Pirinç Tarlaları ve Matematik Testleri

Güney Çin’de bugün Sanayi bölgesi olan İnci Nehri deltası ve Guang Zhou bir zamanlar tamamen pirinç tarlalarından ibaretti. Bugün bile Nan Ling dağlarına yaslanmış dalgalı tepeler Çin’in önemli pirinç yetiştirme bölgelerinden biridir.

Pirinç Çin’de binlerce yıldır üretilmektedir. Japonya’dan Singapur’a kadar doğu Asya’ da pirinç yetiştirme teknikleri Çin’den yayılmıştır.

Pirinç tarlaları buğday tarlası gibi topraktaki bitki, taş vs temizlenerek ekime açılmaz, inşa edilir. Pirinç tarlaları ya girift teras dizileri halinde yamaçlara oyulur, yahut da bataklıklarda veya nehir çevresindeki ovalarda büyük emek sarf ederek inşa edilir. Sulanması gerektiğinden etrafı setle örülür. En yakın kaynaktan su kanalları kazılır. Setlere, bitki belli bir seviyeye kadar su altında kalacak şekilde su akışını ayarlayan delikler açılır. Suyun süzülüp gitmesini önlemek için tarla tabanının kil olması gerekir fakat pirinç fideleri sert kile ekilemeyeceğinden kilin üstü yumuşak çamurla kaplanır. Kil çanağı adı verilen bu toprak parçası adeta bir mühendislikle öyle ayarlanır ki hem bitki optimum seviyede su altında kalsın, hem de fazlası akıp gitsin. Gübreleme de ayrı bir hünerdir. Başta insan dışkısı, çeşitli maddelerden oluşan gübrenin verilme miktarı ve zamanı doğru ayarlanmazsa faydadan çok zarar getirir.

Ekim zamanı geldiğinde çiftçinin önünde yüzlerce tohum seçeneği vardır. Her tohumun artıları ve eksileri olduğundan en iyi verimi alacak şekilde bir defada 10’un üstünde türde, oranı mevsimine göre değişen tohumların karışımının ekilmesi gerekebilir.

Aile tohumları önce özel hazırlanmış tohum yatağına eker. Birkaç hafta sonra fideler oradan alınıp 15 cm aralıkla sıralar halinde tarlaya dikilir ve dikkatle büyütülmeye başlanır. Yabani otlar elle ayıklanır. Böceklerden arındırmak için her fidan bambu taraklarla tek tek taranır. Bu arada su seviyesi tekrar tekrar kontrol edilir. Fidanlar olgunlaşınca tüm aile, akrabalar ve arkadaşlar bir araya gelerek ürünü çabucak hasat ederler ki yağışsız kış mevsimi başlamadan yeniden ekim yapılabilsin. Güney Çin köylerinde üç öğün lapa yenir. Varlık ve sosyal statü pirinçle ölçülür. Kısacası pirinç hayattır.

Şu rakamları yüksek sesle okuyun: 4,8,5,3,9,7,6. Gözünüzü uzaklaştırıp 20 saniye içinde rakam dizinini ezberleyip tekrar etmeye çalışın. Diliniz İngilizce ise, dizini tam hatırlama şansınız %50 dir. Ama eğer Çinli iseniz, her tekrarınızın doğru olması neredeyse kesindir. Peki ama neden? Çünkü biz insanlar sayıları iki saniyelik hafıza çevrimine depolarız. O iki saniyelik süre içinde söylediğimiz veya okuduğumuz her şeyi kolayca hatırlarız. İngilizceden farklı olarak Çincede 4,8,5,3,9,7,6 dizisini okumak sadece 2 saniye sürer. Bir dilde sayıları telaffuz etmek için gereken süre ile o dili konuşanların hafızası ters orantılıdır. Bu alanda ödül, Hong Kong’da konuşulan Kanton Çincesinindir.

Ayrıca, bütün doğu Asya dillerinde 10’dan büyük sayıların okunuşu çok daha mantıklıdır. 20’ye iki on, 35’e üç on 5 denmesi gibi. Kesirlerde de aynı kolaylık vardır. Böylece kafadan 5 işlem yapmak kolaylaşır.

Batılı çocukların ilkokuldan itibaren matematikle arası bozulur. Bunun başlıca sebebi dil yapısının ve temel kurallarının matematiği anlamayı zorlaştırmasıdır. Aksine, Asyalı çocuklar aynı şaşkınlığa düşmez. Sayıları daha kolay hatırlar, işlemleri çabucak yaparlar ve böylece matematikten zevk alırlar. Bu avantaj sayesinde Çinli, Güney Koreli, Japon öğrenciler ve o ülkelerden yakın zamanda Batı’ya göç edenler ulusal ve uluslararası matematik testlerinde Batılılara nazaran üstün başarı göstermektedirler.

Korelilerin köklü kültürel mirası uçak kullanmada sorun yaşatırken Asyalıların bu kültürel mirası da 21. Yy’da avantaj sağlamaktadır. Evet, kültürel miraslar önemlidir. Daha kaç kültürel miras 21. Yy’ın gerçekleri üzerinde etkili kim bilir?

Pirinç tarlalarının en önemli özelliği, kil çanaklarının küçüklüğüdür. Her biri bir otel odası büyüklüğünde olan bu çanakların 2-3 tanesi tipik bir köylü ailesinin tüm geçim kaynağıdır. O yüzden köylüler şafak sökmeden işe koyulup, en iyi verimi almak için gün boyunca gübreleme, su seviyesini ayarlama, yabani otları ve haşereleri ayıklama ile uğraşırlar. Bir pirinç tarlasına verilen emek, aynı büyüklükteki mısır veya buğday tarlasına verilen emeğin 10 ila 20 katıdır ve bir yılda 3000 saate ulaşır.

Bu nedenle, Asyalıların çalışkanlık geleneği hayatlarının her alanına yansır, Batıya göç edenlerde bile. Batı’daki bir üniversitenin kampüsüne gidin, herkes ayrıldıktan sonra Asyalı öğrenciler hala kütüphanededir. Çalışma şevki muhteşem bir şeydir. Gerçekten sıkı çalışmak başarılı insanların ilkesidir. Bu kitapta incelediğimiz bütün kişi ve gruplar hep yaşıtlarından fazla çalışarak bu başarıyı elde etmişlerdir.

Bir araştırmada bir grup lise öğrencisine, ev ödevi olarak verilen bir matematik sorusunu çözmeye uğraşırken cevabı bulamayacaklarına inanıp bırakmaları ne kadar sürer diye sorulmuş ve 30 saniye ile 2 dakika arasında cevabı alınmıştır. Ancak bu süre bazı kişi ve gruplarda 22 dakikaya kadar çıkmaktadır. Öyle bir ülke düşünün ki bu azim istisna değil köklü bir kültürel miras olsun!

Her yıl eğitimcilerden ve idarecilerden oluşan uluslar arası bir grup tüm dünyada ilköğretim okulu öğrencilerine kapsamlı bir matematik ve fen testi uygular. Öğrencilerden teste başlamadan önce çok çeşitli konulardan oluşan 120 soruluk kapsamlı bir formu doldurmaları istenir. Bazı öğrenciler sıkılıp formun tamamını doldurmazlar. İşin ilginci şudur: formda cevaplanan soru sayısı ülkeden ülkeye değişir. Öyle ki, katılımcı ülkelerin sıralaması, cevap verilen soru sayısına göre yapılabilir. Ve daha da ilginci bu sıralama ülkelerin başarı sıralamasıyla tıpa tıp aynıdır. Başka bir deyişle öğrencileri upuzun bir formun bütün sorularını tek tek cevaplayacak sabrı, azmi ve konsantrasyonu gösteren ülkeler, problemleri en iyi çözen ülkelerdir. O yüzden matematik olimpiyatları tek bir matematik sorusu sormadan da yapılabilir. Bütün yapacağınız şey, öğrencilere ağır çalışmaya ne kadar hevesli olduklarını ölçen bir ödev vermektir. Ona bile lüzum yok; çalışma ve gayret göstermeye hangi ulusal kültürlerin en fazla ağırlık verdiğini bilmek bile yeter.

Peki her iki listede hangi ülkeler başı çekiyor? Cevap hiç de şaşırtıcı değildir. Singapur, Güney kore, Çin, Tayvan, Hongkong ve Japonya. Beşinin de ortak yönü, pirinç tarımı geleneğinden gelen ve çalışmaya en büyük değeri veren kültürlere sahip olmalarıdır.

Bir yanıt yazın