ÖZGÜRLÜK
Hayatta bazen, bize yol gösteren ve er geç sadece ne yapacağımıza değil kim olmaya başladığımıza da etki eden günlük aktivitelerimizi değiştirmeye mecbur hissederiz. Bende bu oldu ve çevreyle birlikte çalışmak için bir yol bulmak o kadar önemli bir hale geldi ki adeta delirdim.
İnşaat projeleri yönetiyordum ve gördüm ki gerektirdiği sorumluluk o kadar tüketiciydi ki ben doğru düzgün dinlenemiyordum. Bilirsiniz işte: gerçekten tatminkar bir uyku, arkadaşlarla olmak ve rahatlamak... Himalayalar’a kısa bir yolculuk sonrası bir şekilde Dharamsala’da Dalai Lama ile tanıştım. Bununla ilgili bir şey yapma ilhamıyla Londra’ya döndüm ve beni içimde tam anlamıyla memnun etmeyen yollara saparak çok yıl harcadım. Maddi anlamda tatmin olmak için Türk mermeri ithal etmeyi bile denedim. Düşlerimizi veya kalbimiz dinleyebiliriz fakat gerçeklikte yaşayabilmek için maddi şeylere sahip olmalıyız.
Çevrenin üzerimizdeki etkisi öyle büyüktür ki; bize hakim olup alt üst edebilir. Bizim tek davranış biçimimiz arkaya yaslanmak, içimizdeki sesi dinlemek ve dış gövdemize doğru yolda rehberlik etmektir. Bu bizim kaderimiz ve gerçekte onun ne olduğunu keşfetmek zor değil. Basitçe, doğru yol bizi mutlu edendir ve yaşamımızdaki küçük şeylere gülümsemektir. Büyük psikolog Carl Jung, Bilinçaltı adlı çalışmasında bunu söyler. Bu yüzden Londra'da mümkün olduğunca çok çalıştım, ve sonrasında uzun molalar verdim. Orta ve Güney Afrika ormanlarına seyahat edecektim. Herkesin düşündüğünden çok daha kolay ve asla yalnız değilsin. Doğa tarafından çevrelenmenin sessizce düşünmeme yardım ettiğini de fark ettim. Duyularımız: gözler, kulaklar, koku, dokunma ve tat yeni deneyimler için bize kaynak olduğunda zekamız keskinleşir. Sonra yurdumuza döner, kafamızda ve kalbimizde şekillenen planları eyleme koyarız.
Bir kere yönümüzü bulduktan sonra, elbette hayata geçirilecek değişiklikler ve alınacak uzun bir yol da olacaktır. Bir seferde sadece tek bir işi tamamlayabileceğimiz için sadece küçük adımlar atabileceğini unutma. Bu yüzden beklentilerini düzenle ve farzetme. Sana yanlış yaptığını söyleyecek pek çok insan olacaktır ama inat et. Bu senin yaşamın, onların değil ve onlara kim sordu ki zaten!
Yeniden bir eğitim, öğretim ve değerlendirme dönemi olmak zorunda. Bu süreçte pek çok iniş ve çıkışlar olacaktır ancak inancını kaybetme. Yürümeye ve küçük adımları atmaya devam et. Öğrendiklerin seni hayalkırıklığına uğratabilir fakat çok eleştirel olma ve sana verilen herşeyde başka bir insanın payı olduğunu hatırla. Bu onların bakış açısından geliyor demektir. Aynısını yap! Kendi düşüncelerini, duygularını oluştur, ve bir sonraki küçük adıma kendini hazırla. Ne kadar hızlı arkana yaslanıp, ne olduğunu düşünüp, öğrenilmesi gereken dersi ararsan, hayatın bir sonraki aşaması da sana o hızda gelecektir. Bir kez memnuniyetin için kanıt bulmaya başladığında, bir günde atılan tüm bu küçük adımlar doğallıkla senin için doğru olan yolda hareket edecektir.
Tüm bunlar yapıldıktan sonra benim geçen hafta yaptığım şeyi yaparak büyük keyif al - ateş yaktım ve yanabilen her şeyi yaktım. Bir avuç kitap ve giysi dışında artakalan her şeyi birilerine verdim. Niçin? Dünya doluysa benim bardağımı nasıl doldurabilir ki? Herşeyi bırakmalısın gitsin, rahatlamalı ve zihnini, bedenini ve ruhunu arındırmalısın. Unutma her insan kendi yolunda bir dahidir. Kendi yolunu bul ve yolculuğun tadını çıkar .
Göçebe
* * *
Freedom
Sometimes in life we feel compelled to change the daily activities which guide and eventually dictate not only what we do, but who we are becoming. I had this in my life and it became so important to find my way to working with the environment that it drove me crazy. I was managing construction projects and found that the commitment they require was so draining, that i couldn't rest properly. You know that truly satisfying sleep and the relaxing with friends and enjoying their company. After a trip to the Himalayas I somehow managed to meet the Dalai Lama in Dharamshalla. Inspired to do something about it, I returned to London and spent many years taking routes that didn't give me the right contentment inside. I even tried to import Turkish marble to assist me on the materialistic element. We can follow our dreams and our heart; but we must have material items to live in reality.
Our environment plays such a huge influence that it can dominate and overwhealm us. Our only course of action is to sit back, listen to the voice inside us, guiding the outer body onto the true path. This is our destiny and it's really not difficult to discover what it is. Simply, the right path is the one that makes us happy and smile at the little things in life. The great Psychologist Carl Jung talks of this in his work titled 'The Subconscious'. So I started to work as hard as possible in London and then take long breaks. I would travel to the jungle in Central and South America. It's really so much easier than everyone thinks and you're never alone. I also realised that to be surrounded by nature helped me to think quietly. When your senses: eyes, ears, smell, touch and taste are all feeding off new experiences then your mind is very sharp. Then we return to our land to put into action the plans we have formed in our heart and mind.
Once we find our direction there will surely be changes to implement and a long road to take. Remember only small steps can be taken as we are only able to complete one task at a time. So manage the expectations and do not assume. There will be plenty of people telling you you're wrong, but persist. It's your life not theirs and who asked them anyway!!
There will have to be a period of re-training, re-education and re-assessment. There will be many ups and downs during this period but do not lose faith. Keep marching on and taking the little steps. You will be disappointed by what you learn but do not become too critical and remember that everything is imparted to you by another human being. This means it comes from their perspective. Do the same! make your own thoughts, feelings and prepare yourself for the next little step. The quicker you sit back, think about what is happening and look for the lesson to be learned, then the quicker the next phase of life will come to you. Once you start to find proof of your satisfaction. That all the little steps taken in a day are naturally moving in the right way for you.
After all of this is done then take great pleasure in doing what I did last week - I made a fire and I burned everything that could burn. The rest I gave away with exception of a handful of books and clothes. Why? How can the world fill up my cup if it's full! You have to release everything, let it go and cleanse your mind, body and spirit. Remember every human being is a genius in their own way. Find your own way and enjoy the journey..
Nomad
Nibelunga -- 24.04.2011 - 17:56
Ned, arkadaşının hikayesi iyiymiş. Himalayalar'a çık, Dalai Lama ile karşılaş. Vay be, şansa bak! Benim de iki arkadaşım vardı. Himalayalar'a gittiler. Biri döndü, ama bi acayip. Diğeri ise hala kayıp...
Her neyse arkadaşın, mola verip yola çıkmış özenmemek elde değil. Ben de neler neler düşündüm. Belki de yaparım, hiç belli olmaz ama bırakıp gitmeyi herşeyi bırakabilmeyi göze alabilmek büyük cesaret gerektiriyor. Bir gün ben de tam bi varlık olunca yapıcam..Kaybolucam buralardan.
Toruk Makto -- 24.04.2011 - 18:17
"Düşlerimizi veya kalbimiz dinleyebiliriz fakat gerçek anlamda yaşamak için maddi gücümüz olmalı."
Maddi anlamda Türk mermeri ithal etmeyi iyi bir şey olarak mı tanımlıyor? Yoksa kendisini mutlu etmediği için kötü bir şey olarak mı? Zorunlulukların bilincinde olup mu mutlu olacağız? Yoksa zorunlulukları bir kenara bırakıp mı?
sisifos -- 25.04.2011 - 12:40
bilinmeze doğru yolculuk özlemi..
madem özgürlükten bahsediyoruz nibelunga sen buralardan memnun değilsen niye buralardan kaybolasın ki
buralar kaybolsun:)
----------------
Stavrogin inanırsa, inandığına inanmaz
inanmazsa, inanmadığına inanmaz
Dostoyevski, Cinler
ned -- 25.04.2011 - 15:30
Arkadaşım gerçekten de marjinal insan tipidir. Bir kere hakiki özgürdür. Yaşı 36'larda.. iki sene önce yeniden üniversiteye kaydoldu. Daha öncesine Nijerya'da çalıştı. İsyan ve karmaşa ülkesinde sıtmaya yakalandı.
Amacının bir çevre savaşçısı olmak olduğunu sürekli söyler. Günün birinde Türkiye'ye geleceğini ve burada geri dönüşümlü enerji sistemiyle üretim yapan bir çiftlik kuracağını söylüyor. Bu değişik insan, dediğini yapacak ve Türkiye'de sözünü ettiği çiftliğini kuracak. Eminim. Benim de dileğim, kendi yolumuzu bulabilmekten başka bir şey olmayacak..
özlemsoysal -- 30.04.2011 - 19:05
İnsanın özgürlüğü içinde yaşattığı düşlerle sınırlıdır..istersen serbest kalır istersen o dar alanda sıkışır kalırsın..ve bunları yapmak için kimseye ve bir şeye ihtiyacın yok sadece hayallere yer var..hayallerin seni istediğin yere götürebilir sadece düşün ve uygula hepsi bu.
Ne yazık ki biz insanlar gelecek korkusuyla bu günleri yaşayamıyoruz akıp giden hayatımız bunun farkına birgün sonra varıyoruz.Hayatı boş bırakmaya değmez dolu dolu her saniyesini yaşamak gerekir.
ya üretmeli yada üretilenlerden yararlanmayı bilmeliyiz.
Neden yeryüzündeyiz ve yaşıyoruz bu soruların cevabını bulduğun an hayatı nasıl yaşaman gerektiğinide öğrenmiş olacaksındır.
Önce kendimizi sonra insanları sonra yaşadığımız hayatı sevmeliyiz.parayla satın alınamayacak bir çok şeye sahip olduğumuz için kendimizle gurur duymalıyız.
Bütün bunlara sahip olmak için ise önce kendimiz olmalıyız.Sonrada içimizdeki sese kulak vermeliyiz.
ve iyi bir yorumcunun dediği gibi...
Her sabah dünya yeniden kurulur! Her sabah şartlar yeniden oluşur. Her gece kader ihtimalleri yeniden düzenlenir. Dün olmayan bugün olabilir hale gelir, bugün olabilen yarın olamayabilir. Her gün ihtimallere yoklama çekmek gerekir.
Toruk Makto -- 02.05.2011 - 15:06
"ve bunları yapmak için kimseye ve bir şeye ihtiyacın yok sadece hayallere yer var..hayallerin seni istediğin yere götürebilir sadece düşün ve uygula hepsi bu.
"
tek başına doğru olabilir. Bununla çatışıyor gibi.
"Ne yazık ki biz insanlar gelecek korkusuyla bu günleri yaşayamıyoruz akıp giden hayatımız bunun farkına birgün sonra varıyoruz.Hayatı boş bırakmaya değmez dolu dolu her saniyesini yaşamak gerekir."
Şimdi, hayallerine erişmek için bugününü boş bırakmak zorunda kalan bir insan hayallerine ulaşmak için gösterdiği çaba yüzünden bugünü ıskalıyor, yaşayamıyorsa bir sıkıntı var demektir. Hangisini yapmalıyız? Bugünü mü yaşamalıyız? yoksa hayaller uğruna da olsa bugünden bir şeyler mi feda etmeliyiz?
xenix -- 02.05.2011 - 16:00
Anladığım kadarıyla, geleceği planla, hayalini kur ama kaygılanma, gelecek korkusu yaşama diyor.
Bir de bugünü yaşamak, anı yaşamak sorumsuz yaşamakla aynı şey değil.
xenix: Takiplerim
Toruk Makto -- 02.05.2011 - 18:40
Öyle diyorsa bile pek net anlaşılmıyor.
Hayalin gerçekleşmesi geciktikçe korkular başlar. Hayalin ne kadar büyükse korkun da o kadar büyük olur. Eğer ulaşılacak bir şey varsa ve bu, bugün olunan noktadan çok daha iyiyse, bugünle o gün arasında çatışma yaratır. Büyük düşünmenin büyüsü diye bir kitap okumuştum. Amway işine girenlere ilk önerilen kitaptır. Bu kitapta "hayalleri olanlar asla uyumaz" benzeri bir sürü özdeyiş bulunur. Bence faydalı bir kitap ama dikkatli olunmalı. Hayalini gerçekleştirmek için uyumuyor ve bugününü feda ediyorsan hayalin en kısa zamanda gerçekleşmediğinde korkmaya, geciktikçe daha fazla korkup daha fazla acı çekmeye başlarsın. Hayal kurarken hiç de amaçlanan bir şey değildir.
Anı yaşamanın sorumsuzluk olduğunu iddia etmedim. Yusuf, zindandayken de anı yaşıyor, mutlu olabiliyordu. Fabrikada çalışan yoksul bir işçi de anı yaşayarak o anki sorumluluğundan, yaptığı işten zevk alabilir. Bir gün o fabrikanın ya da benzerinin patronu olmayı hayal ediyordur belki. Asıl değinmek istediğim nokta şu; hayalin gerçekleşmesi için yapılan çabalar bugünü yaşamamıza engel olacak kadar saplantılı düzeye erişirse ne hayalin anlamı kalıyor ne de bugünün...
xenix -- 03.05.2011 - 07:49
"Hayalin gerçekleşmesi geciktikçe korkular başlar. Hayalin ne kadar büyükse korkun da o kadar büyük olur. Eğer ulaşılacak bir şey varsa ve bu, bugün olunan noktadan çok daha iyiyse, bugünle o gün arasında çatışma yaratır. "
peyote -- 02.07.2012 - 16:43
Özgürlüğü istiyor muyuz ki?