Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

İskenderiye Kütüphanesi

delete

xenix yazdi;

"Ömer'in İskenderiye kütüphanesini yaktırması da din adamına yakışır bir davranış mıdır?.."

xenix´in merakini gidermek icin bir katkida bulunmak icin bende üyesi oldugum sitede yazan forumdas´in konuyla ilgili bu yazisinin faydali olabilir düsüncesiyle paylasmak istedim malum "elciye zeval olmaz"..

**

Hakan ÇİFTÇİ (Competitive Advantage of Turkey Genel Koordinatörü)

İskenderiye
Kütüphanesi’nin
macerası ise daha enterasandır.

M.Ö. III. yüzyılda kurulmuş olan kütüphane,
insanlık tarihinde meydana getirilmiş olan en önemli eserlerden biridir.

Eski kaynaklar,
burada 900 bin cilt el yazması eserin toplandığını kaydeder.

Batıda,
bu kütüphanenin şehrin Müslümanlar tarafından alınmasından kısa bir süre sonra ikinci İslam Halifesi Hz. Ömer’in emriyle Mısır Fatihi Anur İbnül-As tarafından yakılarak yok edildiğine dair yanlış bir kanaat vardır.

Aslında
bu kütüphane, çok daha sonra Hıristiyanlar tarafından yakılmıştır.

Olayı ve ayrıntıları anlatmadan önce,
bu kütüphanenin nasıl kurulmuş olduğundan söz edelim.

İskenderiye şehri M.Ö. 382 yılında,
Makedonyalı İskender tarafından kurulmuştur.

Onun
ölümüyle imparatorluğun dağılışı sonunda kumandanlarından Lagus’un oğlu Ptolemaeus’un eline geçti.

O da
Mısır’da krallığını ilan etti.

Mısır’da
300 yıl devam eden bu hanedanın ilk hükümdarı olup, 383 yılında 24 yaşında iken 24 yıl hüküm sürmüştür.

Savaşı sevmezdi,
hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını genişletmek hevesine kapılmadı.

Kendisi
daha çok bilim ve edebiyata düşkündü.

Mısırlılar’ın
gelenek ve göreneklerini, dinlerini benimseyerek, halkın sevgisini kazandı.

Eski kanunları,
dini törenleri muhafaza etmekle kalmayıp,
eski Mısır hükümdarlarının lakabı olan Firavun ünvanını aldı ve
onları taklit ederek öz kızkardeşiyle evlendi.

Bu
yeni devletin merkezi İskenderiye şehriydi.

Yeni
firavun burayı baştanbaşa onarıp, genişleterek o devrin en meşhur başkenti haline getirdi.

Burada
meydana getirdiği en önemli eser ise müze ve buna bağlı olan kütüphane idi.

Kurulması için saray civarında ve güzel bir yer seçildi.

Müzede
o devirde bilinen bütün ülkelerdeki hayvan ve bitkilerin bir örneği vardı.

Ayrıca
botanik bahçesi ve bir rasathane bulunuyordu.
Otopsi yoluyla insan vücudunun incelenmesi için bir anatomi salonu açılmıştı.

Bu
bilim sitesinde

fizik,
kimya,
tıp,

astronomi,
matematik,
felsefe,
edebiyat,

ve

fizyoloji bilgileri için evler yapılmıştı.

Müzenin
en önemli bölümü kütüphanesiydi.
Kütüphanenin müdürü,bulabileceği her yazılı eseri alma yetkisine sahipti.

Mısır’a
giren her kitabın buraya götürülmesi mecburiyeti vardı.

Kitabın
burada bir nüshası çıkarılıp sahibine verilir, kitabın aslı ise kütüphanede kalırdı.

Bir taraftan da
yurt dışına gönderilen memurlar, başka ülkelerde buldukları kitapları satın alıp, getirirlerdi.

Böylece,
o zamana kadar birçok bilime ait dağınık halde ve kaybolmaya mahkum durumda olan sayısız eser emin bir yerde toplanmış olurdu.

İşte,
Müslümanlar’ın İskenderiye’yi aldıktan sonra yakarak imha ettikleri iddia edilen kütüphane budur.

391 yılında
Bizans’ın Mısır Valisi Theophilos,
İskenderiye’de Mısır’ın eski din mensuplarına ait Osiris tapınağının yeri olan bir arsayı, kilise inşa edilmesi için Hırıstiyanlar’a verdi.

Burada
yapılacak kilisenin temel kazıları sırasında üzerinde eski dine ait yazılar bulunan bir taş çıktı.

Hıristiyanlar bunu bir alay konusu yaptılar.

Bu olay
şehirde oldukça kalabalık halde bulunan putperestleri fena halde kızdırdı ve sonunda İskenderiye’de dini bir ayaklanma çıktı.

İki taraf çarpıştı, insanlar kitle halinde kılıçtan geçirildi.

İskenderiye Kütüphanesi’nin olduğu bölge yerle bir edildi.

İmparator I.Theodosius,
valiye başka büyük şehirlere göre eski dinin İskenderiye’de hala neden bu kadar canlı olarak devam ettiğini sorunca, buna sebep olarak İskenderiye Kütüphanesi’nin eski putperestlik kültürünü devam ettiren kitaplarını ileri sürdü.

İmparator,
bunun üzerine hepsinin yok edilmesini emretti.

İskenderiye Kütüphanesi’ndeki
tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yaktırıldı ve böylece insanlık tarihinin bu eşsiz bilim ve kültür hazinesi sonsuza kadar yok oldu,
dünyanın eski çağlarına ait pek çok değerli bilgi bir daha elde edilmeyecek şekilde ortadan kalktı.."


not:

osmanli fesh edilirken,12 eylül darbesi sirasinda yakilan kitaplarin bilancosu ve failleri de MERAK konusu bence..

E bu cagdas görev "ilke fetisist"lerine daha bir yakisir dimi..

slm.


Keşke

xenix -- 01.12.2010 - 05:58

"bir katkida bulunmak icin bende üyesi oldugum sitede yazan forumdas´in konuyla ilgili bu yazisinin faydali olabilir düsüncesiyle paylasmak istedim"


Düşünceli olduğun için teşekkürler, ama önce keşke bir okusaydın yazıyı.
"
Batıda, bu kütüphanenin şehrin Müslümanlar tarafından alınmasından kısa bir süre sonra ikinci İslam Halifesi Hz. Ömer’in emriyle Mısır Fatihi Anur İbnül-As tarafından yakılarak yok edildiğine dair yanlış bir kanaat vardır.

Aslında
bu kütüphane, çok daha sonra Hıristiyanlar tarafından yakılmıştır."


Bakalım okudukça neler demiş.

"391 yılında
Bizans’ın Mısır Valisi Theophilos, ....."


:)) bu ancak, "evrenin dışında ki açıklanamaz doğa kanunlarının yönettiği bir şey olabilir". Birisi Competitive Advantage arkadaşımıza önce kendi içinde tutarlı bir yazı yazmasını öğretsin.

Kaldı ki , ben bu kütüphaneyi Hristiyanlar hiç yakmadı demedim. Elbette bilimin ve kitapların tek düşmanı islam değil. Mevzu İskenderiye kütüphanesini yakmak olunca Hristiyanlar altın madalya, müslümanlar ise gümüş madalyayı almıştır. Son darbeyi Ömer vurmuş ve binlerce kitaptan geriye kalanları da o yaktırmıştır. Sen hep ne diyordun bekir?, "Tarihi değiştiremezsin".

(Hem zaten onca kitaba ne gerek var değil mi? Kuran'ı yeterli görmüyor musun herşeye? Kimdi o arkadaş, bunca konuya ne gerek var, Kuran her konuya yeter de artar bile demişti)


xenix


Bu başlığın kaldırılması

xenix -- 01.12.2010 - 14:49

Bu başlığın kaldırılmasını veya sahte hikayeler bölümüne taşınmasını öneriyorum. Bunu önerme sebeplerim listelenmiştir.

1- Yazıda tutarsızlıklar, tutarsız cümleler vardır.
2- Kaynak belirtilmemiş, İskenderiye kütüphanesinin daha önceki yakılma, talan olayları anlatılarak 300 yüzyıl sonraki olaylar için sonuç çıkarılmıştır. (Örnek verecek olursak: Fatih İstanbulu fethetmedi, çünkü İstanbul bin yıl önce Bizanslılar tarafından feth edilmiştir. gibi komik bir çıkarsama vardır yazıda)
3- Ömer'in İskenderiye fethi, İslam Tarihi Kaynaklarında anlatılmıştır, yaktığı varsayımı da yine İslam Tarihinde mevcuttur. Buna rağmen yakmadığını anlatan bir kaynak yoktur, varsa lütfen belirtilsin.
4- Kaynaksız, tarihteki önemli olayları anlatan yazıların kişilerin keyfi cümlelerine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu düşüyorum. Üstelik ne orjinal yazının sahibi, ne de konuyu açan konu hakkında tartışmayı devam ettirmiyorsa.

xenix


xenix yazdi; "Bu

ebubekir -- 01.12.2010 - 15:42

xenix yazdi;
"Bu başlığın kaldırılmasını veya sahte hikayeler bölümüne taşınmasını öneriyorum.."

anlasilan

xenix,
konuyu farkli degerlendirilen yorumdan rahatsiz oldu..

silin kardes
yeter ki rahatiniz kacmasin..

slm.




Anlaşılan mı?

xenix -- 01.12.2010 - 16:11

"anlasilan

xenix,
konuyu farkli degerlendirilen yorumdan rahatsiz oldu.."


Yanlış anlamışsın sevgili bekir. Oysa okursun belki diye açıklamıştım orada nedenlerini.

Ben bu konunun arkasında dururum, soruları cevaplayabilirim diyorsan buyur başla hemen ilk yorumdan. ;)




xenix


Ebubekir

Misafir -- 01.12.2010 - 16:26

Cennet'e girmesi Allah katında garantilenen Halife Ömer, cennet vizesini İskenderiye kütüphanesini kafir eseridir diye yaktırdıktan sonra mı almıştır?


xenix, konuyu farkli

Agnostik -- 01.12.2010 - 16:35

xenix,
konuyu farkli degerlendirilen yorumdan rahatsiz oldu..


Bu senin yorumun değil. Birileri sallıyor. Herzamanki gibi sen de atlıyorsun. Bi başkası höt dese buraya mı taşıyacaksın ?

Kafanın içinde ne taşıyorsun? Hehehe...

Gelelim olaya?

Tüm bu anlatılar için birinci elden kanıt yoktur. Tüm bunlar söylencelere dayalı bilgilerdir. Hristiyanlar, paganlar, müslümanlar herhangi biri yaksa ne değişir ?

Hani ömer cahili kitaplığı koruyup yeniden yapılandırsa sözüm olmaz elbet. (Ömer devrinde birçok eserin hala birilerinde olma ihtimali vardı.)

Geçenlerde izlediğim bir belgeselde bu olayın kütüphane genelinde mecburen kullanılan eski usul aydınlatmadan kaynaklanabileceğini ve kütüphanenin önceden de defalarca yandığını bazı kanıtlara göre belirtmişti.


Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -