soru mutlak adalet kavramının var olup olamayacağı.kendi koyduğumuz yasaların aslında ne kadar değişken bir yapıya sahip olduğu zamana mekana her şeye göre değiştiğidir.eskinin doğrusu bugünün yanlışı olabiliyor.bilimde keza öyledir bilimde kesinlik yoktur şüphe vardır.şüphe üzerine kuruludur.kendi oluşturduğumuz yapay kurallarla hayatımızı zehir etmek ne derece doğru?bir düzen muhakkak olmak zorunda ama para karşısında yıkılan ülkeden ülkeye değişen aynı ülkede farklı zamanlarda aynı suçun değerinin değişmesi beni nietschenin nihilizmine yaklaştırıyor.devlet vatan hak hukuk hep insanların oluşturduğu yapay kavramlar.nerede doğacağımızı biz seçemiyoruz ama doğdduğun andan itibaren bütün bu kuralları kabul etmek zorunda kalarak yaşama başlıyor ve hayatımızı ona göre şekillendiriyoruz.illa bu kurallar yasalar olmaya biliyor örneğin örf ve adetler.benim gözümde hiç bi değeri olmayan şeyler.benimle bu konuda tartışabilecek hoş görülü bir insan olursa bilgi alış verişinde bulunmak isterim.tanrının varlığı veya yokluğu hissi bir olay zaten cevabı bulunabilinseydi çoktan bulunurdu.onun için tartışmak yerine konuşulmayan konuda susmayı tercih ediyorum.ama adalet kavramı hakkında sanırım bir sonuca varıla bilinir.
elfФİ -- 01.10.2009 - 20:28
sevgili godlike,
Biz varlıklar her türlü potansiyele sahibiz, ama ne yazıkki zamanla asimile olup, varlığımızın potansiyelini unutmuşuz. ve Hz.Muhammed, Hz.Musa, Hz.İsa gibi kişiler bunun bilincine varıp, ortaya çıkartabilmiş kişiler...
Musanın kızıl denizi yarması; yaşanan bir olayın efsaneleştirilmesinden ibaret.kızıl denizin olduğu yerler o zamanlar tamamen bataklıkmış ve Musa da o bölgeyi çok iyi bildiği için bataklığı kolaylıkla aşabilmişler...
mucizede felakette biziz...önemli olan hangisini olmak istediğimiz.
xenix -- 01.10.2009 - 21:34
Bilgi edinme amaçlı değil, size bilgi edindirme amaçlı. Einstein'in tanrısı Spinoza'nın tanrısıdır. Einstein'ın dinler hakkında ki görüşlerini biraz araştırma zahmetine girerseniz, "Tanrının insan ürünü olduğu" nu söyleyen sözlerini bulabilirsiniz. Belirsizlik ilkesine karşı çıkmak için teist olmak gerekmez.
Evet, iki soruya verdiğiniz cevaplardan sonra gelelim 3. soruya. Cebrail'in hızı. Cebrail'in gelişi salise sürüyor demişsiniz. Şimdi bunun kaynağını sorsam, üstünde oturuyorum dersiniz. Bakalım Kuran ne diyor Cebrail'in hızı için...
Mearic (4) Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir.
xenix
aron -- 01.10.2009 - 22:13
xenix -- 02.10.2009 - 09:27
Birincisi sizin ayeti yanlış yorumlamanız. Orada dünya gününden değil Allah katında ki günden bahsediliyor. Yani Allah katında bir gün, dünya zamanıyla 50 bin sene imiş. Benzer bir ayet daha vardı, orda da ya sanırım bin, ya da 10 bin gibi bir rakam vardı yine Allah katında ki bir günle dünya zamanı arasında ilişki olarak.
İkinci sorun ise yukarıda ki tartışmayı takip etmemeniz. misafir demiş ki, salise'de dünyaya gelir cebrail. Bende kendisine kaynak sordum. Kuran'da bu şekilde yazılmadığını dile getirdim.
Umarım sorunlarınızı çözebilmişimdir.
xenix
aron -- 02.10.2009 - 11:07
Salise zaman kavramına dahil değilmi...
Benim Ayet yorumlamam yok...
Siz Ayet i dikkatli okuyun...
Hac- 47- Ve azabı senden acele istiyorlar. Ve Allah, asla vaadinden dönmez. Ve Rabbinin katındaki bir gün, sizin saydığınız bin sene gibidir.
Secde- 5- Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir.
açparantez -- 03.10.2009 - 00:29
Yarım doktor candan, yarım imam dinden edermiş.
Neyse ki aron geliş-gidiş birşeyler öğreniyorsun üstadlardan.
)kapa parantez
aron -- 03.10.2009 - 01:45
Farkındamısın..
Olayın..
Ve; bir şeyi merak ettim "AKIL" yaşın kaç..
Ne duyamadım.
Misafir -- 03.10.2009 - 21:38
bazıları Allahı sonsuza sığdırmaya çalışıyor. Allah ezel ve ebddir. ezel eve ebedin yanında sonsuz - temsilde hata olazsa-çölde bir kum tanesi bile olamaz. Allah'ı konuşacaksak önce kavramları analmalıyız...
değişmek , eskimek, ölmek ,yemek , içmek yorulmak kısaca birşeye muhtac olmak acizlik bize mahsutur. bu düşünceler insanın Allahı kndisi veya yaratılan mahluklar ve varlıklar gibi düşünmesinden kaynaklanıyor.
buvasıflarasahip olan zaten yaratıcı olamaz. Aciz olan aziz olazmaz. ihtiyacı olan veremez....
o halde Allahı bunların hiçbiri gibi düşüne meyiz.
delile gelince kur'an yeter. şahide istersen peygamber efendimiz ve bütün peygamberler yeter. Sen baktın mı bunlara baktın mı.
ama doğruyu bulmak için bazı şeyleri iyi anlamak lazım. bazı şeyler zıddıyla bilinir gece gündüzle, acı tatlıyla vs... Allah ebeddir. biz de bunu zıddıyla biliriz biz dünya hayatı itibariyle sonluyuz. ama ruh itibariyle ya cennette ya da cehennem de ebedi kalacağız.. yani ölüm yokluk degildir. bir alemden diğer aleme geçiştir.
gelelim Allah değişirmi sorusuna bunun için Allahı tanımak lazım pkiyi nasıl :
Öncelikle bazı düzeltmeler yapayım
1. Felsefe uzaysa mantık bu uzayda seçilen bir orijindir/referanstır. karanlık bir uzayda nereye hangi tarafa gittiğini, insan bureferasa göre belirler. yosa beyhude gezer fakat bir kıymeti , semeresi olmaz.
yani düşünceler felsefeye değil mantığa dayanmalı....
2. bazı şeylerin varlığını kabul etmek diğerşeyleri reddetmek demektir. örneğin birşeyin varlığını kabul ediyorsan ona yok diyemezsin. varlığın kabulu yokluğun reddidir. birşeye iyi diyorsan oşeyin kötülüğünü reddediyorsundur. ikisiniaynı anda düşünemezsin mantık yanlış olur. Yani mantıki olmaz.
3. Eğer biz mahluk isek yani bir iradenin ve kuvvetin eliyle olmuşsak herşeyimiz bir mantık, irade ve o iradenin mikemmelliğine göre mükemmel ve yerinde olmalı. öylemi insan ... evet gözün oluşumu tesadif olablirmi ya diğerlerinin.. elbettehayır. O zaman biz mahlukuz hemde müthiş bir iradenin ve alimin ve kudretin....
öncelilkle bunu bir kabul etmek lazım.
4.o zaman bir halık (yani bir yaratıcı) var. pekiyi bizi niçin yarattı ? yarattıda başı boş mu bıraktı?
aceba nasıl bir varlık...
insan varolan birşeye yani gördüğü şeye göre olayları dünyayı vs.. düşünür.
pekiyi yokluğun tarifi varmı. kim tarif edecek..
Devnin postundaki pire veya damarındaki bir bakteri deveyi tarif edemez veya kendi kıt ortamına uydurur öyle tasavvur eder veya deve diye birşey yok derse ne kadar yanlış olur değil mi.
biz daha insanı çözememişiz, ruhu çözememmişiz... Allahı tasvir etmeye edemeyince de redde çalışmamızın farkıne ...
5. yaratıcı var pkiyi nasıl anlarız ?
Allah bizi boşa yaratmadı kendisini de rehberler yoluyla tanıttı. insan Akılla Allahı çok rahat bulur. Hele bu kadar ilimden sonra nereye baksan zerreden kürreye mükemmel bir nizam var. Aklı olan bunları bir irade yaptı der ve onu arar işte o zaman peygamberler ve allahın kendini tanıttığı kitabını görür....
6.Allah teala hazretleri şöyle buyuruyor herşeyi raştırın bu nu yaparsanız ödüllendiririm. katımda değeriniz artar... AMA BENİ ARAŞTIRMAYIN ÇÜNKÜ BEN NE DÜŞÜNÜRSENİZ DÜŞÜNÜN O DEĞİLİM.
7.Pekiyi nasıl bilelim Allah bazı sıfatlarını insanada vermiş ki onu anlasın . mesela göz vermi 7 rengi görüyoruz. Ama o herşeyi görür. BASIR dir. mesela insanlara merhamet ederiz bize merhameti vermiş ki rahim ve rauf isamini acımasını ve merhametini anlayalım....
kısaca insan Allahın verdiği sıfatlarla Allahı tanır buda ona yeter. gözü olmayana görmeyi izah edemezsin izaha da gerek yok anlamaz ... madem Allah bizim gibi değil biz onun mahiyetini sadece bizdeki bazı olgularla anlarız ... ayrıntı isterseniz kur'n-ı kerime ve efendimizin(S.A.V.) hadislerine ve özellikle iman hakikatları ile ilgili yazılan kaynaklara bakmakmanızı tavsiye ederim.
sonuç: isterse insan Allahı çok rahat bulur istemezse -gündüz gözünü kapatıp güneşi inkar eden adam misali- bulmaz/bulamaz.
selamlarımla ... haydar günbay
xenix -- 04.10.2009 - 11:22
Gördüğünüz gibi sayın aron, ayetlerde Allah katındaki bir günden bahsediyor. Dünya gününden değil. Ben neye itiraz edip dünya gününü ortaya attığınızı anlayamadım henüz? Cebrail'in salise de indiğine dair bir ayet veya hadis var mı o nu tartışıyorduk... Takip ediyorsunuz umarım. Varsa böyle bir bilgi paylaşırsanız sevinirim.
xenix
aron -- 04.10.2009 - 15:49
ALLAH c.c. katında bir gün ve Dünya zamanı hiç bir şey farketmez, aslolan bize bildirilen görecelik kuramının bizim için geçerli olduğu bu itibarla salise veya saniye de farketmez zaman kavramını da yaratan ALLAH c.c. dır ve "AN" da
her şey biter O'nun nezdinde..
Doğrusunu ALLAH c.c. bilir..
Ve; malumunuzdurki "TAKYONLAR" alemi tartışılıyor bu sıralar..
Saygılar.
xenix -- 04.10.2009 - 21:11
Allah katında bir gün yoktur, sadece "AN" vardır diyorsunuz galiba?
Bu sizin yorumunuz mu? Kurandan bağımsız bir şekilde geliştirdiğiniz?
xenix
aron -- 04.10.2009 - 22:17
ALLAH c.c. SÜBHAN DIR..
Şimdi;Zaman ve kainat ta canlı,cansız ne varsa her şey ALLAH c.c. bir plan dahilinde yaratıp düzenlemesidir bu itibarla
bu düzen biz İnsanlar içindir yani Saat,Saniye,Salise,Gün,Yıl
Işık hızı vs vs gibi,buradan hareketle "KATINDAN" kasıt yine bizim içindir yoksa ALLAH c.c. Halk ettiği (yarattığı) hiç bir şeye benzemez HAŞA ve Ezel,Ebed dir ne isterse Ol der olur
bu oluş "AN" olarak "O" nun bilgisi dahilindedir, bu "AN" olayı da yine bizim anlamamız içindir, İlim ve Bilim yapmamız
için vede ibret almamız için..
Kısaca.
açparantez -- 05.10.2009 - 06:38
Allah zamanı, mekandan önce mi yaratmıştır, sonra mı yaratmıştır? Önceyi, "sonradan önce" mi yaratmıştır, "sonradan sonra" mı yaratmıştır?
"Ol" demeden öncesi yok mudur? Önce, önceyi yaratıp sonra mı "ol" demiştir. Yoksa sonrayı yaratıp mı sonra "ol" demiştir. "Ol" demiş midir? Her şey "AN" da olup bittiyse, aslında ne "ol" demiştir, ne de bir şey yaratmıştır. Yarattıysa ne zaman yaratmıştır? Zamansız bir Allah'ın öncesi sonrası yoksa, ne ezelidir, ne de ebedidir...
Her şey "AN" da olup bittiyse "sonsuz" luk nerededir?
)kapa parantez
gamaro -- 22.10.2009 - 14:38
Benim tanrıdan anladığım şey, en basit ifadeyle "daha yüksek bir bilinç düzeyi" dir...Bu haliyle daha yüksek bir bilinç düzeyini tarif eden "tanrı", gerçekten tanrı olmasa bile alt bilinç düzeyinde "tanrısal" bir yanılsamaya yol açabilir. Çünkü daha yüksek bir bilinç formu, daha alt bir bilinç formunun tabi olduğu yasaların üzerinde,ve hatta belli oranlarda o yasaların yapıcısı ve sahibidir de.Tartışmaya malzeme olan ikincil soruların (kader vs gibi)bu açıdan ele alındığında aslında tartışılacak bir tarafı da kalmaz.Kusursuz bir örnek olmamakla birlikte, bir mikrobiyolog ile besi yerinde üretmeye çalıştığı bakteri arasında buna benzer bir ilişkinin varlığından söz edilebilir.Mikrobiyolog bilir ki, elindeki bakteriyi hipotonik bir ortama koyarsa bakteri şişecek, hipertonik bir ortama koyarsa bakteri büzüşecektir..Ya da ortama şeker eklerse bakteriler çoğalıp koloniler oluşturacak, veya bizmut eklerse çoğalma inhibisyona uğrayacaktır. Bundan kabaca o bakterinin kaderi olarak bahsetmek mümkündür, ama gel gör ki aynı bakteri kolonisi içindeki bakterilere aynı soru yöneltilecek olsa,bir kısım bakteri bu şişme veya büzüşmeleri kendi serbest iradeleriyle yaptıklarını iddaa edebileceklerdir.Ya da aynı akvaryumda yaşayan, biri ateist diğeri dindar balığın öyküsünde olduğu gibi...
gamaro -- 22.10.2009 - 15:26
Bir gerçekliğin matematiksel karşığını tanımlamakla, matematiksel formülasyonlardan gerçeklik üretmek aynı şey değildir.Son derece kusursuz görünen bir denklem, bazen o kadar kusursuz olabilir ki,bu kusursuzluk nedeniyle evrenin hiç bir gerçekliğiyle örtüşmeyebilir.(kusursuzdur ama onda karşılık bulan bir gerçeklik yoktur)Bu anlamıyla, M teorisini dahi içine alan bütün yasaların sahibi ve yaratıcısı olan bir tanrı vardır demeyi ben en iyi ihtimalle az önce ifade ettiğim "kusursuz bir matematiksel denklem" olarak kabul edebilirim.Hadi daha da ileri gideyim..Fraz edelim ki bu denklemin eşittir kısmının sağında "tanrı" yazıyor ve yine farz edelimki bu da gerçekten evrenin en büyük gerçekliğine denk düşüyor..O zaman zaten bizim bu gerçekliği anlama fırsatımız ya da imkanımız hiç olmazdı ki..Dahası biz de o tanrının bırakın imtehan edip cennet veya cehenneme yollayacağı düzeyde muhattap kabul ettiği varlıklar olmayı, kusura bakmayın ama hiç mi hiç umrunda olmazdık..Bir süpernova patlamasını takiben ardında sadece toz ve gaz bırakarak yok olan gezegen ve o gezegendeki medeniyet kosmosun ne kadar umrundadır ya da umrunda olabilir? Biz o kadar bile umrunda olmazdık..Sahi,siz antibiyotik kullandıktan sonra yüzbinlercesi ölüp dökülen barsak florası hücreleriniz için ne kadar üzülüyorsunuz?
gamaro -- 22.10.2009 - 17:02
Anlaşılması zaten mümkün olmayan bir kavramının ,yarattığı insanlar tarafından anlaşılması beklentisinde olmak tanrının hangi özelliğiyle bağdaşabilir?Lütfen yanlış anlaşılmasın ama bunu tarif edecek tek sıfat "cahilliktir", ki bu da herhangi bir tanrının özelliği olamaz.
gamaro -- 22.10.2009 - 17:27
Kusursuz denklemdeki eşittirin karşısına "tanrı" yı koyan düşünürün, denklemin solundakiler üzerinden fikir ve düşünce üretme çabasını ben hiç bir şekilde anlayamıyorum.Çünkü söz konusu denklemi sağı,solu ve aradaki eşittiri ile kabul eden kişi için,hiç bir sorunun cevabı (kendince ulaştığı cevaplar da dahil olmak üzere) yeterli mükemmellikte olamayacaktır.Bunu gerçekten farkeden insanın, ama gerçekten farkeden insanın, "orasını bilemeyiz" demesi bile gereksiz ve fazlalık bir söylemdir.Ve bu insanın, kanaatimce bırakın forumlarda boy gösterip tartışmalara girmesi, ağzını açıp tek bir kelime etmesi dahi fuzulidir,fuzuli olmalıdır.Çünkü bildiklerinden yola çıkarak bilinmeyen ve doğası itibariyle bilinemeyecek bir şeyi anlatma çabası çok tehlikeli bir süreç olmakla birlikte, bir tür intehardır da aynı zamanda. Konuştukça ve yazdıkça konuşacak ve yazacak daha az şeyiniz kalır, ve bir gün "hiçbir şeyiniz dahi" kalmaz.Bunu küçümseyici bir tarzda değil,aksine tutarlı olanın bu olduğuna inandığım için söylüyorum.Steven Spielberg'in "TAKEN" larında olduğu gibi..Kaza ile düşen UFO'nun üzerinde aylarca çalıştıktan sonra, çalışmayı yürüten bilim ekibinin lideri yaşanan süreci nasıl özetlemişti,hatırlayan var mı?
gamaro -- 23.10.2009 - 10:21
yaklaşık olarak şöyle bir şeyler demişti bilim ekibi lideri; "Aylardır geminin içerisinde çalışıyoruz..Ama ne yazık ki şu an bildiklerimiz aylar öncesinde bildiklerimizden daha az..Örneğin şu ünitenin başlangıçta bir güç kaynağı olabileceğini düşünmüştük, ama anladık ki değilmiş, çünkü bu gemide bildiğimiz anlamda herhangi bir güç kaynağı yok.Sonra düşündük ki, belki de bir tür yön bulma aygıtıdır,o da değilmiş..daha sonra belki uçuş sistemine aittir ya da belki de bir tür silahtır dedik..onlar da değil..ilginçtir ama, şu an başladığımız yerden daha az şey biliyoruz, hatta hiçbirşey bilmiyoruz, düşünecek bir şeyimiz de kalmadı.."
son söz:
soru: Insan tek ayağı üzerinde zıplayarak Londra'dan Berlin'e atlayabilir mi?
cevap:Tek ayağı üzerinde zıplayarak Londra'dan Berlin'e atlayabilecek bir insan, tek ayağı üzerinde zıplayarak Londra'dan Berlin'e atlayabilir.
herkese selamlar..
gamaro -- 23.10.2009 - 12:39
.
Mohammed -- 24.10.2009 - 10:27
"Mearic (4) Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir.
Şu garipliğe baksanıza.. Cebrail ve melekler işlerden yavaş.. :)
Secde- 5- Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir.
Paradox: Cebrail iş görüyor, Cebrailin yaptığı iş 10.000 günde kendisi 50.000 günde yükseliyor. Ha birde Artık allah ın katı nerelerdeyse bu verilerden Allah ın tam nerede olduğuda tesbit edilir.. Uzaklık olarak. :)
aron -- 26.10.2009 - 23:52
Aslında bazı kişilere yazı yazmaya "DEĞMEZ" fakat yazmazsan da kendilerini bir şey bilir zannedip forum ortamında bilgi kirliliği yapıp birde ahkam kesmeye başlarlar bu itibarla şimdi yazacaklarımı da bakın ben neymişim diye algılanmamasını isterim forumdaşlardan.
Şimdi; "Mearic (4) Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir."
Bu Ayet e yazılan güya "eleştiri" babındaki yazı "MELEKLER VE CEBRAİL İŞLERİNDE YAVAŞMIŞ" yahu, süresi elli bin yıl olan bir günde Cebrail a.s.mın yanında mı idinki yaptığı işleri yavaş diye yazıyorsun ne iş yapıyorda "YAVAŞ" diye yazıyorsun...
Bu birincisi...
Şimdi ikinci absürd eleştiriye bakalım; ne imiş Cebrail a.s.ın yaptığı iş 10.000 günde YAHUUUU HANGİ İŞ 10.000 gün bir kere onu yaz,sonra,50.000 günde yükseliyormuş buda doğru değil nereye ne zaman 50.000 günde yükselmiş, aslında kendi yazdığı yazıyı değil paradoks'a çevirmek tam bir çelişki yumağına döndürmüş,velhasıl SÜRESİ ELLİ BİN YIL OLAN BİR GÜNÜ
NASIL KENDİ BİLGİ DÜZEYİNDE ANLAMAMAKTAN ÇORBAYA ÇEVİRDİĞİNİN
FARKINDA BİLE DEĞİLDİR BU DAHİ FORUMDAŞ...
Ve; Ankara,İstanbul arası kaç kilometre dir ve ne kadar süre'de
bu mesafe alınır...
Uyan da balığa gidelim.
açparantez -- 27.10.2009 - 08:59
Benim sorularıma cevap alamadığım gibi gamaronun yorumlarını da atlamışsınız. Misafiri muhatap almışsınız. Bizimkiler zor mu geldi?
)kapa parantez
aron -- 27.10.2009 - 14:35
Sayın parantez,
Kusura bakmazsan şunu yazmak zorundayım,yazdığın iletilere bakmıyorum sebebi de yazdıklrının iler tutar hiç bir yanı yok.
Ve; yazıp ta yanıt istediğin iletinin bir önceki benim yazdığım iletiyi değil anlamak,anlamadığını da anlamamışsın...
Sağlıcakla kal ve Akıl sağlığını koru.
Not.
Bazı iletiler kelimelerle doludur fakat içerik olarak "BOŞTUR" bu itibarla şu, şunu yazmış bu böyle yazmış hadi cevap ver nakaratı artık sıkıntı veriyor.
Marsseh -- 27.10.2009 - 15:26
açparantez; oldukça net soru ve yorumlarla dahil olur tartışmalara benim bildiğim....öğretinize muhalif herkes akıl sağlığını korumalı haklısınız.
aron -- 27.10.2009 - 15:59
Gözsüze fısıldadım
Sağır sözüm işitmiş
Dilsiz çağırıp söyler
Dilimdeki sözümü
Yunus
oik0s -- 27.10.2009 - 17:02
Soruyor sahabi, hadi tanrın bize gökten taş yağdırsın... Eh kolay değil tabii lap diye taş yağdırmak, süre lazım; ne desin? 50,000 yıl kem küm... Hani falcılar der ya; üç vakte kadar o misal... :)(Surenin tamamını okumanız gerekiyor verilen cevabı iyice anlamlandırmak için)
Âyetlerimizi yalanlayanlara ve onları kabul etmeyi kibirlerine yediremiyenlere göklerin kapıları elbette açılmaz."(A'raf, 7/40) âyeti gereğince kâfirin ruhunun yükselemeyeceği beyan edilmiş bulunduğundan ...vesair vesair... Burası önemli...
Yazacağım az sonra... Sır yükselişte...
açparantez -- 27.10.2009 - 23:41
Evet yazdığınız iletileri anlamıyorum aron. Çünkü akla mantığa aykırı şeyler yazıyorsunuz. :))) Sorular kalın gelince iyi kıvırıyorsunuz ama taktir ediyorum.
)kapa parantez
aron -- 27.10.2009 - 23:59
Sayın parantez,
Yazdıklarımın sizin "MANTIK" süzgecine takılanını yazarsanız
bilgim nisbetince izah etmeye çalışırım ama siz olayın polemik ve dezonformasyon boyutu ile Mİ meşgul oluyorsunuz veya bunlarıda MI anlamıyorsun...
Sorular "KALIN" olduğu için kıvırdığımı yazmışsınız nezih uslubun için teşekkür ederim ve ben aynayım bana bakan kendini görür bu itibarla "KIVIRMA" ma olayını takdir ettiğine göre farkında olmadan kendini takdir ettiğinin bile farkında olamamanın farkını,belki bu yazdığım ileti ile farkedersin...
Sağlıcakla kal...
"US" olayına dikkat et.
açparantez -- 28.10.2009 - 00:13
Henüz bir cevap vermediğiniz için izahınızı göremedim. Onun yerine "iler tutar yanlar, anlamak istememekler" vs tarzında polemik! görmüştüm. :) "Bilmiyorum, bende anlamıyorum valla" demek zor olsa gerek.
Ha birde bu ayna muhabbeti var. Ateistlerde sizin aynanızdır belki kim bilir.. :)) İçinizde ki imansızlığın bir göstergesi.
(Gerçi biz bu ayna muhabbetini ilkokulda yapardık, "aynaa aynaaa" diye bağırırdık karşımızdaki işimize gelmeyen birşey söylediğinde. Hem size kıvırdığınızı söylediğimde sevinmeniz gerek. :)) önceki gamaro ya yazdığınız mesajdan.)
)kapa parantez
aron -- 28.10.2009 - 00:23
Sayın parantez,
Sizi,size emanet ediyor mutlu ve umutlu bir yaşam diliyorum.
Ve; siz gibilerin olması ile ne kadar şanşlı olduğumuzu "İDRAK"
edebiliyorum...
"US"..
Saygılar.
barış -- 09.02.2010 - 17:07
<<<Öyle bir konum olmalidir ki sadece Allah var ve baska hiçbir sey yok.<<<
Bir de diğer yazılarınızdan bir alıntı yapalım;
" Sadece hiçlik içindeki enerji sonsuzdur"..
- Peki neden enerji başka bir forma dönüşsün?Yani hiçlik enerjisi ne ise o şekilde kalmalıdır..Sonsuz enerji ister itme, ister çekme kuvvetiyle haraket etsin saf enerji neyse odur..Bu enerji denizi neden tesadüfen "bilinç" gibi bir fenomeni ortaya çıkarsın???
imperator -- 16.02.2010 - 16:57
konun özüne bakınca, kavramlar karmaşası görünmekte. şu noktaları dikkate alalım:
1. vardan yok edilemez, yoktan var edilemez
2. tanrı, uzay boşluğunun ta kendisidir
3. bu kapsamda, kutsal kitapların hepsi 3 boyutlu birer masal kitabıdır ve zaman içerisinde donup kalmışlar.
din, insanın açıklayamadığı veya çözüm bulamadığı olaylar karşısında kendi içerisinde hissetiği acizliğinin dışa vurulmuş şeklidir. aynı zamanda, mantığın bitip duygunun başladığı eşiktir.
Darwin'in, insanların maymun soyundan geldiğini ileri sürüp ve daha sonra bunun doğru olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen, islam aleminde Darwin'in reddedilmesi düşünüldüğünde, dinsel açıdan yaratılış kuramının yanlış yoruma dayalı çarpık sığlığının açık bir kanıtıdır. bunun kasten yapıldığını, aksi takdirde, dinin sahip olduğu temellerin sarsılacağından korkuluyor (ki yersiz bir korku çünkü, kutsal kitapların nasıl ele alındığıyla alakalı olup, dar görüşlü adamların tekelinden alınmalıdır). unutmayalım ki, eski tarhiten rönesans dönemine kadar bilgi hep din adamlarının tekelinde olmuştur. ve insanların cahil kalması, varolan bozuk ve adaletsiz düzenin devamı için gerekli görüldüğünden ötürü, adına kutsal kitaplar denen bir nev'i yazılı zırvalıklar insanların önüne konup mutlak doğrular olarak kabul ettirildi. ve bilimin gelişmesiyle ve bilgiye erişimin kolaylaşmasıyla, bu durum tersine işliyor. bunun tek çözümü, reform yapmaktır.
bunların ışığında denilebilir ki, hiçbir şey oyktan var edilemez, nede vardan yok edilebilir; sadece biçimi değişir. Bunu Lavoisier tespit edip kural haline getirdi ancak kellesi gitti. düşüncelerinizi öğrenmek isterdim.
marutti -- 09.03.2010 - 12:21
Mülkünde ortağı olmayan dilediğini yapmakta
Ol demiş her şey otomatik olmakta
Mahrem yakınlıkta erişilmez uzaklıkta
Olan bitene ahu gözlerden bakmakta
Gerçekle Yüzleşmek
xenix -- 25.07.2013 - 16:46
XINTeorisyen -- 25.07.2013 - 18:04
"
Eger her seyin sebebi ve yaraticisi ve herseyden daha önce olan Allah ise,
Öyle bir konum olmalidir ki sadece Allah var ve baska hiçbir sey yok.
Bu konumda Allah neden bir sey yaratir?
Neyi yaratacagini neye göre belirler?
Veya Allah diledigi anda 'Allah var ve baska hiçbirsey yok' konumuna geri dönebilir mi?
Yani tüm yarattiklarini yok edebilir mi?
Bana göre kavramsal olarak, Allah bir sey yaratamaz !
Yaratmak degismektir.
Yaratmamis Allah,yaratmis Allah'a degisecek ve dönüsecektir.
Yaratmis Allah ve yaratmamis Allah ayni degildir,bu Allah kavramina aykiridir, çünkü Allah degismeyecek olandir."
"Veya Allah diledigi anda 'Allah var ve baska hiçbirsey yok' konumuna geri dönebilir mi?"
HoLa -- 25.07.2013 - 19:24
Allah ismi neden Tevrat ve İncil kitaplarında yoktur?
Üfürme hatası mı var?
XINTeorisyen -- 25.07.2013 - 19:51
Bütün güzel isimler, Allah'a aittir. Buna göre O kitaplarda Allah'ın güzel isimlerinden birisi geçmiş olabilir. Birde zaten tahrif oldukları için, şeytan en başta o ismi kaldırmak için insanları ifsad etmiş olabilir.
Biz 99 ismini biliyoruz. ve bize bildirilen bu kadar, milyonlarca Milyarlarca , trilyonlarca daha ismi var O'nun.
Allah ismi orada geçseydi, ne olacaktı ?
Onlarında aynı kaynaktan geldiğini mi gösterecekti sizce bu ?
:)
MonaLisa tablosu üzerindeki karınca ne bilir ki boya molekülünden başka...
Meşhur sözdür "şeytan ayrıntıda gizlidir" , zarfa takılıp mazrufu es geçiyorsunuz.
ÖZ 'e bakın...İlkelere...Kaldı ki bozuk kitapta ne kadar görebilirsiniz o ayrı konu...:)))
HoLa -- 25.07.2013 - 20:13
Hani her şeye kadir idi...
:)))))))
"Ol" diyerek bu değiştirilen kitaplarda Allah ismi var olduğunu ama yok edildiğini gösteren delilleri olduramadı?
Bak sen şu Allah ın işine:)))))))
Eğlenceli.
XINTeorisyen -- 25.07.2013 - 20:37
Siz dini araştırmadan mı ateist oldunuz ?
Siz ateist misiniz ?
Bence siz Ateist değil Allah ile kavgalısınız . Allah size Hidayet etsin.
Sünnetullah nedir ? Adetullah nedir ?
Bu kavramlar neyi anlatır okumadınız mı hiç ?
İmtihan nedir ? Defter kitap açık olarak yapılan sınava, sınav mı denir ?
Neden biz bu şekilde bir delil aramayız ? Anlayamıyorsunuz değil mi ?
İslam Müslümanların davranışlarına bakarak öğrenilmez, Mü'min nasıl yaşar ona bakarak öğrenilir.
Ama haklısınız, onları bulmak oldukça zordur. İnşallah bir tanesi ile karşılaşırsınız..
HoLa -- 25.07.2013 - 21:37
Bak!
Beni mi konuşacaz Allah ı mı.
Önce karar ver.
Beni konuşacak isek bunu unut...burası çöpçatan sitesi değil.
Yok sana şöyle mi oldu, din bilgin nedir, Allah ile aran nasıl...
Geç bunları.
Her şeye kadir olan Allah ın neden bu işleri beceremediğini bir anlat da anlayalım.
Neden ALLAH adı diğer kitaplarda yoktur...
Hadi kitaplar tahribata uğradı...
Ya konuşulan dil?
Onca tablet...
Duvar yazısı...
Fresk...
Belge...
Birinde Allah geçmiyor...
Ne diyorsun sen yahu?
Bu arada...
Dünya tarihindeki tanrı sayısını biliyor musun sen?
Ya yok olan tanrılar...
Tanrılıktan çıkan tanrılar...
:))))
Yer tanrılar...
Gök tanrılar...
Ateş tanrıları...
Nereye gitti onlar?
Pekiii...
Dünya üzerinde bu gün ve geçmişte yer alan... hala var olan, sonradan yok olan tüm tanrıların ortak paydası nedir?
Ha?
XINTeorisyen -- 26.07.2013 - 01:28
Nereden biliyorsunuz geçmediğini ?
Ben bilmiyorum geçip geçmediğini ama siz nereden söylüyorsunuz Allah adının geçmediğini,
Arapça olan Allah adı, İbranice veya Aramicede farklı bir şekilde yazılıp ve diğer dillerde de böyle ise,
Allah adı geçiyor ve bunu siz ve tüm diğer insanlar göremedi ise, Allah adı neden tarihte hiç yok diyebiliyorsunuz ?
Kanıtınız diğer insanların referansları ve onların dilleri, ve sadece size ulaştığı kadar ben nasıl ki geçtiğine dair bir kanıt ortaya koyamıyorsam,
sizde geçmediğine dair bir kanıt ortaya koyamazsınız...
Dolayısı ile bu konu kanıtlanması imkansız bir konu olur.
Üstelikte bu standart Ateist argümanıdır.
Yokluğun kanıtı olur mu ?
Sizin Tanrı dediğiniz şeylerin pek çoğu; insanların Hz. Ademden sonra uydurdukları putlardır.
Hz. Adem (A.S) den beri bilinen Allah; bozulmalar neticesinde, putlarla temsil edilmeye çalışıldı.
Onun niteliklerini putlara yamamaya çalıştılar. Trilyon tane de olsa , put puttur.
Ortak özellikleri insanların uydurması olmalarıdır.
Ama rahman, rahim ve Ahad olan Allah (C.C) uydurulmuş değildir.
Sebebi ise insan aklı ile düşünülemeyecek, uydurulamayacak nitelikleri olmasıdır.
Diğer tüm putların ortak özellikleri insani özellikleri olması veya dar ve kısıtlı, hatta paradoksal nitelikleri olmasıdır.
Yani o Tanrıların nitelikleri birbirini yok eder. A niteliği B niteliğine, C niteliği A niteliğine engel teşkil eder.
Eser yani kainatı yaratma bakımından da eksik ve kusurludurlar.
Kendilerini koruyamazlar insan aklından, çünkü akılla tahminle tasavvurla ortaya atılmışlardır.
Beceremediği bir şey olduğunu da nereden çıkarıyorsunuz bunu da anlamış değilim ?
Kainat kitabında adı var, okunmasını bilen okuyor , siz okuyamıyorsanız bundan bize ne ?
Niye meydan okuyor peki ?
Sizin o çok güvendiğiniz aklınıza, fikrinize..
Hiç düşünmüyorlar mı ?
Akletmiyor musunuz diyerek
Madem insanlar uydurdu (Haşa) ,
Bilmiyor muydu sizin bunları düşüneceğinizi ?
:)))))))))))))))))))))))))))))))))))
xenix -- 26.07.2013 - 11:18
" Sizin Tanrı dediğiniz şeylerin pek çoğu; insanların Hz. Ademden sonra uydurdukları putlardır."
"Sebebi ise insan aklı ile düşünülemeyecek, uydurulamayacak nitelikleri olmasıdır.
Diğer tüm putların ortak özellikleri insani özellikleri olması veya dar ve kısıtlı, hatta paradoksal nitelikleri olmasıdır."
XINTeorisyen -- 26.07.2013 - 11:55
" Allah yoktan bir şey yaratabilir mi? Eğer Allah sonsuz ise, kendi dışında bir yokluk bulunmayacaktır, dolayısı ile yarattığı her şey yokluktan değil kendinden olacaktır. Bu da şu demektir, şeytan da , tecavüzcü de, iyilik de kötülük de özünde Allah'ı barındırmaktadır."