Rasim Ozan Kütahyalı
Ayşe Arman
İslami muhitlerde yani “karşı mahalle”de o mahallenin yaşam tarzına ait bir insan gibi dolaşıyor, yaşıyor ve izlenimlerini yazıyor birkaç gündür...
Bence de bu tartışma çok gerekli...
Ancak şu
“laik mahalle”deki davranışları,
alışkanlıkları ve tutumları da işin içine katıp,
karşılıklı dürüstçe bu müzakereyi yapabilmemiz kaydıyla...
Ben de bugün
Türkiye’nin laik kesimini röntgen masasına yatırarak şu tartışmaya bir katkıda bulunayım...
Her şeyden önce şunu belirteyim...
Laik kesimin bir temsilcisi olarak
“karşı mahalle”yi keşfe çıkan Ayşe Arman, kendisini Türkiye’nin “laik mahalle”sinin muteber bir mensubu saymamalı...
Cumhuriyet mitinglerine katılan
o pek laik teyzelerimizin ve amcalarımızın çoğuna
“Kızınızın yaşam tarzı Ayşe Arman gibi olsun ister misiniz” diye sorduğunuzda “Aman Allah korusun” cevabını alırsınız bu bir...
Hele
“Gelininiz Ayşe Arman gibi olsun mu?” dediğinizde
“Türkiye laiktir, laik kalacak” diyen o insanların bir anda elini kulağına götürüp kuvvetle vurmak için tahta aradığını görürsünüz bu da iki...
Standart
laik-çağdaş Türk aileleri Arman modeli kadınların yüzüne gülerler ama aile hayatlarına öyle bir kadının girme ihtimalinden, Türkiye’nin İran olması ihtimali kadar korkarlar!
Bu
Türk laik kesiminin çoğunluğuna dair çok temel bir derstir...
Dindar bir kadın yazar arkadaşım
Ayşe Arman’ı “Laik Türk kadını örneği” olarak ele aldığı bir yazıdan sonra, kendisine Kemalist diyen kadınlardan gelen bir dolu mektubu aktarmıştı bana.
O mektuplardan birinde
“Sen bizleri o kadın gibi mi zannediyorsun, Çağdaş Türk kadını o.... değildir. Edepli, adaplıdır.
Senin gibi
dinciler bizi böyle göstermek istiyorsunuz” diye tepki dolu satırlar vardı...
Ayşe Arman
“laik mahalle”nin bu ikiyüzlülüğüyle yüzleşeceği bir yazı dizisine de girişsin bence...
Belirtmeye
bile gerek yok ki bu noktada ben o riya ve sahtekârlıkla dolu tayyör tipi “Çağdaş Türk kadını” tarafında değil, ne yaşıyorsa dürüstçe yaşayan Arman modeli kadınların yanındayım...
Arman
“başarı” kazandığı ve sahici seküler bir aileye gelin gittiği için sorun yaşamıyor ama tam anlamıyla seküler bir yaşam tarzına sahip kadınlar bu ülkenin sabah akşam laiklik, çağdaşlık, Atatürk diyen mahallesinde alçakça bir ikiyüzlülükle karşılanıyor...
Bu riyakârlık
sebebiyle dramlar yaşayan ne Armanvari kadınlar var...
Özellikle
sanat dünyasından kadınlara yönelik Türk laik kesiminin çoğunluğunun tavrı, bu dünyanın topunun birden o yazar arkadaşa mektupta yazıldığı gibi o.... olduğu yönündedir.
Sinemacı, tiyatrocu, şarkıcı vs. hiç fark etmez...
O tarz kadınlarla
bu laik ailelerin oğlanları
gezer,
tozar,
eğlenir
ama iş evliliğe gelince meydanlarda
“Başörtüsü Çankaya’ya çıkmayacak!” diye haykıran bu kitle
“Bu kadın ailemize girmeyecek!” diye haykırmaya başlar...
Türkiye’nin
“laik mahallesi”nde ana fotoğraf bu şekildedir...
Hiç kimse kendini kandırmasın...
Hürriyet gazetesine öneriyorum...
Adil Gür,
laik cumhuriyetin en büyük koruyucusu olan
generaller
albaylar
yargıçlar
savcılar
arasında bir anket çalışması yapsın...
Türk generalleri ve albayları
kızlarının evlenmeden önce bekâretinin bozulması konusunda ne düşünüyor?
“Kızım evlenmeden asla kimseyle o-la-maz!” diyen
laik ve çağdaş generallerin
savcıların
yargıçların
oranı neymiş?
Türkiye’nin
çağdaş yaşam tarzının koruyucuları
oğullarının eşcinsel
kızlarının lezbiyen
olması ihtimalinde ne yaparlarmış öğrenelim bakalım...
Laik medyanın
linç etmek istediği Ali Bulaç’tan ne kadar farklı düşünüyorlar bu konuda?
Öğrenelim...
Bu anket
cinselliğe
bedene ve namusa
dair birçok soruyla da ayrıntılandırılmalı bence...
Benim bu anket önerim
laik kesimin kalantorlarını epey bir işkillendirecektir...
Çünkü
sonucun üç aşağı beş yukarı nasıl çıkacağını hepimiz biliyoruz...
Türkiye’de
“Çağdaş Yaşam Tarzı” diye tekrarlanıp duran şeyin içinin çoğunlukla riyakârlık ve eyyamcılıkla dolu olduğunu çok iyi biliyoruz...
Türkiye’de
standart bir laik erkek ya da kadın hâlâ namus kavramını beden üzerinden tanımlamaktadır.
Elbette
yeni kuşaklarla birlikte bu durum hızla azalıyor.
Üstelik
her iki mahallede de ortak biçimde azalıyor.
Türkiye’nin
muhafazakârlaştığı falan yok, her iki kesim de kendi içinde sekülerleşiyor...
Fakat
özellikle çok yaygara çıkartan eski kuşak bu meselede hem kel hem fodul durumda...
“Laik mahalle”nin
özellikle devletlu kalantorları bir yandan dindarların sosyal ve ekonomik hayatta daha fazla öne çıkmasından, haklarını talep etmesinden rahatsız, bir yandan da daha genç laik kuşakların sahici anlamda laikleşmesinden rahatsız...
İlk süreç
onlara göre “irtica”
ikinci süreç ise “dejenerasyon”...
Ayşe Arman da onlar için “dejenere kadın” modelinin
en uç örneği...
Yüzüne gülünecek
ama arkasından fişteklenecek kadın tipi...
Arman gibi hayat tarzına sahip kadınlar esas
“bizim mahalle”deki bu ikiyüzlü laik-insan tipine karşı dikkatli olmalı...
Dindarlar zaten “karşı mahalle”...
“Laik mahalle”ye dair gözlemlere devam edeceğim...
(Rasim Ozan Kütahyalı)
slm.
ebubekir -- 08.02.2010 - 11:24
statik hakli
"..Yaa.. bu ülkede yaşamak gerçekten çok zor.."(statik)
slm.
tegafüle -- 08.02.2010 - 14:21
Laik olanlar laikliği savunanlar örf ve adetleri olmayan nereden geldiği belirsiz dinsiz insanlar diyorsun .artık sana soru sormuyorum ama bukadar da sığ olma be ebubekir harbiden sıkıcısın .ve malesef ortalamanın çook altındasın.
ebubekir -- 08.02.2010 - 15:28
yazdi;
"..Laik olanlar laikliği savunanlar örf ve adetleri olmayan nereden geldiği belirsiz dinsiz insanlar diyorsun.." !?
ne alaka bir
bu kaniya nasil vardin iki ?
rahatsiz
olmanin gercek sebebi EZBERinin bozulmasidir diye düsünüyorum gösterdigin alakasiz tepki pek tanidik geldi
kral ciplak..
gerceklerle/kendinle
yüzlesmek her kisinin isi degildir bilirim
cünkü mangal gibi yürek ister
cünkü tüm sempatilerden/baglardan kurtulmak ister..
slm.
tegafüle -- 08.02.2010 - 15:49
sen olmamışsın öyleyse :D
Yabancı -- 08.02.2010 - 15:53
Hiç
Bir başka şeyi ezberlemek, ezber bozmak olmuyor. Çünkü bozulanın yerine bir başka ezberi öneriyorsun?
Bilmem öyle değilmiydi?
tegafüle -- 08.02.2010 - 16:00
buarada trt deki ezber bozan programının reklamını yapıyor ebubekir .ezber bozmayı 3.kez kullanıyor yazılarında.tesadüfimi yoksa bu programı izlerken biriktirdiklerini burada dökme ihtiyacı mı ?Neyse neyde bu yaklaşımlar o programda aynen mevcut.sen hiç uğraşma bence ebubekir .biz proramı izleyelim daha kolay olur zahmete girmezsin :/
xenix -- 08.02.2010 - 16:31
Birinin bir başlık açıp, acilen bana laikliğin ne olduğunu anlatması gerekiyor. Çok merak ediyorum "Laiklik" kavramının kafalarda ki şeklini.
xenix
ebubekir -- 08.02.2010 - 16:35
tegafüle yazdi;
"..trt deki ezber bozan programının reklamını yapıyor ebubekir.."
!?
sizin su niyet okuma gayretiniz/saplantiniz
kafanizin basmadigi her yorum sahibine bir kulp takma gayretleriniz yokmu gercekten mide bulandirici..
slm.
ebubekir -- 08.02.2010 - 16:38
tegafüle seni kirmaz ve bir baslik acar/acabilir..
merakla bekliyorum..
slm.
tegafüle -- 08.02.2010 - 16:39
"Cumhuriyet mitinglerine katılan
o pek laik teyzelerimizin ve amcalarımızın çoğuna
“Kızınızın yaşam tarzı Ayşe Arman gibi olsun ister misiniz” diye sorduğunuzda “Aman Allah korusun” cevabını alırsınız bu bir...
Hele
“Gelininiz Ayşe Arman gibi olsun mu?” dediğinizde
“Türkiye laiktir, laik kalacak” diyen o insanların bir anda elini kulağına götürüp kuvvetle vurmak için tahta aradığını görürsünüz"
Ebubekirdeki şekli bu işte .laik ama oda ne! inançlıymışlar aslında özlerinde türkiye laiktir laik kalacak diyen bu insanlar . Ebubekire göre ve bu zihniyettekilere göre inançlılar laik olamazlarmış.
xenix -- 08.02.2010 - 16:46
Sen de laik değil misin ebubekir? Biriniz açın işte.
xenix
statik -- 08.02.2010 - 17:29
konuyu biraz açsana, beni mindere mi çağırıyon, yoksa ciddimisin söylediğinde?
Bu ülkede yaşamak kolay olsa, sende buralarda bir yerde yazardın değil mi ama?
(Not;astığın yazının tamamını okumadım)
ebubekir -- 08.02.2010 - 18:35
cagirmama gerek yok zaten minderdeyiz dünya dahi bir minder degil mi ?
slm.
Toruk Makto -- 09.02.2010 - 04:17
Konunun içeriğiyle alakalı yorum yapalım bakalım ne çıkacak. Hocanın gittiği yoldan gitmeyelim dediği yolu kontrol edelim. Ebubekir demiş;
"gerceklerle/kendinle
yüzlesmek her kisinin isi degildir bilirim
cünkü mangal gibi yürek ister
cünkü tüm sempatilerden/baglardan kurtulmak ister.."
Ebubekir de bağlı bir insan olmasına rağmen sölediği doğru. Bu durumda gösterdiği yola bakarsak iyi bir şey demiş.
Paylaştığı yazının çeriğine bakacak olursak o da çok doğru tespitlerle dolu.
Şimdi bu yazıyı değerlendirirken, "dinime küfreden müslüman olsa" mantığından uzak durmak, anlamamıza yardım eder. Yoksa, "sen bunu diyorsun ama Ayşe ARMAN tarzında bir gelinin mi var?"
demek çok kolay.
Kendi cafemden bir anımı anlatayım. Şu anda apartman komşusu olduğumuz, eskiden sadece müşterim olan bir beyefendiden e düşünce tarzından bahsedeceğim.
Kendisi çok kibar, düzgün Türkçe kullanan, genç bir eşi, özgür ruhlu, rocker teen age kızı olan birisi. Tanışmamız şöyle oldu; önce kızı cafeme geldi. Taksimde görseniz, iki kez bakmayacağınız biri olmasına rağmen buralarda dönüp bakılacak derecede dikkat çekici kabarık saç stili, fileli çorap, metal aksesuarlı siyah giyim vs. böyle bir kızdı. Ardından bahsettiğim bey gelip, benimle tanıştı. Benden istediği şey; kızına göz kulak olmamdı. Sanki burası hırpani gençlerin geldiği bir batakhaneymiş gibi. Çünkü ilerici, laik kimliğinin getirdiklerinden dolayı; kızına oraya buraya gitme, şöyle giyinme, bunu yapma diyemiyordu. Demek istiyordu ama diymiyordu. Kızı taksimde arkadaşlarıyla rahatça gezip, tozabiliyordu. Çünkü, taksimde bir bara girip, bak bu kız benim kızım. Göz kulak olun, başına bir iş gelmesin diyemezdi. Eviyle aynı sokaktaki cafeciye babacan tavırlarla bunu söylemek çok kolaydı. Avrupalı laikler, kızlarını dünya turuna yollarken, bizim laikler iki apartman ilerideki internet cafeye binbir tembihle yolluyor. Artık bizdede kızını heryere yollayan laikler var. Bunun adına bazı laikler dejenerasyon diyor. Aradaki farkı anlayabilmek için aktardım bu hikayeyi. Türk usulü laiklikten midesi bulanan biri olarak...
tegafüle -- 09.02.2010 - 05:51
Avrupada 18ine gelen gençleri hayatı anlayabilsin diye kendi başlarına bırakıp ,birdaha dönüp ilgilenmiyorlar.Türkiyede ise aman kızım ,çocuğumun başına birşey gelir ;kandırılır diyerekten koruma içgüdüsüyle özenle yalnız bırakmamaya, herdaim göz kulak olmaya çabalarlar .Zira her iki tarafta uçtur,bir orta yol bulunmalıdır.Fakat bunun laiklikle ilgisi nedir biraz açabilirmisin ? Toruk Makto nasıl bir bağ bulunuyor senin örneğinle laiklik arasında?
Toruk Makto -- 09.02.2010 - 06:47
Bahsettiklerimi, çocuklarını erken yaşta hayatın kucağına atanlar laiktir, diğerleri değildir basitliğine indirgemek doğru olmaz.
Bağ şu; eski gelenek, göreneklerinden, bağnazlıklarından kurtulamadıklarını gösteriyor. Kurtulamadıkları halde, kurtulmuş gibi görünmeleri, gerçek manada laik olmadıkları halde, laiklik kahramanı gibi görünmelerinide simgeliyor. Benim görüşümce; Türk usulü laiklik, işine geldiği kadar laik olmak demekte oluyor.
Hem geleneklerine bağlı, hem de laik olunmaz demiyorum. Geleneklerini başkalarına dayatmadıkça tanımı bozmaz. Bahsetmek istediğim, ebubekirinde bahsetmek istediği şey. Bu konudaki riyakarlık...
xenix -- 09.02.2010 - 06:55
Gelenek diye tanımladığımız şey kültür, yaşam biçimi değil mi? Bana sorarsanız laikliğin çıkış sebebi gelenek uyuşmazlığından oluyor zaten. Türklerin gelenekleri ile Arapların gelenekleri bir birine uyuşmuyor. Aynı şekilde İngiliz gelenekleri ile hristiyan (latinde olabilir, yahudi de incelemek lazım) gelenekleri de birbirine uyuşmamış. Fransızda, Almanında. Bu yüzden rönesans, reform olmuş.
Gelenek, kültür zaten toplumsal sözleşmelerdir. Laiklik denildiğinde neden kültürü ve geleneği bırakmak gerekiyor veya bağlı olmamak gerekiyor tam anlamadım. Aksine insanlar kendi öz geleneklerini benimsedikleri için laikliği savunmuyor mu?
xenix
Toruk Makto -- 09.02.2010 - 07:45
Bahsettiklerin doğru. Bende "Hem geleneklerine bağlı, hem de laik olunmaz demiyorum. Geleneklerini başkalarına dayatmadıkça tanımı bozmaz." demiştim.
Öz ya da değil ama öz olduğunu düşündükleri geleneklerini yaşayabilmek adına laikliğe inanıp, savunuyorlar. Bir insan safça öz olmasada öz olduğuna inandığı geleneğini yaşamak adına laikliği savunabilir. Ona gidip, sen yanılıyorsun. Senin özün bu değil demek tercih sebebidir. Bir misyonunuz varsa bunu yapabilmek de laikliğin garantisi altına aldığı şeylerden birisi. Dayatma olmadıkça. İtirazım dayatmalara, riyakarlıklara...
xenix -- 09.02.2010 - 08:04
Dayatmalara ben de itiraz ediyorum. Dünyaya geldiğimizden beri yaşadığımız aileden tutun da, akrabaların, mahallenin, tüm toplumun uymamız gereken davranış dayatmalarına bir göz atalım o zaman.
Bizim iyi, kötü, doğru, yanlış bütün değerlendirmelerimiz bu dayatmaların sonucu değil mi?
xenix
levinstayn -- 09.02.2010 - 08:43
Su akar..
Kesinlikle, dayatmalara boyun eğmememiz bizim içinde bulunduğumuz kültürü yok saydığımız veya herhangi bir ahlak anlayışına sahip olmadığımız anlamına gelmiyor. Sonuç olarak aynı kültüre, tarihi geçmişe sahibiz ve tüm değerlendirmelerimizde bunların etkisi mevcut. Ki bu zaten olağan bi durum. Geleneklere gelince, madem ki her şey evrime tabii, onların arasında da ömrünü tamamlamış olanlar gitmeli ve faydalı olanlar kalmalıdır.
Toruk Makto -- 09.02.2010 - 09:02
Evet, bütün değerlendirmelerimiz bunların sonucu. Bazıları kendimize, bazılarıda çevremize ızdırap yaratan dayatmalar. Şu son seneme dek bende bunların etkisinde olduğumun farkında değildim. Acayip bir ilizyon. Zaman zaman bunun farkına vardığımızda hissettiğimiz şeyde suçluluk duygusu oluyor. Yoldan çktığımızı, sapkınlaştığımızı vb. şeyi düşünmemize yol açıyorlar. Dayatmalar öyle bir otokontrol haline gelmişki, kişi dağbaşında kalsa, kendi kendisine birşeyler dayatır hale geliyor...
Efsunn -- 09.02.2010 - 09:08
Ununtmamak gerekir ki, hayattaki en güzel armağan kendimiz olabilmek.Eğer, hepimiz aynı olsaydık dünya üzerinde ne farklı dinler olurdu, ne farklı ırklar, ne de farklı bakış açıları…
Sağlıklı olan da farklılıklarımızın bir potada erimesi değil, birbirimizin özgürlüklerini çiğnemeden aynı potayı paylaşabilmemizdir.
Dolayısıyla, bu farklılıklarımıza saygıyla, sevgiyle bakabilenler '' Benim gibi düşüneceksin ve senin adına karaları ben alırım.’’ Diyelerin karşısında duracak ve dayatmalara boyun eğmeyecektir.
Biz yalnızca ve yalnızca kendimizden sorumluyuz.İnancımızla, inaçsızlığımızla,yaşamımızla,seçimlerimizle…
Hiç kimsenin diğeri üstünde karar verme hakkı olamaz ve olmamalıdır.
oik0s -- 09.02.2010 - 09:22
Sn Toruk, laiklik kavramını hepten dümdüz ettiniz. Laik olmak tüm dünyaya güvenmek midir?
Modernlikle laiklik karışmamış mı?
Laik olmak tüm dünyaya güvenmek olmadığı gibi avrupalının aile sistemi, Türk aile sistemiyle uyuşmayabilir. Diğer yandan dünyanın geldiği şu son noktada artık avrupalı standart bir aile kızının veya oğlunun çekip gitmesine rıza gösterecek norm'da değildir. Elbet avrupada 18 yaşını aşmış bireyleri aile zorla tutamaz. Özgürlerdir.(hukuksal ve düşünsel)
Sonuç: Ne ilgisi var LAİKLİKLE? Pes diyorum.
Toruk Makto -- 09.02.2010 - 10:32
Sonuç: yukarıda ilgisinden bahsetmiştim... Tekrar bahsetmem anlamsız.
gelişme: "Laik olmak tüm dünyaya güvenmek olmadığı gibi..."
güvenmeyip ne yapacaksınız? eve mi kapanacaksınız? güvenilir hale mi getireceksiniz? Neyse buna hiç girmemeliyiz....
giriş: "Into the wild" isimli filmi izlemenizi öneririm...
ebubekir -- 09.02.2010 - 10:43
xenix yazdi;
"..gelenekleri de birbirine uyuşmamış. Fransızda, Almanında. Bu yüzden rönesans, reform olmuş.."
!?
halbuki
bana yazdiginiz bir cevabinizda rönesans/reformist hareketin gerekcesi olarak DIN´i göstermistiniz !?
yanlis anladiysam düzeltin lütfen..
peki
seksenküsur yillik sözde reformcu/laik rejim bekcilerinin
"muasir medeniyet"slogani esliginde ve uyguladiklari tüm maddi ve manevi baski yöntemlerine ragmen Avrupanin rönansini ülkemizde hayata gecirememis olmasi sizce de düsündürücü degil mi ?
slm.
oik0s -- 09.02.2010 - 11:06
Laiklik, yukarıda aynen yazdığınız ve kavramı kullandığınız gibi herşeye eyvallah demek değildir.
Laik kavramı felsefik bir kavram değildir ve hayatımızı yönlendirmez.
Sadece din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Bir insan hem laik hem muhafazakar olabilir mesela... veya hem marksist hem laik, veya veya hem dindar hem laik olabileceği gibi...
Ayrıca bu durumlar için bir riyakarlık söz konusu değildir. Zira olması için yeterli sebebi kavramın kendisi çürütür.
Toruk Makto -- 09.02.2010 - 13:51
yazdığın 3. cümlenin tersini söylemedim. İkinciye gelince, sadece dinve devleti değil, bütün inanışlar, örf adet gelenek ( kanunlarla çatışmayan. artık bu kanunlarında humanist olduğunu varsayıyoruz) vb. kişiye özel kavramın ayrılması, aynı zamanda da yaşamasının garanti altına alınması olmalı. Ayırdım ne halin varsa gör değil. Ne halin varsa görü bırakın üstüne bindi bizim cumhuriyetimiz. Halkın, laikliğin, halkın yararına bir şey olmadığını düşünmesine neden olan neydi sizce?
Türkiyede, kavramın çürütmeye yetmediği ortadadır. Zira bazı Türkler, kavramlarla oynamayı kendi çıkarlarınca eğip bükmeyi çok iyi becerir...
xenix -- 09.02.2010 - 16:34
oik0s -- 09.02.2010 - 16:55
Toruk Makto :
Tanımınıza göre Komşu kızını tarif ederken, (taksimde görseniz....),Komşu beyi tarif ederken, (İlerici laik kimlik) indirgemeci bir tavır aldınız.
3- Laikliği tarif ederken, (bütün inanışlar...)
4- Halkın düşüncesini aktarırken(!)
5- Bazı Türkleri tarif ederken, (türk usulü laiklik, bazı türkler)
6- Geleneği! açıklarken,
Bile size bir kimlik biçmedim. Siz biçtiniz, dediniz ki; Laik Türkler, hah işte ben onlardan biriyim. Dejenere, iğrenç vs... Ve o kız benim kızım olabilirdi... O baba ben olabilirdim. Size kadar gelmiş bunu isteyecek kadar çaresiz birine RİYAKAR demeniz affedilir birşey değil zaten, olaki kız intihara meyilli...Ki örnekleri benim hafızamda mevcut...
Öte yandan laikliğin tanımını bilmeden kullanan, kavramı devlete değil de KİŞİLERE maleden güruhun söyleminden hareket ederek kullanmanızın faydasızlığını bir yana bırakalım . Laiklik tanımını eğilten, bu eğimin başarıya ulaşması için milyonları sohbet, kuran kursu, dersane, yurt gibi yerlerde eğiten şeriat yanlısı Türk halkına benden selam söyle. Zira tanımın anayasadan kalkması halinde tanımı YOKEDENLERLE başa çıkmanız gerekecek.
Dipnot olarak: Faydacılıkta önemli olan öz değil biçimdir, olayların teorik akışı önemsizdir mutlak olan daima pratik başarı olarak kabul edilir.
Toruk Makto -- 10.02.2010 - 04:55
Yazdıklarımdan pek bir şey anlamadığınızı görüyorum. O nedenle tekrar tekrar açmaya çalışmayacağım.
Sadece bir kaç noktayı düzelteyim;
O hikayeyi başka bir şeyi anlatabilmek için aktarmıştım. Komşumu size ispiyonlamak için değil. Olayı neden dramatize ediyorsunuz? Demogoji yapacaksak keselim. Kızın psikolojik durumuyla anlatmak istediklerimin bir alakası yoktur. O kız intihara meyilli falanda değil. Gayet sağlam bir rocker. Onu tek sıkan babasının ikiyüzlülüğü.
"Size kadar gelmiş bunu isteyecek kadar çaresiz birine RİYAKAR demeniz affedilir birşey değil zaten, " çaresiz mi? Düşünce tarzını değiştirmek kendi elinde. Bu babanın, mahallesine gelince başörtüsü takan hatunlardan farkı; mahalle baskısıyla değil, kendi içsel dayatmacılığıyla hareket etmesi. Başkada bir farkı yok.
Kavramı devlete değil de kişilere maletmekten bahsederken, indirgemeci kemalist dikta yanlışı olduğunuzu hissettim. Sonrasında yazdıklarınızda bunun kanıtı. Onlara selamınızı iletirim. Onlar, sizin gibi düşünenler yüzünden örgütlenmekteler. Başka şekilde varolamayacaklarını düşündüren sizin gibi düşünenler itiyor oralara. Bu ülke Türk - Kürt, Cumhuriyetçi - şeriatçi vb. olarak değil, Kemalistler ve diğerleri olarak, kemalistler tarafından bölünmüştür. Dipnotta bahsedilenleri kabul etmem mümkün değil. Eğer siz kabul ediyorsanız, kemalist diktatörlüğün bir işe yaramadığını, pratikte ülkenin geldiği duruma bakacak olursak; kemalizmin iflas ettiğini görürüz. Faydacılık sizin işinize gelen bir düşünce tarzı değil...
oik0s -- 10.02.2010 - 07:15
Adamı ikiye, kızı sekize bölmüşün hala konuşuyorsun... Ne diktatörü yahu beni niye bölüyorsun? Ben iktidarda hiç olmadım... Cık cık...Gençlik ayrımcı olmuş mirim...
Toruk Makto -- 10.02.2010 - 21:34
şu anda yeterli miktarda alkol tüketmiş ve hayata pozitif bakan birisi olarak, senin gibi bir kemalisti öpebilecek potansiyele sahibim. O nedenel kızı 8e nasıl böldüğümü, adamı ikiye nerden, neresinden böldüğümü hiç sorgulayacak halde değilim. :) -6 veren kemalistleride öpüyorum. Ben kemalist değilim. Asla da olmam. Kemalizm birliğe karşıdır. Bense ayrımlara karşıyım. Bazen kemalistleri bile sevecek kadar birliği savunuyorum. Şu an, o anlardan birini yaşıyorum. Sabah farklı bir an yaşayacak olursam, bu 8e bölünmüş rocker hatun hakında bir kaç şey merak edebilirim. Etmeyedebilirim. Garantisi yok...:)
xenix -- 11.02.2010 - 01:50
"-6 veren kemalistleride öpüyorum"
Toruk Makto -- 11.02.2010 - 03:52
Yazdıklarımın muhatabı kemalistler olduğu için. Başlık laiklikle alakalıydı. Konuyu kemalizme ben getirmiş gibi görünüyorum ama konu laiklikle alakalı yapılan ve buram buram kemalizm kokan yorumlarla birlikte buraya geldi. Kemalizmin bendeki tanımı diye bir şey yok. Herşey apaçık ortada. Görenler ve görmeyenler de yok. Görmek istemeyenler ve görenler var. (bu forumda göremeyen olduğunu sanmıyorum)-lere üzülmedim. O 6 kişi gelip, eller tutar yanı olmayan yorumlar yapmamışlar en azından. En azından kemalizmin en büyük silahı olan demogojiye sarılan az sayıda insan kalması sevindirici...
xenix -- 11.02.2010 - 04:05
"Kemalizm" in sizde ki tanımını duymak istesem? Çok mu şey istemiş olurum.
xenix
Toruk Makto -- 11.02.2010 - 04:44
Çok şey istemiş olursun. Galiba haklısın. Tanımlar hep subjektif kalacak. Çünkü sonsuz tanım çıkabilir. Çünkü o tanımı, ideolojiyi getiren kişi bile yapmamış, meseleyi ulemanın! yorumlarına bırakarak, bugünkü halini almasına katkıda bulunmuştur. Ben şu an ne desem, biryerleri eksik kalacak ya da biryerlerinden yola çıkarak, başka yerlerde, eminim ki en sonunda da Atatürk'ün şahsında düğümleneceğiz. Herkez kendi kalbine danışmalı. Bir şeylerin çatıştığını, bir şeylerin uyuşmadığını görecek, tanımları algılayacaktır.
kemalizm, halka asla güvenmeden, halka rağmen, halkın kendi kendine farkedemeyeceği sözde iyilikleri, halkın yararına, devlet eliyle dikte ettirmektir. ,
Kemalizm, dün dündür, bugün bugündür demektir. (aynı zamanda Demirelin de söylemidir. O söyleyince yanlış, kemalistler söyleyince doğru olur. :) )
Kemalizm, kendi çıkarlarına uygun ne varsa kullanmak, köprüyü geçene dek ayıya dayı demektir.
Kemalizm devrlmeyen tek şey benim devrimimdir diyen, sözde devrimci bir harekettir.
Kemalizm, nadir olarak direkt söylediklerinden biri olan, devletçilik ilkesini, kanının son damlasına dek savunan, aslolan mutlak ideolojinin, kendisinin devamının sağlanması olduğunu ülkü edinmiş, sağ-sol vb. siyasetüstü, siyasi diktadır.
Kemalizm, birleştiricilik maskesi altında bölücülüktür. Kendi böldüklerine dönüp, siz bölücüsünüz demektir.
Kemalizm, kavramları eğip, büküp, demogojiyle süsleyip, halka yutturma, sanatıdır...
Kemalim ilizyonistliktir...
....... yüzlerce, binlerce tanım çıkabilir. Konu din ya da başka bir ideoloji olunca; bir tane yanlış ya da yetersiz noktası, onu reddetmek için yetiyor insanlara. Kemalizm olunca bu metodoloji unutuluveriyor.
Nietzche tek gerçek hristiyan çarmıhta ölmüştür demişti.
Ben de diyorum ki tek gerçek kemalist dolmabahçede ölmüştür.
Gerisi kendisini kemalist sananlardan oluşan, ilizyonist, ve ilizyona uğramışlar topluluğudur...
xenix -- 11.02.2010 - 04:53
Bu kadar tanım uydurursanız (larsa) elbette sorunlar yaşanır. Bir de TDK ya bakalım, ne demiş.
"öz. a. 1. Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalizm."
Toruk Makto -- 11.02.2010 - 05:04
var tabiki. Bu tanım sadece amaçları tanımlıyor. Başka hiçbir net tanım yok. Bu uygulamaların, ilkelerin, uyumlamanın ne olduğunu açıklamıyor. Kaldıki kemalizmin bunları hangi uygulamalar ve ilkelerle yapmaya çalıştığını biz biliyoruz. Xenix, zaten yukarıda yazdıklarım bile beni içeri attırmaya yetecek sertlikte. Türk dil kurumunun açıkça söylemediği uygulamaları ve ilkeleri açmaya kalkmayacağım. Yazmadığım yüzlerce tanımdan birini yazarak noktalamak istiyorum.
Kemalizm, korku imparatorluğu yaratmaktır...
oik0s -- 11.02.2010 - 06:04
Kemalizm bir tanımdır. Kemalistler ise bu ülkede yaşayan İNSANLARDIR.
Uygulamaya gelince, kemalistler henüz uygulayan olmamışlardır.
Zira Kemalistler emperyalizm karşıtıdır ve tam bağımsız Türkiye hayalini kurmaktadırlar. Bildiğiniz üzre ülkemiz emperyalist güçlere tam bağımlıdır.
gamaro -- 11.02.2010 - 07:25
Durum tespiti yapmak ve tavır almak siyaset ve politikanın gereğidir,ve bu anlamda herkes kendi duruşu ve söylemini geliştirebilir.
Tarihte ne olmuştur sorusu ise,bir çocuğun annesine samimi bir merakla ben nasıl oldum diye sorması gibidir.Yavrum sen bir aşk meyvesinin demek ile, o şerefsiz baban beni bir vakit şeyettiydi de öyle oldun demek arasında bu bağlamda bir fark yoktur,tarihsel olarak hepsi laf-ı güzaftır,tarihe eklemlenmiş duygulanımlardır.
Bir ülke kurulurken birileri ölür birileri öldürür,bunda şaşıracak birşey yoktur.
Büyük savaş sonrası ivme kazanan ulus-devlet inşası süreci,elalem derin uykulardayken sadece bizim aklımızda bir ampul gibi yanmamıştır,aksine başkalarının düşlerinden bizim de düşlerimize sıçramıştır.
Bu süreç, tapulu bir evi olan herkesin oturduğu yeri yine yeni ve yeniden inşa etmesi sürecidir.Bu bakımdan önce bir kendilik hali belirlenmiş,daha sonra da bu kendilik haline ait olamayacak “unsurlar” işaretlenip seyreltme yoluna gidilmiştir.Bu bazen doğrudan ırk ve gen ekseninde, bazen kültürel bir asimilasyonla, ve bazen de gelinim sana söylüyorum kızım sen anla tepkiselliği üzerinden yapılmış/yapılmaya çalışılmış, ve bu esnada tümüyle ve yalnızca doğruyu söylüyor olmak gibi bir şart da aranmamıştır.
Bu anlamda her ulus-devlet hem kendisini yüceltecek kültürel ve ideolojik yaratım şemalarını “resmileştirmiş” , hem de zaman zaman birbirlerinden fazlaca etkilenmiştir.
Bizim III.Reich ile olan sıkı fıkı ilişkilerimiz, okuyunca sizi hayrete düşürecek pek çok benzerliğimiz pek bilinmez.Meraklısı Türk Alman ilişkilerinin bu dönemine ait kitaplara ulaşabilirler.
Tarih bir dönem büyük bir coğrafyada böyle akmıştır,bu bir beğenmek ya da beğenmemek meselesi değildir.
ebubekir -- 11.02.2010 - 07:31
1923
1927
1931
1935
1939
secimleri TEK ADAM tarafindan belirlenmis milletvekili listelerinin eski sovyet rejiminde oldugu gibi halka
-onaylatildigi- birer gösteriden ibarettir..
Mustafa Kemal ( Pasa ) iktidara secimle gelmemis
yasami boyunca gercek ve serbest hicbir secime katilmamistir..
kurdugu parti cumhuriyet tarihinin ilk serbest secimlerinde
- 1950´de - hezimete ugramis ve ondan sonra da girdigi her secimden yenilgiyle cikmistir..
bilin bakalim neden ?
slm.
gamaro -- 11.02.2010 - 07:35
Ebubekir..tarihle derdi olmak farklı bir şeydir, tarihte ne olmuş sorusu daha başka..nedense hep aynı şeyi tekrar etme ihtiyacı hissediyorum sizin yanınızda..
statik -- 11.02.2010 - 09:16
TDK ya göre; xenix yazdı;
"öz. a. 1. Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalizm."
(bu tarif içeriksiz bir tarif)
Burdan; bu şeriatçıların işine gelmeyen kısımları tek tek açalım;
1-kişi özgürlüğünü
2-çağdaş olmayı
3-akla,bilime ve gerçeğe dayanan
4-evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü.
Şimdi; ben şeriat isteyen bir dinci olsam;
Özetlediğimiz 4 maddelik çağdaşlık ilkesinin tamamı, benim düşüncelerime ters bir durum yaratır..
Bu yüzden "kemalizm" şeriatçılar tarafından öcü şekline sokulur;)
ebubekir -- 11.02.2010 - 10:07
Sn.statik,
ülkemiz de
seriatci yok varsa bile marjinal bir grup hatta Özal bunlar hakkinda yüzde 3 gibi bir ifade kullanmisti..
marjinal
uslanmaz fanatik insanlar her SISTEM-de dogal olarak bulunur
kuruntu ve umut yada arti ve eksi gibi..
verdigin örnege dönersek;
1-kişi özgürlüğünü
2-çağdaş olmayı
3-akla,bilime ve gerçeğe dayanan
4-evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü.."
bu ilkeler
ülkemizde 1923´ten buyana hakkiyla uyguladi da seriatcilar mi karsi cikti ?
yada
ÖCÜ dayatmalari bir baska IZM uyguladi fakat seriatcilar kemalizm´in üzerine yikiyor öylemi ?
veya
kemalistler aya füze firlattilar da türban-a mi takildi ?
vesaire.. vesaire..
en son
Öymen örnegi (dersim olayi) bile kimin ÖCÜ kimin CICI oldugunu acikliyor..
kemalizm´in karnesi ARTIlardan ziyade EKSIlerle dolu..
seriatcilari günah kecisi ilan etmeniz rejim bekcilerinin pisligini ört/e/mez..
bosuna kürek salliyorsunuz insanlari aptal,alemi kör yerine koymaktan vazgecin kimse yemiyor..
slm.
ebubekir -- 11.02.2010 - 10:10
gamaro yazdi;
"..Tarih bir dönem büyük bir coğrafyada böyle akmıştır.."
ama
devam etmemeli degil mi ?
slm.
statik -- 11.02.2010 - 10:31
verdigin örnege dönersek;
1-kişi özgürlüğünü
2-çağdaş olmayı
3-akla,bilime ve gerçeğe dayanan
4-evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü.."
bu ilkeler
ülkemizde 1923´ten buyana hakkiyla uyguladi da seriatcilar mi karsi cikti ?
Evet şeriatcılar karşı çıktı. Halen de karşı çıkmaya devam ediyorlar. Cami sayısı, nerdeyse Okul sayısına yakın.
Kaçak, merdiven altı kuran kurslarını saymıyorum. İmamhatip'liyi, Fen lisesine eşitlemeye çalışıyorlar. 1923'ten beri sürekli yeraltından çalışmalar devam ediyor. Pundu'na getirdikleri anda; ABD'yi de arkalarına alarak, cihat'ı gerçekleştirecekler..
Ne yani; sen bunların farkında değilmisin? bana, masum ve safları oynama ebubekir.Ben sizin gibilerin ciğerini bilirim..
gamaro -- 11.02.2010 - 11:06
Evet Ebubekir,Mustafa Kemal bu ülkenin kurulma sürecinde çok da masum davranmamıştır.Ama tarihte hiçbir devlet de bulamazsınız ki, iyilik ve masumiyetle inşa edilsin,yok böyle bişey.Her devrim kendi kendini bir uzun bıçaklar gecesine gebe bırakır.Halk-iştirakyun fırkası,mustafa suphi ve arkadaşları,ve daha başkaları, kanlı ve usta manevralardır.Ama bu işler de zaten böyle yapılır.
Ama diyorsanız ki ya sonrası,onu da tarihe kinlenmeden ya da dertlenmeden yapmakta fayda vardır.
İkinci büyük savaşı takiben başlaması gereken normalleşme süreci bizde uzunca bir süre askıda kalmıştır.Devlet vatandaş ilişkisi yendien tanımlanmamış, ve olağanüstü şartlarda çuvala sokulan mızraklar deyim yerindeyse (şartlar hiç değişmemiş gibi) demirbaşta kalmıştır..
Ne kadar birey olabildik..ya da bu yolda ne kadar yaya kaldık..
Belki gene devam ederim.
Toruk Makto -- 11.02.2010 - 11:12
Tarihle derdi olmak ne demek? Tarihte birileri bir şeyler yaptı, oldu ve biz bunu sadece tarihsel olgu olarak, tarih ders kitabı okur gibi mi algılamalıyız?
ebubekir dedi;
"ama
devam etmemeli degil mi ?"
hem devam etmemeli, hem de zamanında yapılanlar, olduğu gibi değerlendirilmeli. Şartlar öyleydi mantığını kabullenmek sadece tarihçilerin işi olmalı.
Niyet okuyuculardan sonra, ciğer okuyucularda çıktı. :)
Yasakçılıkta kemalizmle yarışamazlar ama şu anki iktidarında yasaklar konusundaki karnesi pek iç açıcı değil. Buda kemalizmin dengeleyici unsur olma bakımındanda olsa bir hayrı olduğunu gösteriyor. 2010 yılında bunun dışında bir hayrı olmasını beklemekte hayalcilik olur zaten...
gamaro -- 11.02.2010 - 11:22
Toruk,şartlar deyip geçmek "önemsememektir"
Eğer böyle görünüyorsam bundan sadece üzüntü duyarım.
Kim hangi kitapta nesiller boyu ne okudu ki,yüzleşme filan...neyse.
Berke -- 11.02.2010 - 11:45
Bu ülkede okul sayısına yakın camiler; devlet okulu olarak eğitim veren ancak çifte standart uygulanan imamhatipler; okul kapıları önünde siz buraya layık değilsiniz defolun kılık-kıyafetlerinizi değiştirip gelin denilen insanlar yüzünden neymiş efendimmm:
1-kişi özgürlüğünü
2-çağdaş olmayı
3-akla,bilime ve gerçeğe dayanan
4-evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü.."
uygulanamamışmış.Hemen bunları toplayıp başka bir gezegene gönderelim.Bakın nasıl çağdaş ve özgür bir ülke oluyoruz!
Yalnız ilginç olan bir şey var 1923'ten beri bunlar yeraltında çalışıp bir türlü yukarı çıkamamış da, yer üstünde çalışanlar da nedense bir arpa boyu yol gidememiş özgürlükleri sağlamak adına!!!
Toruk Makto -- 11.02.2010 - 13:43
Seni üzmek için söylemedim ama öyle anladım. Olaylar olmuş bitmiş, yapılan, yapanın yanına kar kalmış. Durum tespiti yapıp geçelim gibi algıladım. Ders kitabı okur gibiden kastım; tarihi sadece bir bilim dalı gibi algılamak. Hitleri okurken, yaptığı zulümlerden dolayı yüreğinde bir şey hissetmemek, gençosmanın boğdurulmasına üzülmemek, kardeş katliamlarını, durum onu gerektiriyordu diye tespit edip, trajedisini gözardı etmek. İttihat ve terakkinin düzenbazlıklar sonucu memleketin başına geçerek, ülkeyi dünya savaşına sokup, sonunu getirmesini okurken "ah keşke" dememek, istiklal mahkemelerinde olanları, dersimi trajedi olarak değil de sadece tarihsel olgu olarak görmek. vb.. Bütün bunları hiçbirşey hissetmeden yazan, çizen, konuşana lafım yok. Hissederek bunu yapanlara laf söylenmesin. Bu bana yeter...
ebubekir -- 11.02.2010 - 14:28
statik yazdi;
"..Evet şeriatcılar karşı çıktı Halen de karşı çıkmaya devam ediyorlar. .."
kimmis O seriatci(!)lar ?
hangi
kemalist ülke yararina hayirli bir is yapti da seriatci(!)dediklerin karsi cikti merak ettim simdi ?
cami ?
onu zaten halk kendi özel gayretiyle,parasiyla aciyor ve devletine teslim ediyor yetmedi zekatiyla,kurbanlariyla,
sadakalariyla devletine teslim ettigi ibadethane ve okulun masraflarina katki sagliyor..
halk
ibadethane ihtiyaci icin cami,dini egitim ihtiyaclarini karsilamak icin de imam hatip aciyor..
ya siz ?
yoksa sizin ihtiyaclarinizi devlet mi karsiliyor ?
kiskancliga lüzum yok
hele öküz altinda buzagi aramaya hic gerek yok..
"..Ben sizin gibilerin ciğerini bilirim.."
!?
cok ayip ediyorsun desem anlarmisin !
slm.
gamaro -- 11.02.2010 - 14:40
Hayır,ben öyle birşey söylemedim,daha doğrusu söylemek istemedim.Ama belki de sorun bendedir ve alel acele yazarken meramımı anlatmayı pek de iyi beceremiyorumdur.
Toruk,dediğim şudur;
Tarihimi bilmeliyim ki günahlarımı göreyim..ve kendimle yüzleşebileyim.
Şeriat diye bir tehlike..var ya da yok..Şimdi ben kendimi bilmeyi buna mı endeksleyeyim?Hadi şeriatçi takkiyecilerin laik cumhuriyetle derdi var,benim gibi bir tanrı tanımazın neyle derdi olabilir?
Ben kendi tarihiyle yüzleşmek konusunda bu kadar dirençli bir toplum görmedim..her zaman bir bahane,her zaman bir bahane,budur benim de derdim.
tosyali -- 11.02.2010 - 14:41
statik, korkma yaa.
Bu memlekette bu aptal Müslümanlar olduğu müddetce şeriat meriat gelmez ..
Anlamadığım nokta, sende bir korku bir heyecan görüyorum, senin şeriatcı diye aşağılamaya çalıştığın bu insanlar bu Müslümanlar ( Müslümanım diyen herkes şeriatcıdır)bu memleketin 1000 senedir gerçek sahipleridir, bu telaş neden sende anlamadım ..
Birde kimlerin ciğerini bilirsin onuda net izah edersen sevinirim..
Bu panikatak yorumunu görünce aklıma bir atasözü geldi ..
Korkunun ecele faydası yoktur...
Toruk Makto -- 11.02.2010 - 14:47
"Tarihimi bilmeliyim ki günahlarımı göreyim..ve kendimle yüzleşebileyim."
şu memlekette herkez bunu yapabilse; sorunlar aniden çözülecektir.
Tanrı tanımazlar, aynı zamanda otoritede tanımazlar. Otoritenin tanrıtanımazlarla tabiki sorunu olur...
Toruk Makto -- 11.02.2010 - 14:51
tosyalı, gamaronun birşeylerle derdi olabilir ama saygıyla yok. Belden aşağı vurma lütfen...
tosyali -- 11.02.2010 - 14:54
Bu mesajın içeriği; kişisel hakaret barındırdığından, editörler tarafından silinmiştir.
gamaro -- 11.02.2010 - 16:18
Tarihle yüzleşmek eğlenceli bir iş değildir.Ama kendisiyle barışık,zeki ve olgun toplumlar da o kadar eğlence düşkünü değildirler zaten.Ben de bu konuda daha fazla yazmayacağım.
ebubekir -- 11.02.2010 - 16:38
Sn.gamaro
kendisiyle barisik
zeki ve olgun toplumlar
yanlislarin karsisinda dogrunun yaninda
zalimlerin karsisinda mazlumun yaninda
yer alirlar bu nedenle de eglenceye pek vakit bulamazlar..
muasir medeniyetin temelinde iste bu
VICDAN
ve
AKIL
var..
insani insan yapan TEK gercek..
slm.
sonsuz -- 11.02.2010 - 16:44
"kendisiyle barisik
zeki ve olgun toplumlar
yanlislarin karsisinda dogrunun yaninda
zalimlerin karsisinda mazlumun yaninda
yer alirlar bu nedenle de eglenceye pek vakit bulamazlar..
muasir medeniyetin temelinde iste bu"
Yabancı -- 11.02.2010 - 17:07
Kitaplı din savunucusu olan biri akıldan söz edemez. Ne yazık ki.
Sınırlıdır onun aklı. İlerleyemez.
Nasıl yaşayacağı belirlidir, nasıl düşüneceği de. Ne yaparsa neye göre doğru ya da yanlış olacağı da belirlenmiştir.
Yani onu Skinner'ın kutusunda ki fare gibi düşünebiliriz ancak.
Yabancı -- 11.02.2010 - 17:12
Yine istiğfar etmişsin anlaşılan. Yeterince istiğfar duası etmiyorsun anlaşılan:)
Statik bie ciğer olduğundan bahsetmekle fazla mütevazi bir duruş sergilemiş.
Kendisini bu olgun davranıştan dolayı kutlamak gerekir.
Çünkü kişisel kanaatim ironi yapılan o ciğerin bazı insan türlerinde bulunmadığıdır.
sonsuz -- 11.02.2010 - 17:23
"Kitaplı din savunucusu olan biri akıldan söz edemez. Ne yazık ki.
Sınırlıdır onun aklı. İlerleyemez.
Nasıl yaşayacağı belirlidir, nasıl düşüneceği de. Ne yaparsa neye göre doğru ya da yanlış olacağı da belirlenmiştir. "
ebubekir -- 11.02.2010 - 17:34
"..Mesela Amerika. Cuk diye oturuyor bu satırlara değil mi?.."
derken siz
günümüzdeki yanlislardan bahsediyorsunuz..
halbuki ben sunuda ilave etmistim;
-temelinde-
VICDAN
ve
AKIL
var.."
vicdansiz ve akilsiz uygulamalari kabul ettigimi ZAN-etmiyorsunuz insallah..
slm.
sonsuz -- 11.02.2010 - 17:41
Muasır medeniyetlerinden bahsediyorum. Tanımınıza uyan bir medeniyet varsa sizde yazabilirsiniz. Amerika olmadı mı? Nesi hoşunuza gitmedi?
Günümüzde değil sadece, tarihine de bakabilirsiniz.
Yabancı -- 11.02.2010 - 17:43
Newton, Galileo ve Mendel isa ne diyorsa doğrudur diyormuydu?
sonsuz -- 11.02.2010 - 17:45
İsa'nın her söylediğine doğru deseler veya tanrıya inansalar ne değişir ki?
Bu onların akıllarını kullanmadığını veya ilerleyemediklerini göstermez. Önermeniz doğru değil. Benim tanıdığım sizden zeki ve akıllı bir çok insan aynı zamanda müslüman, hristiyan veya putperest.
Berke -- 11.02.2010 - 17:54
Fareler o kutudan çıkıp muasır medeniyetlerin temellerini kazmışlar anlaşılan birileri kaval çalarken!
Yabancı -- 11.02.2010 - 17:55
evet genelleme yapmışım önermede.
Tanıdığınız akıllı ve zeki insanların mutlaka dogmaları sorgulamış ve aslında o kitaplı dinin mutlak doğru olduğuna dair önermelerinin üzerinde korkmadan düşünebilmiş insanlar olduğunu düşünüyorum.
Yoksa isa ne demişse, muhammed ne yazmışsa olduğu gibi kabuletmemişlerdir. Ve bu 'doğru' ları dayatmamışlardır.
Eğer bir akıl dayatıyorsa şiddet içerir, şiddet içeren şey zaten akılla bağlantılı olamaz.
Yabancı -- 11.02.2010 - 17:56
farelere kaval çalmış olmasın muassır medeniyetin kurulması için, yönlendirme adına.
Berke -- 11.02.2010 - 18:01
Birileri akılsız farelerin kavalla muasır medeniyetin temelini atacağını düşünüyorsa kendi akılsızlıklarını ifşa etmişler sadece.
gamaro -- 11.02.2010 - 18:07
farenin akıllısı nasıl olur,yolda görsek tanıyabilir miyiz?
statik -- 11.02.2010 - 18:09
fareler türemiş yine;)
Yabancı -- 11.02.2010 - 18:15
birileri bu ülkenin büyük % si için yanlış şeyler söylemiş. Oysa o akıllı bir adamdı.
ebubekir -- 11.02.2010 - 18:38
"..Amerika olmadı mı?.."
batakligin hakim oldugu ortamlarda
gidisattan rahatsiz olan insanlara huzur bulacaklari adaciklar insa eder AKIL ve VICDAN..
KITA-lar ötesidir SINIR tanimaz..
"kalbimizde Allah´in nuru vardir onun adida vicdandir"
(tolstoy)
"..kim bir iyilik yaparsa kendisi icin yapmis olur
-kim de bir kötülük yaparsa zarari kendinedir.."
(fussilet/46)
slm.
sonsuz -- 11.02.2010 - 18:42
İngiltere veya Fransa'yı verelim dilerseniz.
" kendisiyle barisik
zeki ve olgun toplumlar
yanlislarin karsisinda dogrunun yaninda
zalimlerin karsisinda mazlumun yaninda
yer alirlar bu nedenle de eglenceye pek vakit bulamazlar..
muasir medeniyetin temelinde iste bu"
statik -- 11.02.2010 - 19:05
"Bu memlekette bu aptal Müslümanlar olduğu müddetce şeriat meriat gelmez ..
Aynen katılıyorum bu dediğine, Gerçekten söylediğin gibiler;)
Ayrıca; telaşlandığım falan yok.. Boş teneke gibi tıngırdar dururlar;)
Birde kimlerin ciğerini bilirsin onuda net izah edersen sevinirim.."
Tosyalı, senin de çok iyi tanıyacağın Halil Ürün, benim Üniversiteden hocam.. Bu konularda ciğerini bildiğim sınıf arkadaşlarım şu an mecliste AKP milletvekili olarak, bizleri yönetmekle meşguller.
Bana; sizin fikirlerinizde, kalıbınızda çok hafif gelir.. çünkü ben o fikirleri 30 yıl öncesinden gördüm, yaşadım, tartıştım.. O zamanlar hepsi Erbakanın sağ koluydu. Bu gün çoğu mecliste. Ve hepsi de arkadaşım.
Şeriatı getirebilecek güç odaklarını elinde tutan insanlarla, aylarca, yıllarca tartışmış olduğum için, bende artık bunlar bıkkınlık verdi.
Ne uzadınız, ne kısaldınız.. 30 yıldır aynı nakaratları söylüyorsunuz(şahit olduğum zaman diliminden bahsediyorum)
Korkunun ecele faydası yoktur... demişsin de..
çok korktum yahu;))
tosyali -- 12.02.2010 - 02:41
statik..
AKP eşittir İslam gözlüğünü gözünüze takarsanız, daha çok paniklersiniz..
Yukarıdaki yorumumda ne demek istediğimi çok iyi anlamışsınız...
Yalnız benim anlamadığım, aşağıdaki ifadeler sizin..
İmajı çizdirmemek için "telaşım yok boş teneke gibi tıngırdar dururlar diyorsunuz katılıyorum aynen oyle" fakat bu panik neden? acaba sizde..
Kendi yorumunuzu bir daha okurmusunuz....
"Cami sayısı, nerdeyse Okul sayısına yakın.
Kaçak, merdiven altı kuran kurslarını saymıyorum. İmamhatip'liyi, Fen lisesine eşitlemeye çalışıyorlar. 1923'ten beri sürekli yeraltından çalışmalar devam ediyor. Pundu'na getirdikleri anda; ABD'yi de arkalarına alarak, cihat'ı gerçekleştirecekler"
statik -- 12.02.2010 - 04:14
sen yazılanları iyi okumuyorsun.
Ülkenin çağdaşlaşmasına şeriatçılar mı engel oluyor? diye soran ebubekir'e bir cevaptı.
1923'ten beri yeraltındalar.. birileri düğmeye basar, kafaları hemen çıkarırlar..
Sonra balans ayarı gelir, tekrar inlerine geri dönerler.
87 yıldır özlemle, teneffüs zilini bekliyen haylaz çocuklar gibi,
Son zilin sesini beklerler..
Şimdi, askeri de hallettik(en büyük engeldi)diye düşünüyorlar.
Ama; aslında en büyük engel olan "Kemalistleri" bir türlü aşamıyorlar..aşamayacaklar!
PKK'lı kürtler gibi, sizde bu sevdadan vazgeçeceksiniz tosyalı ve tarikatı..
iyisi mi gidin; paşa paşa namazınızı, niyazınızı yapın.. halinize şükredip uslu uslu oturun.
tosyali -- 12.02.2010 - 08:04
statik..
Üzgünüm korkunun gerçekten ecele faydası yoktur.
Kurulan korku imparatorluğu artık balans ayarı yapamayacak kadar zayıfladı ...
Başbabakan asma, Deniz gezmişleri idam etme, istiklal mahkemelerinde 120 bin kişiyi idam etme, Dersimde sırf Alevi oldukları için, 90 bin kişiyi çoluk çocuk kadın kız katletme, adeta soykırımı yapma,Ahmet kayaları Yılmaz güneyleri vatan haini ilan edip vatandan kovma
devirleri geride kaldı..
Siz balans ayarı ile hayaller kurarken, bir başkaları balans ayarını yaptı bile ..
Zaten bunu farkettiğiniz için paniktesiniz..
Korkmana gerek yok, balans ayarı yapacak olanlar sizin gibi zulum yapmazlar, yapamazlar onlar insanoğlu çünki...
ebubekir -- 12.02.2010 - 08:06
"..1923'ten beri yeraltındalar
Sonra balans ayarı gelir, tekrar inlerine geri dönerler.."
buyrun
87 yillik kemalist gestaponun ISTIBDAT/ZULÜM devri ve iste size onlardan arta kalan sözde cagdas ve ilerici (!) kafa..
.."Kemalistleri" bir türlü aşamıyorlar.."
kargalar bile güler sana
kemalist mi kalmis hani nerde ?
nesli tükenmis
psikolojik vaka gestapo kemalist-leri kastediyorsan onlarin varligi meczup alaman nazileri kadardir..
"körler sagirlar birbirini agirlar" örnegi..
slm.
tosyali -- 12.02.2010 - 08:21
statik..
Ama; aslında en büyük engel olan "Kemalistleri" bir türlü aşamıyorlar..aşamayacaklar!
Engel dediğin bir önceki yorumumda yaptığım, zulüm soykırım..
statik, yazdıkca batıyorsunuz, bu konuda siciliniz bozuk, belgeler yalan söylemez, hic olmasa artık kemalizim diyerek Buyuk Atatürk'ü arkasına sığınmayınız....
Laiklik 1937 yılında anayasaya girmiştir, oda Ataturk'un iradesi dışında, siz hala kemalizim diyerek yapılan zulumlerin sizi kurtaracağını zannediyorsunuz yanılıyorsunuz..
Zulum yaptığınız başta Nazım Hikmet olmak üzere 100 binlerce insandan özür dileyin ve köşenize çekilin ..
Bu yaptığınız kemalizme en buyuk zararı veriyor maalesef..
MoRGaNa -- 12.02.2010 - 08:40
tosyalı, kemalist mi oldun sen?
ebubekir -- 12.02.2010 - 10:10
statik yazdi;
"..PKK'lı kürtler gibi,
sizde bu sevdadan vazgeçeceksiniz..
iyisi mi gidin;
paşa paşa namazınızı,
niyazınızı yapın..
halinize şükredip uslu uslu oturun.."
!?
"..Dünyada hicbir sey
insani kin besleme duygusu kadar yipratmaz.." (Nietzsche)
slm.
ebubekir -- 12.02.2010 - 10:23
sonsuz yazdi
"..siz bir muasir medeniyet söyleyin de, katkınız olsun.."
madem israr ediyorsunuz benim tercihim Almanyada uygulanmakta olan SISTEM-dir..
slm.
sonsuz -- 12.02.2010 - 10:52
İngiltere'nin, Fransa'nın nesi hoşunuza gitmedi? Hollanda var mesela hemen yanınınızda. Tabi Almanya da dahil bu ülkeler hep mazlumun yanında olmuşlar, kimseyi asıp kesmemiş ve sömürgeleştirmemişler. Eğlenceyle araları da hiç iyi değildir, vakit bulamazlar.
Şu kinle ilgili sözünüz de çok güzel. Siz hiç kin besliyor musunuz?
""..Dünyada hicbir sey insani kin besleme duygusu kadar yipratmaz.." (Nietzsche)"
statik -- 12.02.2010 - 11:37
ayaklanmış!! koro halinde kemalistlere saldırıya geçmişler;)
Tosyalı, ne riyakar bir adammışsın.. yazdıkça ne renk olduğun ortaya çıkıyor.
Türkan Saylan'ı bu siteye manşet yapan sensin, kemalistlerin zulmünden bahseden yine sensin;)
Bana laf yetiştireceğinize nasıl şeriatı getireceksiniz? geldikten sonra neler yapacaksınız?
bu gibi hayallerinizi anlatın da, millet biraz bilgilenip, size duacı olsun;))
Kemalist mi kalmış hani nerde? diyen zatın, Kemalistlerle ne alıp veremediği var? bir yerden bir kuyruk acısı var da, bir türlü söyleyemiyor..
Şeriatçıların arasına karışmış, kendini fasulye gibi nimetten sayıyor garibim.
Ebubekir; tosyalı bile, seni müslümandan saymıyor. Şeriat kim? sen kim?
aslanım, sen git paşa paşa dediğimi yap;)
Kemalist görmek istiyorsan, şeriat için bir adım atın.. bıkmadan usanmadan ehemmiyetle balans ayarı yaparız. Büyük meydanlar her zaman bizi ağırlar..
ben, sizin ciğerinizi bilirim, sizi gidi gulu gulucular sizi!
ebubekir -- 12.02.2010 - 13:12
sonsuz yazdi;
"..Tabi Almanya da dahil bu ülkeler hep mazlumun yanında olmuşlar, kimseyi asıp kesmemiş ve sömürgeleştirmemişler.."
peki sizin tercihiniz yani sizin kiriterlerinize uyan bir muasir medeniyet ?
"..Siz hiç kin besliyor musunuz?.." sizin
beslediginiz kadar ne bir eksik ne bir fazla..
""..Dünyada hicbir sey insani kin besleme duygusu kadar yipratmaz.." (Nietzsche)"
slm.
levinstayn -- 12.02.2010 - 13:14
Su akar..
Tosyalinin yazdıklarında ekranların önünde Nazım'ın mısralarını okurken ağlayan-yılan göz yaşları- birini görüyorum- başbakanın karısı-
Nazım Hikmet sosyalistti ve tabiki ateistti, ömrü boyunca amacı devrim oldu ve bu konuda hiçbir güç onu yolundan çeviremedi. Senin şeriatı isteyen biri olarak bu örnekleri vermen ne kadar samimi, samimiyetten bahsediyorsun sonra.
ebubekir -- 12.02.2010 - 13:38
statik yazdi;
"..Ebubekir; tosyalı bile, seni müslümandan saymıyor.."
olabilir cünkü EZBER bozuyorum
kolay degil hazim sorunu yasiyor aynen senin yasadigin gibi..
bagirsaklarin temizlenmesi kolay olmuyor..
-------
"..balans ayarı yaparız.."
kim kime balans ayari yapiyor belli degil mi ?
--------
"..baskalarini bilen kimse bilgili,kendini bilen kimse akillidir..(Lao-Tsze)
--------
"..bilgeligin ilk adimi herseyden sikayet etmek,sonuncusu ise herseyle uyusmaktir.."(Lichtenberg)
slm.
sonsuz -- 12.02.2010 - 13:53
"peki sizin tercihiniz yani sizin kiriterlerinize uyan bir muasir medeniyet ?"
"
sizin beslediginiz kadar ne bir eksik ne bir fazla."
xenix -- 12.02.2010 - 16:49
Ben ebubekiri mutlu görsem, hanif müslüman olucam.
slm & slm
xenix
ebubekir -- 12.02.2010 - 17:23
sonsuz yazdi;
"..Sanki kin besliyorsunuz gibi hissediyorum.."
YANILIYORSUNUZ..
elbette
size bu sekilde yansiyorsa bu benim hatamdir kabul ama böyle yansiyor diye dogru olduguna inandigim bilgileri paylasmamak dogru mu sizce ?
peki
dogru bildiklerimizin yanlis olabilecegini TEST etmek
icin dahi yazmak/paylasmak gerekmezmi ?
"..herkes ayni seyi düsünüyorsa,hic kimse fazla bir sey düsünmüyor demektir.."(Albert Lipmann)
"..düsüncelerini degistirmeyenler yalnizca delilerle ölülerdir.."(T.Lowell)
slm.
xenix -- 12.02.2010 - 17:26
""..düsüncelerini degistirmeyenler yalnizca delilerle ölülerdir.."(T.Lowell)"