Üniversite İçin Birkaç Kuruş

BİRKAÇ SENTE ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ

Üniversite eğitiminin çok pahalı bir yatırım olduğu sır değil. Aileler ve öğrenciler, yıllar boyunca o kahrolası öğrenci kredilerini geri ödemekle uğraşmayı göze alıyorlar,
Ama durun! Daha iyi bir yol var.

Kafanızı kullanın. Önce sorun (para yokluğu) ve olası bir çözüm (üzgünüm, Bili Gates tarafından evlat edinilmek geçerli bir çözüm yolu değil) üzerine odaklanın.

Mike Hayes adında biri, parasızlık sorunu üzerine odaklandı ve bunu çözmek için inanılmaz bir yöntem buldu.

1987 yılına geri dönelim. Mike, Illinois Üniversitesi kimya bölümünde birinci sınıf öğrencisiydi. Diğer öğrenciler gibi o da eğitim giderlerini nasıl karşılayacağını düşünüp duruyordu -dört yıl için 28 bin dolar gibi bir rakama ulaşacağını tahmin ediyordu bu masrafların.

Ve beyninde bir şimşek çaktı.

Chicago Tribüne’ de köşe yazarı olan Bob Greene’e mektup yazarak yardım istedi. Talebi çok basitti: Bob, milyonlarca okurundan, Mike’in üniversite eğitimine katkıda bulunmaları için birer sent isteyecekti.

Biliyorum, kulağa çok saçma geliyor.

Ama sonuçta, bir sent nedir ki? Etrafınıza şöyle bir bakarsanız muhakkak unutulmuş bir sente rastlarsınız. Belki koltuğun minderleri arasında. Belki yatağın altında. Belki ceketinizin cebinde. Çoğu insan, kaldırıma düşmüş bir senti eğilip almaya tenezzül etmez bile.

Bob Greene, Mike’ın çılgın planına iştirak etmeye karar verdi ve duyuruyu 6 Eylül 1987 tarihli gazetede yayımladı. Tabii bir sent istemek kolay ama insanların o bir senti göndermelerini sağlamak bambaşka bir şey. Ne de olsa toplumumuz koca bir tembeller ordusu. Eminim ki birçok kişi makaleyi okuduktan sonra gülüp geçmiştir.

Başka bir ayrıntı daha söz konusu. Bir senti postayla göndermek de bedava değil. O zamanlar, birinci sınıf bir zarfla posta ücreti 22 sentti. Bir başka deyişle, bir sentlik bağışınız size neredeyse bir çeyrekliğe mal olacaktı.

Bu planın işe yaraması elbette mümkün değildi. Mike’ın ihtiyacı olan miktar aşırı büyüktü. Bir düşünün: 28 bin dolar, 2.8 milyon sente tekabül ediyordu. Bu haddinden fazla bozukluk demekti.

Makalenin ardından, mektuplar yağmaya başladı. Hepsi de Mike’ın Illinois’deki evine ‘Mike İçin Bolca Sent’ başlığıyla geliyordu. Bir kısmı şikayet mektuplarıydı, insanlar, Mike’ın böyle bir parayı talep etme hakkı bulunmadığını düşünüyorlardı. Orta sınıf mensubu, ortalama bir beyaz erkekti; ona gelene kadar bu paraya ihtiyacı olan nice insan vardı.

Ama sonuçta, kimse kimseyi Mike’a para bağışlamak konusunda zorlamıyordu.

Bir ayın sonunda, Bob Greene yeni bir makale yazdı. O ana kadar, ‘Mike için Bolca Sent’ fonuna yaklaşık yetmiş bin bağış yapılmıştı. Bağışların miktarı bir sent ile yüz dolarlık çekler arasında değişiyordu. Zarf başına ortalama otuz dört sent ediyordu.
Bir başka deyişle, Mike yaklaşık 23 bin dolar biriktirmişti. Amacına ulaşmasına sadece 5.000 dolar kalmıştı.

Zarfların yüzde 95’inden, parayla birlikte bir de mektup çıkmıştı. Birinde şöyle yazıyordu: “Yetmiş altı yaşındayım, işte sana bir sent. Ama bunu uyuşturucu almak için kullanacak olursan, umarım üstüne bir yıldırım düşer de ölürsün.” Debra Sue Maffett’ın (1983 Amerika Güzeli) gönderdiği mektubun üzerinde ise “Sevgilerimle” yazıyordu ve içinde yirmi beş öpücüğe çevrilebilecek bir çek vardı.

Mike sonunda 28 bin dolarını ve gıda bilimi diplomasını aldı. Fazladan ne kadar para gönderilmiş olduğunu kimse bilmiyor ama Mike bunlarla bir eğitim bursu fonu kurmayı kabul etti.

Bu planla ilgili vergi dairesinin ne düşündüğünü merak etmekten kendimi alıkoyamıyorum. Eminim, gelecekte böyle bir durum yaşanırsa bütün parayı devletin almasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmışlardır.

Bir yanıt yazın