Kusto'nun Müslümanlığı
Kaptan Kusto ve ekibi, Cebelitarık'ta araştırma yaparken iki akıntının karşı karşıya geldiğini tespit etmişler.
Biri tatlı, biri tuzluymuş ama birbirlerine hiç karışmadan, tatlısı alttan, tuzlusu üstten paşa paşa akıyormuş.
Araştırmacılar koca koca kitapları karıştırmışlar ancak açıklamasını bulamamışlar.
Gemide Müslüman bir Faslı tayfa varmış. 'Niye şaşırıyorsunuz ki? Bu Kur'an-ı Kerim'de de yazıyor zaten' demiş.
Kusto, 'Olmaz öyle şey' deyip terslemiş. Çünkü adam koyu Hristiyanmış.
Fakat ne de olsa bilimadamı. İçine şüphe düşmüş. Tayfasından Kur'an-ı Kerim'i isteyip sabaha kadar okumuş.
Güneş doğarken gemi mürettabatı bir sesle uyanmış. 'Allahu ekber, Allahu ekberrrr!' Koşarak güverteye çıkmışlar.
Bir de bakmışlar ki bizim Kusto kaptan köşkünün önünde ezan okuyor!
Ezanı bitirince, 'Hepiniz saf tutun, söylediklerimi tekrarlayın' demiş.
'Eşhedü Ennaaa' 'Eşhedü Ennaaaa'
İşte o sabah Kusto ve gemisi Kalipso'nun bütün mürettebatı Müslüman olmuşlar.
______________________________________________________________
Bu satırları okuduğunuzda tabiki bir müslüman olarak gurur duyuyor ve hoşunuza gidiyor. Ama bu söylenti çıktıktan sonra, birileri araştırıyor ve işin aslının böyle olmadığını kaptan Kusto nun şirketi nazikçe açıklıyor. Böylece bir sahte hikaye daha çözülmüş oluyor.
Original letter of clarification from the Cousteau Foundation (in French) (photocopy). English translation by Dr. William F. Campbell: Fondation Cousteau
Monsieur Charles TUCKER
11A Chemin de Pennachy
69230 ST GENIS LAVAL
FC/DC
Paris, November 2, 1991
Sir,
We have received your letter and we thank you for your interest in our activities.
We state precisely to you that Commander Cousteau has not become a Muslim and that this rumor passes around without foundation.
Very cordially,
Didier CERCEAU chargé de mission
--------------------------------------------------------------------------------
Türkçe Çevirisi şöyledir:
Cousteau Kurumunun durumu açıklığa kavuşturmak için yazdığı orijinal mektup(Fransızca'dan Fotokopi)
Türkçe çevirmen Gökhan (WebServant_G):
Cousteau Kurumu
Sayın Charles TUCKER
11A Chemin de Pennachy
69230 ST GENIS LAVAL
FC/DC
Paris, Kasım 2, 1991
Sayın ilgili,
Mektubunuzu aldık ve etkinliklerimizle ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz.
Saygıdeğer Cousteau müslüman olmamıştır ve bu dedikodu kurumumuzun haberi olmadan yayılmıştır.
Yüksek Saygılarımla,
Didier CERCEAU
chargé de mission
(Kurum Sorumlusu/Yetkilisi)
--------------------------------------------------------------------------------
Yukarıdan da görüldüğü gibi Jaques Cousteau hiç bir zaman Müslüman olmamıştır. Kaptan Jaques Cousteau 25 Haziran 1997, Çarşamba günü sabahı vefat etmiştir. Cenazesi bir camide değil Paris'teki Notre Dame Katedralinde yapılmıştır.
Nil-Ay -- 28.10.2008 - 20:28
Yanlış hatırlamıyorsam Müslüman olduğuna dair bir yakıştırma da "Çağrı" filminde Hz.Hamza rolündeki Anthony Quinn'e yapılmıştı.
lilith -- 28.10.2008 - 20:37
hz. hamza rolünden etkilendiği için müslüman olduğu söylenmişti hatta..
ben de hatırlıyorum bunu..
kaptan cousteau hikayesi de internette durmadan dönen ibret (!) dolu müslüman oluş hikayelerinden biridir :)
bir de aya ilk ayak basan neil armstrong'un ayda ezan sesi duyup müslüman olma hikayesi de var xenix..
onu da eklesen buraya..)
xenix -- 28.10.2008 - 20:39
Quinn içinde söylendi. Ama hayatının sonuna kadar vasat bir katolik olarak yaşadı Anthony Quinn. Türkçeye çevrilmiş bir kitabı vardı. Yanlış hatırlamıyorsam adı "tek kişilik tango" ydu.
Birde Neil Armstrong için ayda ezan sesini duyduğu ve ayın ikiye bölünmüş olduğunu gördükten sonra. Dolaşırken ezan sesini duyup müslüman olmasıyla ilgili bir hikaye var ki o na ayrı bir başlıkta değineceğim.
Yalnız bugün Anadolu köylerine gitseniz, bir kahveye girip sorsanız sonradan müslüman olan gavurlardan kimler var diye. Hepsinin vereceği cevap, bir kaptan vardı birde astronot (isimlerini unutmuşlardır zannımca) derler.
xenix
xenix -- 28.10.2008 - 20:40
Senin yorumunu, :) Tamam buranın altına yada ayrı bir başlıkta yapıcam o nuda.
xenix
Misafir -- 01.11.2008 - 13:41
Kaptan Kusto Kur’an’a hayran olmasına sebep olan olayı şöyle anlatır:
“1962 senestnde Alman ilim adamları, Aden Körfezi ile Kztlderu:z’irı birleştiği Mendeb Boğazt’nda, Kıztldeniz’irı suyu ile Hint Okycmusu’rıun suyunun birbirine kanşrnadığtnı belirlemişlerdL Biz de Cebelıtank Boğazı’ndan karşılıklı akıntı olduğu bilinen AtLas Okyanusu ile Akdeniz’in sulanmn birbirine kanşıp, kanşmadığtnı araştırmaya başladık. Önce, Akdeniz’in kendine has sıcaklığı, tuzluluğu ve yoğunluğu ile barındırdığı canlıları tespit ettik. Aynı araştırmayı Atlas Okyanusu’nda tekrarladık. iki su kütlesi binlerce yıldır Cebetttank Boğ azı’nda birleşiyordu. Bu durumda. iki su kütlesinin kanşması ile tuzluluk, yoğunluk gibi unsurların birbirine denk, hiç olmazsa birbirine yakın
olması icap ediyordu. Halbuki, her iki denizin en yakın lasımlannda bile deniz suyu kendi özelliğini koruyordu.
Yani, iki denizin birleşme sathında bir su perdesi iki deniz suyunun birbirine kanşmasını engelliyordu. Bu durumu açtığım Profesör Maurice Bucaille, bunda şaşılacak bir şey olmadığını, İsldm’ın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in bunu açık bir şekilde yazdığını söyledL Hakikaten bu hakikat, Kur’an-ı Kenim ‘de dosdoğru açıklanıyordu. Bunu öğrenince Kur’an-ı Kerim ‘in Allah kelCımı olduğunu anladım. İslam dini, manevi gücü ile bana kaybettiğim oğlumun acısı- na dayanma sabrını verdi
Kaptan Kusto kendi acıklamalarıdır. Şimdi eminim gene bunada sacma sapan bir yanıt bulama ihtiyacı duyacaksınız ama bazı şeylerde gercekler varken. İlle kendi düşüncem olsun diye bu böledir demek hem akla ters hemde abes
xenix -- 01.11.2008 - 22:23
Hangi dergi, gazete, röportaj, tv programı varsa bir kaynak rica edebilir miyiz?
Birde özel bir merak, ı yerin t ye basmanızın sebebi nedir?
xenix: Ve düzenli diğer yanlışlar?
denge -- 02.11.2008 - 15:01
kaynak önemlidir.
yoksa herkes kafasına göre bu konularda bir şeyler yazarsa asıl saçma sapanlık bu olur.
orcagada -- 03.11.2008 - 11:13
Herşey bir yana da Cousteau müslüman olsa ne olur,olmasa ne olur?
Böyle çaresiz,mesnetsiz iddialarla kendilerine güldürüyorlar.
Nedir bu benimkisi seninkisinden kutsal tripleri?
O zaman ben de derim ki;Asıl ben müslüman olsam işte o olay olurdu...:)
Misafir -- 29.05.2009 - 10:29
Merhaba harkese. Bence bu çocukça tartışmaları bırakıp kendiniz bazı araştırmalar yapsanız ve Allah'ın bahşettiği aklı kullanmayı deneseniz daha yararlı olur kanısındayım sevgili dostlar.
Bu arada Müslüman olmayan akadaşlara kimsenin sataşmaması gerekir. Ama onlar da yorumlarında daha dikkatli ve saygılı olmalılar.
Düşünceniz, ideolojiniz, dini veya siyasi görüşünüz ne olursa olsun LÜYFEN asla "İNSAN" olduğunuzu unutmayınız!
Sengi,saygı ve selamlar.....
xenix -- 02.06.2009 - 06:38
Zaten araştırıpta yazıyoruz sevgili misafir. Bir şey soracağım, "sizce biz aklımızı kullanamıyor muyuz?" Yani sevgili dostlar diye öğüt verirken "aklınızı kullanmıyorsunuz" dokundurmasını da es geçmiyorsunuz. Sonra da saygı, sevgi, selam...
xenix
kutadgubilig -- 20.06.2009 - 15:59
Sayın Xenix kaptan kusto'nun müslüman olduğunu iddia edenlerin iddiasına karşılık sizin hayır olmadı diye iddia etmeniz de o kadar garip kaçmış. Kusto müslüman olmamış olabilir, olmuş da olabilir. bunu kesin olarak bilemeyiz, kendi açıklamadıkça. ama yaşadığı olaydan dolayı Kuranda bu olayın geçmiş olmasından dolayı etkilenmiş olduğu bir gerçektir. bunu açıklamalarından anlamaktayız.
Kaptan Kustonun müslüman olup olmadığından daha çok bu bilimsel gerçeğin Kuranda nasıl geçtiği üzerinde dursak daha yararlı olur bence. Heralde Peygember usta bir yüzücü değildi ve bu bilimsel araştırmayı kendisi yapıp Kurana koymadı!
Kaptan Kusto'nun veya Neil Armstrongun gerçekten müslüman olup olmadıklarını bilmiyorum. haklarında bir çok hikaye anlatılıyor. kaldıki müslüman olsalar bile bunu açıklamak o kadar kolay değildir. çoğu müslüman olan kişiler bunu açıklayamamaktadır çevre baskısından dolayı ve gizlemektedirler.
Ben size tarihten öyle örnekler verebilirimki hem müslüman hem de türktü derim ağzınız açık kalır. tarihi gerçeklerdir bunlar. kimse yadsıyamaz. yakında yazarım sanırım.
Bir de çok garibime giden bir şey, böyle bir haber yazdığınızda bazıları hemen şu cevabı veriyorlar; 'olsa ne olur olmasa ne olur!' bu insanlara hayret ediyorum. demekki bunlar için Dünyadaki hiç bir olayın, haberin önemi yok! olsa ne olur olmasa ne olur! ben de diyorum ki sen bu Dünyada olsan ne olur olmasan ne olur? bir elinde ayna bir elinde cımbız umurunda mı Dünya, vur patlasın çal oynasın.
xenix -- 21.06.2009 - 12:45
Kaptan Kustonun müslüman olup olmadığından daha çok bu bilimsel gerçeğin Kuranda nasıl geçtiği üzerinde dursak daha yararlı olur bence. Heralde Peygember usta bir yüzücü değildi ve bu bilimsel araştırmayı kendisi yapıp Kurana koymadı!
Kuranda açıkca cebelitarık boğazından bahsetttiğine dair en ufak bir kanıt yoktur. Zaten iki okyanusun sularının farklı olduğu, M.S. 53 tarihinde (Kurandan 600 yıl önce) yazılmış bir kitapta mevcuttur. İnsanlık o tarihlerde sandığınız kadar geri değildi. (Sümer ve mısır tarihini okumanızı tavsiye ederim.)
Bir de çok garibime giden bir şey, böyle bir haber yazdığınızda bazıları hemen şu cevabı veriyorlar; 'olsa ne olur olmasa ne olur!' bu insanlara hayret ediyorum.
Bende size hayret ettim. Bu insanların müslüman olmasının size ne faydası var?
xenix
oik0s -- 22.06.2009 - 11:55
Neyi dikkate almıyorsunuz?
Kaptan Cousteau, ön maliyetleri çok yüksek bir belgesel yapımcısıdır.
Hakkında çıkarılan dedikodular (veya kendi söylemleri) yüzünden islam dünyasının takdirini kazanmış, belgeselleri yok satmıştır ve bu kazanç ile servetine servet katarak ölmüştür.
Kimin umrunda yok iki deniz falan...
hdytglmz -- 29.09.2010 - 18:48
üstad bediüzzaman der ki 'her söylediğin doğru olacak ama her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir'.Mevlana der ki ' hiçbir kafirden ümit kesmeyiniz.son nefesten önce iman etmesi muhtemeldir'.Kısacası her hac takıp kilisede papazlık yapan ( özellikle bu zamanda ) hıristiyan değildir çünkü görüntü yanıltıcı olabilir kalpleri onu Yaratan sahibi bilir.Başka kimse bilmez onun için temennimiz cousteau iman edip kurtuluşa ermiştir.Tolstoy,Dostoyevski gibi insanlar da müslüman olduklarını açıklamışlar hatta tolstoy'un hadis kitabı bile var.Tosltoy Hz.Muhammed (s.a.v.)diye aratın bulursunuz
Misafir -- 30.09.2010 - 12:54
Hafızam beni yanıltmıyorsa; suları birbirine karışmayan 2 denizden birininki tuzlu ve acı, diğer denizin ise suyunun TATLI olduğu ve fakat her 2 denizdende İnci / Mercan çıkarıldığı, ayetlerde ti geçilerek haber verilmektedir (= 2/15 Bakara 26). Hatta HUDİ Müfessir ELMALILI Hamdi Yazır, uydurma Tefsir Kitabında demiştir: "Suyu TATLI denizden hangi türde İnci / Mercan çıkarılabilirki, doğrusu peq anlaşılır gibi değil ..". Hani sanki TATLI denizin ne olduğunu / nerede olduğunu pek anlamış-mış gibi. Şimdi; "- Kaptan Kusto Müslüman oldu .." diye gerinerek hawa atan dostlara, izninizle sormak isterim :
*** Bu TATLI denizin suyundan hanginiz ne kadar içebildiniz? Ya da hiç olmazsa, bu TATLI denizin dünya haritasındaki yerini hanginiz açıklayabileceksiniz?? ***
Ah şu anasını sattığım Aura kırılganlığı olmasa, Haci Senyora daha bazı Sorular war amma, neyse .. "Ğ - Q"
Muhabbetci -- 02.10.2010 - 19:16
Dogruya dogur konusmak gerekir diye düsünenlerdenim.
Evet ne Armstrong Ayda Ezan duymustur, Ne kaptan Kusto müslüman olmustur, nede Anthony Quinn müslüman olmustur.
Müslümanlarda ki Modern hurafeler diye bir calismam vardi. Orada bu tür seyleri arastirmistim.
Su firavun meselesi varya, oda Fake. Ikinci Ramses felan degil o firavun diye ortaya attiklari. Yeni Safak bu konuda cok güzel bir yazi hazirlamisti. Aslinda ondan alintilar yaparak burada bir ara paylasirsam iyi olur.
Ben kesinlikle her türlü hurafeye karsiyim, kimden gelirse gelir, kimden olursa olsun.
Tesekkür ederim dogrulari paylastigin icin.
denge -- 03.10.2010 - 11:54
O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır. (furkan 53)
iki deniz var: birinin suyu tuzlu ve acı(tamam bunu anladık)
ötekinin ki lezzetli ve tatlı. (bu nasıl bir deniz ve nerededir?)
ebubekir -- 04.10.2010 - 10:38
Kuran Araştırmaları Grubu
"Kuran Hiç Tükenmeyen Mu’cize" adlı kitabında
bu konuyla ilgili olarak Kaptan Cousteau'nun çok ilginç tespitlerine yer vermiştir:
DENİZLERİN ARASINDAKİ ENGEL:(alinti)
Denizaltı araştırmaları ile ünlü Fransız bilim adamı Kaptan Jacques Cousteau denizlerdeki su engelleri ile ilgili yaptığı araştırmaların sonucunu şöyle anlatmaktadır:
"Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri inceliyorduk.
Çalışmalar sonucunda gördük ki,
Akdeniz'in kendine has tuzluluğu ve yoğunluğu var.
Aynı zamanda
kendine has canlıları barındırıyor.
Sonra Atlas Okyanusu'ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz'den tamamen farklı olduğunu gördük.
Hâlbuki
Cebeli Tarık Boğazı'nda birleşen bu iki denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet açısından eşit veya eşite yakın olması gerekiyordu.
Oysaki
bu iki deniz,
birbirine yakın kısımlarda bile ayrı yapılara sahiptiler.
Bunun üzerine
yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren bir durumla karşılaştık.
Çünkü
bu iki denizin karışmasına birleşme noktasında bulunan harika bir su perdesi engel oluyordu.
Aynı türden
bir su engeli 1962 yılında Alman bilim adamları tarafından Aden Körfezi ile Kızıldeniz'in birleştiği Mendep Boğazı'nda da bulunmuştu.
Daha sonraki
incelemelerimizde farklı yapıdaki bütün denizlerin birleşme noktalarında aynı engelin bulunduğuna tanıklık ettik."
Kaptan Cousteau'yu şaşırtan bu durum,
denizlerin birleşmesine rağmen suların karışmaması,Kuran'da 14 asır önceden söylenmiştir.
Denizler altındaki hayatın çeşitliliğinde Kuran'ın dikkat çektiği özelliğin önemli bir yeri vardır.
"Yüzey gerilimi" adı verilen fiziksel özellik sayesinde komşu denizlerin suları karışmamaktadır.
Böylece
komşu denizler farklı yoğunluk, farklı tuz oranı ve farklı yapılar arz etmektedir.
Bu
farklı ortamlar,
farklı canlıların yaşaması için elverişli ortamlar oluşturmaktadır.
Bu sayede denizaltı yaşamı balıklardan, bitki örtülerine ve mikro canlılara kadar daha da büyük bir çeşitliliğe sahip olmaktadır.
Çok rahat
karışabilen bir özellik gösteren su,
Allah'ın denizlerin altında işlettiği "FIZIKSEL KANUN"(vahy) lar
bir duvara dönüşebilmekte ve bu özelliğiyle canlıların çeşitliliğine katkıda bulunmaktadır.
Güçlü dalgalar,
kuvvetli akımlar suya bu özelliğini kaybettirmemekte,
denizlerin altındaki engel bunlara rağmen görevlerini yerine getirmektedir.
**
"..İki denizi birbiri üstüne salan O'dur
-Bu tatlı ve ferahlatıcı, bu tuzlu ve acıdır
-Ve
ikisinin arasına karışmalarını önleyen
-bir sınır olarak engel koymuştur.."(furkan/53)
**
"..yeryüzünü barınak kılan
-aralarında nehirler kılan
-onun için sabit dağlar kılan
-ve
-iki deniz arasına engel kılan..."(neml/61)
**
"İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıverdi
-Aralarında bir engel vardır
-birbirlerine geçip karışmıyorlar.."(rahman/19-21)
slm.
Misafir -- 04.10.2010 - 12:58
*** "2 deniz aynı değildir; birisi TATLIdır, harareti keser, içimi kolay ve lezzetlidir; ötekisi ise tuzlu va acı'dır. İkisindende İnci / Mercan gibi Süs'ler çıkarırsınız (= 35/12-13 Fatır 31-32)" ***
Şimdi; Sn Ebubekir'in "Qu'ran Araştırmacıları" ; "35 / 12 Fatır" ayetindeki TATLI denizin yerini ve bunun Süs'lerinin nemenem Süs'ler olduğunu da Kaptan Kusto'nun seyir-defterinden okuyabilmiş midir ??
Merak bu ya, İnsan merak ediyor doğrusu, değil mi? "Ğ - Q"
Agnostik -- 04.10.2010 - 13:00
Yüzey gerilimi su moleküllerinin birbirine çekim kuvveti uygulamasıyla oluşur. Üç boyutlu düşünürsek suyun ortalarındaki bir molekül her yönden çekim kuvvetine maruz kalır ve dengededir. Ancak su yüzeyindeki moleküller iç kısımdan çekilirken dıştan kuvvet etkimediğinden -hattâ hava basıncını da eklersek- içeri doğru çekilir ve itilirler. Dolayısı ile tüm sıvılarda olan bu yüzey gerilimi sıvılara toplu durma eğilimi kazandırır. Bir su damlasının boncuk gibi durmasının, birbirine çok yakın iki su damlacığının hemen birleşmesinin, deniz yüzeyinin bir jelatin gibi durmasının, ince kaplarda suyun bombeli durmasının (kapilarite) nedeni budur.(2)
Eğer tuz, su ile kimyasal reaksiyona girip bileşik oluştursaydı ve bu madde suda çözünmeseydi suyun yüzey gerilimi ve oluşan maddenin (sıvı olduğunu varsayarak) yüzey gerilimi durgun suda(!) önem arzedecekti. Ancak denizler arasındaki güçlü akıntılar ve dalgalar sebebiyle bu farazi durumda bile bir sınır oluşmazdı. Denizleri dalgasız ve akıntısız düşünürsek de oluşan sınır, dünya yüzeyine dik değil oluşan maddenin ve suyun yoğunluklarına göre biri altta diğeri üstte olacak 2 sıvının ayrı ayrı kendi yüzey gerilimlerinden oluşan hat, bu sıvılar arasında yer yüzeyine yatay bir sınır olacaktı. Yani denizlerin üstü tatlı su, altı da tuzlu su olacaktı. (bardaktaki su-yağ heterojen karışımı gibi) Ancak su ile tuz zaten bileşik oluşturmaz! Tuz, su içerisinde sadece iyonik olarak çözünür. Bu sebeple denizlerin içerisinde tuz, homojen olmak için sürekli difüzyon eder. Bu difüzyonun en yoğun olduğu yerler tuz oranı düşük ve yüksek olan suların buluştuğu yerlerdir. Ancak bunu keskin bir sınır ile ifade edemezsiniz.
Eğer denizlerin birbirine karışmadığını iddia ediyorsanız denizler arası akıntıları da inkar ediyorsunuz demektir. Ama denizler arası akıntılar bilinen bir gerçektir. Denizler arasındaki akıntıların (yani karışmalarının) başlıca nedenleri aşağıdadır.
1.Gelgitler,
2.Denizler arasındaki yükseklik farkı (yağışlar, buharlaşma ve akarsular nedeniyle),
3.Denizler arasındaki sıcaklık farkı,
4.Denizler arasındaki tuzluluk farkı,
5.Rüzgar,
Denizlerdeki tuz sürekli difüzyon halinde olmasına ve sürekli dalga ve akıntılarla karışmasına rağmen neden tuzluluk oranlarında ufak da olsa fark vardır? Çünkü denizlere sürekli bir su girdisi ve çıktısı vardır. Örneğin Karadeniz.. Akarsuların bolluğu, yağışın fazla ve buharlaşmanın az olması nedeniyle tuzluluk düşüktür. Ancak Kızıldeniz’e baktığımızda akarsuların azlığı, yağışların çok düşük olması ve buharlaşmanın çok fazla olması nedeniyle tuzluluk diğer denizlere göre yüksektir. Eğer denizler karışmasaydı Kızıldeniz’in kuruyup bitmesi gerekirdi.
Daha geniş bilgi için :
http://www.mucizeyalanlari.com/denizlerin-birbirine-karismamasi/
Agnostik -- 04.10.2010 - 13:14
Kaptan Cousteau'yu şaşırtan bu durum,
denizlerin birleşmesine rağmen suların karışmaması,Kuran'da 14 asır önceden söylenmiştir.
Hayır...
Tekrarlamak gerekirse “denizlerin karışmaması” diye birşey kesinlikle söz konusu değildir, olamaz. Ancak tatlı ve tuzlu suyun karışması yukardaki sebeplerden ötürü daha yavaş ve düşük oranda gerçekleşir. Bu gözlem milattan önceki bazı bilim insanlarını tatlı su ile tuzlu suyun hiç karışmadığı gibi yanlış bir varsayıma sevketmiştir.
Muhammed’den yaklaşık 550 yıl önce yaşayan Romalı bir bilgin olan Gaius Plinius Secundus (M.S. 23-79), Naturalis Historia adlı eserde bu varsayıma şu şekilde yer vermiştir:
…Denize bir borudan akar gibi karışan tatlı suyun özellikleri daha da ilginç ve harikadır. Çünkü suda hayret edilecek özellikler vardır. Kendisi daha ağır olan deniz suyu, kendisinden daha hafif olan tatlı suyu üzerinde taşır. Dolayısıyla tatlı su, deniz suyundan hafif olduğu için deniz suyuna karışmaz ve denizin üzerinde yüzer. (Gaius Plinius Secundus, Naturalis Historiae II, CVI 224)
Agnostik: Açıkçası Tanrıdan daha kapasiteli bilgiler beklerdik. Ama bi türlü olmuyor. Garibanlar için bu tip bilgiler elbette apaçık yalanlardır.
Agnostik -- 04.10.2010 - 13:18
Misafir -- 04.10.2010 - 14:46
Allah (c.c) bu tuzun diffision kapasitesi vermiş de olmuş, öyle göstermişbak şemaya,koyu mavi açık mavi var, ikisi karışsa tek renk olurdu. Kuran-ı Kerim'e sataşmak için üşenmeyip şekil çiziyorsunuz ama boşuna. Tek renk görmyorum şemada, karışsalar trek renk olurdu, daha ne istiyorsunuz??
Öz Can -- 04.10.2010 - 16:16
" ALLAH'IN KELAMI
Bir mecliste Kuran’ı Kerim'den söz açılıp, sohbet koyulaşmıştır.
Kuran'ı Kerim’in eşsizliğinden ve olağanüstülüğünden bahsedilirken, odanın bir köşesinde kendi halinde çubuğunu içmekte olan bir Bektaşi söze karışır:
-Evet, Allah’ın kelamı cidden eşsizdir. Amma, yazısı biraz karışıktır!... der.
Dinleyenlerden biri hayret ve biraz da hiddetle sorar:
-Karışık mıdır? nerden biliyorsun?
Bektaşi sakin bir tavırla cevap verir:
-Alnımın yazısından!
"
denge -- 04.10.2010 - 19:32
O ki, iki denizi birbirine salıvermiştir, şu tatlıdır, hararet söndürür. Nil ve Fırat gibi ki iman sahibi olanlar da böyledir. Şu tuzludur, acıdır. Şab ve Umân gibi, kâfirler de böyledir. Aralarına da bir berzah koymuştur. Berzah, iki şey arasındaki bir engel, iki deniz arasındaki dildir. Ve bir hıcr-i mehcur, aşılmaz bir serhat, yani bir nefret ve zıddiyet, bir sınırlı hat çizmiştir ki, birbirlerine karışmaları mümkün değildir. Böyle tatlı ve tuzlunun birbirine karışmaları mümkün değildir. Böyle tatlı ve tuzlunun birbirine karışmayarak evrende yer almış olmaları yalnız ve yalnız yüce Allah'ın koyduğu himayenin eseridir.
aslında ayette açık açık yazıyor karışmayan suların ikisinin de deniz(hemde birisi lezzetli ve tatlı denizmiş) olduğunu ama hadi ondan da vazgeçelim.
bu tefsirde de nehir sularıyla deniz sularının birbirlerine karışmalarının mümkün olmadığından bahsetmiş.
o zaman deniz kenarına kadar gelen bir akarsu oradaki engele çarpıp geri dönüyor ve tekrar yokuş yukarı çıkıyor.
Hımmmmm Sakarya nehri gibi yani.
Yokuş mu çıkıyor ne? Diyor ya şair.
Misafir -- 19.01.2011 - 23:49
yahu neyi tartışıyorsunuz ki, ateist lere neyi anlatıyorsunuz adamlar diyorki dedem maymundu nenem maymundu bu maymunlar müslüman olsa ne yzara hristiyan olsa ne yazar siz ağzınızla kuş tutsanız bunlar inanmazlar her şeye zıt açıklama yaparlar siz yazılı kaynak gösterirsiniz doğru olduğu ne malum derler ama kendileri sürekli saçma sapan yazılı metin gösterirler kendileriyle çelişip dururlar, hayatda dine saldırmaktan başka hiç bir amaçları yoktur, aslında kendi aralarında bile sürekli çelişki içindedirler, öyle bir boşluk içindedirlerki nereye saldıracaklarını bilemezler tolstoy un itiraflarındaki gibi bir çoğuda kendisini aydın sanar :))))
Hüseyin AKTAŞ -- 20.01.2011 - 07:41
Sayın misafir,
Siz bitirdiniz mi tüm çelişkileri?
Siz kendi içinizde çelişmiyor musunuz?
Hem yiyorsunuz hem çıkarıyorsunuz örneğin. Çıkaracağın şeyi niye yiyorsun, madem yedin, yediğin şeyi niye çıkarıyorsun. Pekiyi yediğini çıkarıyorsun da çıkardığını niye yemiyorsun? Bu çelişki değil mi? Ve ben bu denklemde çelişkisiz kalmak istemem asla. Ya siz?!...
Pardon anladınız mı soruyu, yoksa daha devam edeyim mi?
Peki günden güne niye kırışır cildiniz sizin?
Cildiniz kırışır da beyniniz niye kırışmaz sizin, bu ne çelişki böyle?...
Gene anlamadınız değil mi?
Sen git önce çıkardığını yemek ile yememek arasındaki çelişkiyi çöz gel...
"Çelişkim kalmadı, artık yediğimi çıkarıyorum, çıkardığımı yiyorum" aşamasına gelirsen haber et, bunu bize söylediğin an çelişkisizliğin güzelliğini biz de kabul edelim ve sana katılalım olur mu?...
denge -- 22.01.2011 - 11:47
sen neymişsin be. ne muhteşem, ne inanılmaz bir cevap yazmışsın öyle. yazdığın paragrafın her bir harfi altın değerinde. bak herkesi dumura uğrattın. Hüseyin bey dışında kimse sözlerine karşılık verememiş, eksi oy kullanmaktan ileri gidilememiş. benimde acizane birşeyler yazabilmemin sebebi ateist olmamamdır.
Misafir -- 18.04.2011 - 18:46
ne kadar yazik ya...herbiseyi yaladiniz yuttunuz da mi pislik atiyosunuz...az vaktinizi ayirin 'Tabiat Risalesi' okuyun,inanmayan adam benim skntmdr arkadas,saygi duyarim ayri mesele,,
denge -- 19.04.2011 - 19:16
pislik atmak mı?
peki gerçekle alakası olmadığı halde "Kaptan Kusto müslüman olmuş" demek ne atmak oluyor?
kusto -- 20.04.2011 - 16:15
Kustonun müslümanlığı uydurma da olsa, bu asparagas sadece müslümanların değil Kustonun da eseridir. 1991 yılındaki yalanlama, Kustonun yaşlılık (81) ve emeklilik döneminde yapılmış bir açıklama. Ancak birisi onlara yazıp sormamış olsaydı, Kusto ailesinin böyle bir söylentiden haberdar olmadıklarını düşünmek mümkün mü? Duyuyor ve biliyorlardı, ancak açıkça yalanlamadılar. Kustonun müslüman olduğu söylentisiyle afrikadan ortadoğuya, asyadan uzakdoğuya sayısız müslüman ülke televizyonuna 1970-80 yapımı belgesel satışları patlamışken neden durduk yere yok ben müslüman filan olmadım desin adam?
xenix -- 20.04.2011 - 20:15
Bence Kusto'nun müslümanlık hikayesi öyle sandığınız gibi tüm müslüman ülkelerde değil, sadece Türkiye'de olan yerel bir inanıştı. Aynı şekilde Neil Armstrong için de geçerli bu söylediğim. Bizimkilerin nedense inançlarının kuvvetsiz oluşundan mıdır nedir bilemiyorum böyle şeylere, ispatlara çok ihtiyaç duyuyorlar.
xenix: Takiplerim
HoLa -- 21.04.2011 - 17:42
Eleman daldığında namaz kılan istarvit mi görmüş?
Ne bu yahu?
Maple street 18 numarada oturan Jim müslüman olunca yüzüne bakan yok...
Amma yaygara meraklıyısıyız ha...
Numan Abi -- 24.04.2011 - 09:36
"Güneş doğarken gemi mürettabatı bir sesle uyanmış. 'Allahu ekber, Allahu ekberrrr!' Koşarak güverteye çıkmışlar.
Bir de bakmışlar ki bizim Kusto kaptan köşkünün önünde ezan okuyor!
Ezanı bitirince, 'Hepiniz saf tutun, söylediklerimi tekrarlayın' demiş.
'Eşhedü Ennaaa' 'Eşhedü Ennaaaa'
İşte o sabah Kusto ve gemisi Kalipso'nun bütün mürettebatı Müslüman olmuşlar.
"
xenix -- 24.04.2011 - 10:21
Numan abi, o kısım Battal Gazi filmlerinden alıntı. Hani toplu halde şehadet getirip müslüman olurlar ya gaza gelip. Onun gibi.
xenix: Takiplerim
Numan Abi -- 24.04.2011 - 10:44
Böyle öyküler bilimsizliğin müslümanlarda yarattığı aşağılık kompleksinin bir göstergesidir, başka birşey değil. Cousto gibi bir insana azıcık saygısı olan birisi, onu uydurma bir hikayeye katacaksa bile böyle katmaz. Geminin güvertesinde çoşup ezan okuyan bir Cousto... Merak edip gelen mürettabatına " HEPİNİZ SAF TUTUN" diyen bir Cousto.... Personelini adam yerine koymayan, onları güdülecek koyun gibi gören, bakın ben buldum siz de aynen tekrarlayın söylediklerimi diyen bir Cousto... Ve böyle bir Cousto profiline uygun bir mürettabat takımı... Yahu ne oluyor burda bile demeden safa giren, geminin güvertesinde tekrarlaması istenen şeyleri bağıra bağıra tekrarlayan, ve bir anda komplesi müslüman olan bir güruh...
Bu hikayeden var ya, embesil çıkar embesil, bilimsizliğin yarattığı aşağılık kompleksini giderme yollarından sadece birisi. Cousto... sabahın köründe güvertede... bas bas ezan okuyor... safa girin diyor... söylediklerimi tekrar edin diyor... Müslümanın yazdığı science-fiction-adventure-drama böyle olur anca, hani şöyle zaaaart diye bir gaz çıkışı yapsam, o bile daha makbule geçerdi.
ATAAN -- 25.04.2011 - 15:17
Bu martavallara inanip, ahanda hazir firsat gecmisken birazda dine geydireyim diyen ateistlere bravo diyorum..Dincilik yapanlardan hic bir farkiniz yok..
Kaptan Cousteau müslüman olsa bana ne, olmasa bana ne..Cahilce yapilmis uydurma bir haber..Ateistler sanirim konu darligi cekiyor :)
Salih -- 25.04.2011 - 15:31
Ateistin diline düşmeye gör, puslu havada sinsi kurt gibi bekliyor. Savunacak birşeyleri olmayınca böyle masallarla avutuyorlar kendilerini, ne olacak bu ateistlerin hali?
ŞİFRE -- 25.04.2011 - 16:22
Ateistler;
Arafta kalanlardır.
Ya da kendini;
Arayıp bulamayanlardır.
Ya da,
Bulmak için kendilerini boşuna yoranlardır.
Saygılar Efendim.
ned -- 25.04.2011 - 19:18
Allah Allah! Ateist neden arafta olsun Şifre? Senin arada kalma dediğin durum nedir?
Bir inanan var, iki inanmayan.
Bir Tanrı tanır, iki Tanrı Tanımaz.
Ama sen diyorsun ki, ikincisinden sonra... var.
Noktalı yere ne geliyor sana göre?
ŞİFRE -- 25.04.2011 - 19:29
Bu konu hakkında Bu blog da; çok çizilmiş, çok konuşulmuş, çok tartışılmış. Ama gelinen nokta seninde belirttiğin gibi "sonra... var" Sonuçsuzluk.. Buna biz Araf diyebilirmiyiz. Ya da ben böyle tanımladım...
Saygılar Efendim.
Çok özür senin yazın olunca "Misof" Ortaya çıkıyor ona sokunduruk saygımı belirtmeden gitmeyeyim.
xenix -- 25.04.2011 - 19:36
Çok doğru, ben ateistken araftaydım. Şimdi pastafaryan oldum büyük huzur buldum. Bunca yıl nasıl ateist yaşamışım kendime şaştım kaldım. Bu konuyu da o zamanlar açmıştım ataan. Evet haklısın bu masala inanan çok müslüman var. Eh işte bizde daha fazlası masallara inanmasın diye, "bunlar öncekilerin masallarıdır" tadında bir başlık açmıştım. Ama sen neden kızdın onu anlamadım? Ne yani masalların masal olduğunu belirtmesin mi ateistler?
şifre senin için de uygun bir link öneriyorum : http://www.sonsuz.us/node/kuyruk_acisi
xenix: Takiplerim
ned -- 25.04.2011 - 19:36
Senin derdin soruma cevap değil, sevgili misafirlerimize sataşmak. Gayet net anladım seni. Ortada bir arada kalmışlık yok. Beni bu muhabbete ille sokacaksın madem ben de şemalı anlatayım:
İki ucu boklu değneğin birinde sen, diğerinde misof oturuyor. Bunu ben diyorum. Sen de diyorsun ki,
evet ben bu değneğin bir ucundayım, ama misof ortada. E be adam soru şu, misoftan sonra gelen ne?
ŞİFRE -- 25.04.2011 - 20:02
E demiştiniz ya Sen montla sıçmayı becerememişsin diye.
Beceremedik,
Ve hala da Defi hacet muhabbet ten gidiyorsunuz.
Saygılar Efendim.
ned -- 25.04.2011 - 20:26
Önce "dişi gıcırdayan saygılar"ın, sonra ebleh bir gülüş... Yakışmış sana Şifre.
ŞİFRE -- 25.04.2011 - 20:49
Lütfen Ned. Uğraşmayınız benle. Rica ediyorum.
Saygılar Efendim.
ned -- 25.04.2011 - 21:09
Ya seni ayağımın altına almışım da çiğniyormuşum havası yaratmışsın. Tamam o halde. Verme cevap. Ama sen de sataşma kimselere.
ATAAN -- 25.04.2011 - 22:08
He oldu müslümanlara dogru yolu ateistler gösteriyor..Cok güldüm xenix inan.. :))))
Ben bu martavallara inanlara kiziyorum, ister müslüman olsun ister ateist..
xenix -- 25.04.2011 - 23:05
İyi de yazılanları okumuyorsunuz galiba. Müslümanlardan başka inanan yok.
Kızıyorsanız siz önce yazardınız, ben önce yazdığıma göre benden öğrenmeniz normal... ;)
xenix: Takiplerim
ATAAN -- 26.04.2011 - 10:21
xenix, bu hikayenin olmadigi paylasim sitesi yok denecek kadar az..Islami bu tür martavallara ihtiyac duyan bir din haline dönüstürmeye calisan cahil cuhela takiminin isleri bunlar..Inanmis bir insan bu tür söylentilere kulak asmaz, ister gercek olsun ister olmasin..
Ben bu forumda konu acmiyorum, bir iki kere actim sorgusuz sualsiz silindiler..Sadece acilmis konular üzerinden paylasim yapmaktan baska bir özgürlügümüz yok..
xenix -- 26.04.2011 - 20:39
Hani kızıyordunuz bu hikayelere inananlara? Uyduranlara?
".Inanmis bir insan bu tür söylentilere kulak asmaz, ister gercek olsun ister olmasin.."
denge -- 26.04.2011 - 20:47
".Inanmis bir insan bu tür söylentilere kulak asmaz, ister gercek olsun ister olmasin.."
hiçte değil. dindarlar acayip mest oluyor bu tür hikayelere.
ben kendimden biliyorum.
gamaro -- 03.04.2012 - 19:03
Cousto'yu bir kenara bıraktım ben.
Asıl ilgimi çeken, mürettabat :)
Şöyle ki;
Aklınızda kaldığı kadarıyla gözünüzün önüne getirmeye çalışın, Bedevi filmlerini...
Hani bi tarafta kum, çöl, gece, ve ateşin önüne üleşmiş şamatacı kitle.. diğer yanda çadırın altında aşiret lideri.
Bilirsiniz işte yau, elinde kocaman bi but olur genelde, dudakları ve parmakları yağlı, arada bi patlayan muhahahaha durumları:)
Sonra ne olur peki?
Lider aniden ayaklanır tabi.
-Dinleyinn!
Filan..
Kesilir o an bütün gürültü, şamata biter, aşiret susar.
-Bunda böyleeee....
Eeee?
-Kan kardeşi olduk Haşim Abbas aşiretiyle!
Tepki?
-Oleeeee:)
Yani?
Osuruktan hikaye yazarken bile kan çekiyor, mürettabat takımı işte..
:)
birgaripadam -- 18.05.2012 - 11:05
Dediğin gibi, Cousto biyana;
özellikle ebubekir çok çırpınıyor kuranın mucizelerinii bize göstermek adına :)
illa da tatlı-tuzlu kurabiyeler karışmazmış
ben karıştırdım dostum yanına da çay koydum naber hehehehe
Muhammed'ten yaklaşık 550 yıl önce yaşamış Gaius Plinius Secundus ,
"Naturalis Historia" adlı kitabında tatlı-tuzlu suyun karışmadığına işaret ediyor,
ayrıca,
Tevrat'ta sümer din yazıtlarından veya Gılgamış Destanı'nda da buna rastlamak mümkün.
ebubekir -- 18.05.2012 - 11:30
inan din karsitlari kadar cirpinmiyorum onlarin ayet hadis repertuari baya genis "ateist hafiz"lar lakabini bile hak ediyorlar:))
slm.
birgaripadam -- 18.05.2012 - 11:38
hehe olmaz efendim başka kitapta geçmiş olamaz
sadece kurana has bir mucize demiyecekmisin yani :)
şahsen isim yapmak gibi bir derdim yok öğretici olmak gibi de, aksine
bu tabuların kırılması çabasındayım yazmamın nedenı de bu. bir düşüncenin peşine takılıp gidiyorsunuz
aksi bir duruş-düşünceye açık değilsiniz,,
ebubekir -- 18.05.2012 - 11:44
iste sen bahstemisin,"..Muhammed'ten yaklaşık 550 yıl önce yaşamış Gaius Plinius Secundus ,
"Naturalis Historia" adlı kitabında tatlı-tuzlu suyun karışmadığına işaret ediyor,ayrıca,Tevrat'ta sümer din yazıtlarından veya Gılgamış Destanı'nda da buna rastlamak mümkün..."
itiraz mi ettim ?
:)
slm.
birgaripadam -- 18.05.2012 - 11:55
sağolasın bu da güzel bir gelişme tam da varmak istediğim nokta buydu,
ısrar yerıne gerceklerı kabullenmek.
Misafir -- 17.06.2012 - 00:07
Görüşüne itibar ettiğiniz tarihçinin bilimsel(!) açıklamaları doğrultusunda, bütün denizlerin alt kısmı tuzlu, üst kısmı tatlı su olması gerekmez mi?! :)
Kambur Kerim -- 17.06.2012 - 21:14
Lütfen her zaman Müslüman olduğunu söyle. Senin Ateist olduğunu itiraf etmen Ateistler için büyük bir yıkım olur. Aynı zamanda laik, mozoleci, Kemalist, Marksistler olarak ezberlediğin kesim de toplu intihar eylemleri başlar, sen Ateist olduğunu itiraf edersen. Aman ha, sakın ha, çeneni tut göreyim seni.
''Dilimin sınırları dünyamın sınırları anlamına gelir'' (Wittgenstein)
BALDIRAN -- 28.06.2012 - 12:04
2 deniz aynı değildir; birisi TATLIdır, harareti keser, içimi kolay ve lezzetlidir; ötekisi ise tuzlu va acı'dır. İkisindende İnci / Mercan gibi Süs'ler çıkarırsınız (= 35/12-13 Fatır 31-32)
......................................................................................
sözü edilen iki deniz -bana göre- atlas okyanusu ile hint okyanusudur...
atlas okyanusunun suyu tatlıdır...tatlıdır derken her tarafı tatlı değildir, öyle olması da -bana göre- gerekmez... eskimolar atlas okyanusunun tatlı suyunu içerek yaşamaktadır...
ikisinden de inci- mercan çıkar... atlas okyanusunda karayip körfezinde; hint okyanusunda güneydoğu asyada inci- mercan çıkar...
artha -- 28.06.2012 - 12:35
Şehir efsanesi.
İki okyanusun da su yapısı bakımından pek farklı olacağını sanmam; su döngüsü denilen suyun çevrimini sağlayan oluşum suyun yapısını ve ortak özelliğini değiştirmez.
İki denizin birbirine karışmama efsanesini islam yanlısı yazı ve yayınlar dışında bilimselliği kanıtlanmış bir yerde okumadım. Bilgim dışında bir döküman varsa okumak isterim.
ebubekir -- 28.06.2012 - 12:46
pamuk ipligine bagli cakma ateist olunca olacagi odur yikim:)
slm.
oik0s -- 28.06.2012 - 19:32
Fenikeliler ve Mısırlılar akdenizde yüzebilen gemi yapımında usta idiler. NOKTA.
Romalılar ve Yunanlılar daha da ustalardı. (Yine nokta)
xenix -- 01.07.2012 - 12:30
"eskimolar atlas okyanusunun tatlı suyunu içerek yaşamaktadır..."