Işık Dalga mı Parçacık mı?

Fizikçiler hala bu ikilikle boğuşur. Bugün ışığın farklı koşullarda nasıl davranması gerektiğini biliyormuşcasına hareket ettiğini biliyoruz. Işığın dalga özelliklerini gözlemlemek için tasarlamış bir deneyde, örneğin bir kırınım ağından geçirildiğinde, ışık dalga gibi davranır. Parçacık özelliklerinin gözlemlemek için tasarlanmış bir deneyde ise parçacık gibi davranır.

Fizikçiler ışığın gerçek doğasını ortaya çıkarmak için zekice deneyler yapsalar da şimdiye kadar hep başarısız oldular. Bunların çoğu Young’ın çift yarık deneyinin çeşitlemeleriydi. Bir ışık kaynağından çıkıp iki ince yarıktan geçerek bir ekrana düşen ışık ışınlarını düşünün. Her iki yarık da açıkken girişim saçaklarına benzeyen aydınlık-karanlık şeritler görürsünüz. Dolayısıyla ışık, bildiğimiz üzere dalgadır. Işığı kısarak fotonların yarıklardan teker teker geçeceği düzeye kadar düşürdüğümüzde, bir dedektörler her bir fotonun duvara çarpışını saptayabiliriz. Bu durumda bile fotonlar ekran üzerinde şeritlerden oluşan girişim desenleri oluşturacak şekilde yığılır.

Peki tek bir foton, ekranda girişim dalgası oluşturacak şekilde hangi yarıktan geçeceğini nereden bilir? Eğer yeterince hızlı davranırsanız, foton ışık kaynağından çıkar çıkmaz veya yarıklardan geçmiş ama daha ekrana düşmemişken yarıklardan birini kapatabilirsiniz. Fizikçiler test ettikleri her durumda fotonların bir mi yoksa iki mi yarık olduğunu biliyormuş gibi davrandıklarını gördüler. Hatta ortada tek bir foton olmasına rağmen, sanki aynı anda iki yarıktan birden geçiyormuş gibi görünüyordu.

Fotonun hangi yarıktan geçtiğini gözlemlemek için yarıklardan birinin yanına bir dedektör konduğunda, şaşırtıcı bir biçimde ekranda girişim deseni oluşmamaya başlar. Fotonlar ekranda tek bir yığın oluşturur ve girişim saçakları oluşmaz. Yani fotonları iş üstünde yakalamak için ne yaparsanız yapın, sanki tüm yapılanları biliyor gibidirler. Ve aynı anda hem dalga hem de parçacık gibi davranırlar – ikisinden bir tanesi gibi değil.

2 yorum “Işık Dalga mı Parçacık mı?”

  1. ışık parçacık ise her yöne mi dağılmaktadır?
    Belirli bir ışık kaynağından ışınım sağlanarak ve kaynaktan kopan ve dağılarak ileri belirli bir yöne mi giden ışın parçası mı düşünmeliyiz -eğer öyleyse?

    örneğn güneşten gelen ışın her yöne -dairesel yayılan- bir dalga mıdır?
    örneğin ses titreşiminde ki gibi
    dalga olması ne ifade etmektedir;

    eğer ışık parçacıksa bu hareketi nasıl yapmaktadır-bir yöne mi?
    ve parçacık olması ne ile, nasıl ifade edilir.
    Koparak ileri giden, ileri hareket eden dağılan bir taş parçası gibi parça mı?

    Işığın hareketi nasıl son bulur? ve neye dönüşür?
    örneğin ışık sönmekte kaybolmakta ve azalmakta mıdır?
    ve evren içinde örn. sonsuz yol zaman mı alır?

    Güneş dışındaki ışın kaynaklarında ayrılan ya da kopup gelen/dağılıp gelen ışınlar ve ışıyımlar bağımsız ölçülebilmekte midir?

    Örneğin dört yönlü bir fener ya da ışın ve ateş kaynağı gibi bir kaynakla güneşi özdeştirip düşünebilir miyiz?

    Örneğin sobadan yayılan ısının yayılımı/yayılması benzeri mantıkla ışınım ya da sıcak ve ışık yayımı örneklenebilir mi?

    Isı ve ışık dedğimiz aynı şey midir?

    Kütlenin yaydığı sıcaklık ve parlaklık olarak düşünmek uygun mudur? bağımsız bir ışık hareketi var mıdır?

    sanırım benim merak ettiklerim ya da sorabileckelerim bunlar
    ve üzerine düşüneceğim;

  2. Öncelikle sorduğunuz sorulardaki sorunun ne olduğunu fark etmeniz gerekli.

    ışık parçacık ise her yöne mi dağılmaktadır?

    Mesela bu sorunuzu el alalım.
    Işığı parçacık kabul ettiğinizde, ardından sorduğunuz soru “her yöne mi ?” şeklinde oluyor. Bu 2 kelimeyi aynı cümle içinde kullanmanızı gerektiren düşünce nedir ? hatta bir başka sorunlu kelime “dağılmak”

    işte benim daha öncede çeşitli yorumlarımda ifade etmeye çalıştığım sorun bu sorunuzda gizli..

    Parçacık denilen şey gözlemlerimiz sonucunda sınırları belirli, şekilli veya şekilsiz olsun sınırlı bir boyutta yer alan ve uzay-zamanda sadece kesin bir noktada olan Uzay-Zaman düzleminden farklı davranış sergileyen bölge olarak tanımlanmıştır.
    Bu tanımın doğal sonucu o kesin belirlenmiş bölge dışında varlığı mümkün olmayan bir fenomen olmasıdır.

    Eğer parçacığı bu tanımın dışına taşırsak, mesela Uzay-zamanın her noktasında hep var olan, ancak gözlemlenmesi bazı koşullara bağlı olup ancak bu koşullar gerçekleştiğinde görünür olan ve varlık fonksiyonu açığa çıkan fenomen desek ne yaparsınız ?

    Söyleyeceğiniz muhtemelen şu : İyi de ben böyle bir parçacık ömrü hayatımda görmedim, atalarımda görmedi, atalarım böyle bir şeye ancak dalga derdi öyleyse bahsettiğiniz şey bir parçacık değil, dalgadır.

    Benim söyleyeceğim ise, siz bilirsiniz. buna ne dediğinizin bir önemi yok, ama bilin ki bu 2 tane değil sadece 1 tane olgudur. özellği budur dediğimde, iyide o zaman buna ne diyelim diyebilirsiniz !

    Bu konu benden çok politikacıların konusu olabilir veya Toplum Mühendislerinin, halbuki benim ilgilendiğim gerçekte ne olduğu !

    Benim algımda olan ise Evrenin bir oyun havuzu gibi olduğu, tüm kumlar birbiri ile ilişkili, yeterince güçlü ve specific olarak örgütlenmiş güç, bu havuzda olağanüstü güzellikte sanat eserleri oluşturabiliyor.
    Bu eserler havuzun her noktasında aynı anda var oluyor ve yok oluyor.
    Var oluş ve yok oluşlar arası süre çok kısa o kadar ki ışık hızından bile yüksek hatta belki karesinden bile !
    ışığın 1 femtosn den kısa sürede (tam olarak plank mesafesinin yarısı kadar bir mesafe) katedeceği mesafede bir varoluş ve yokoluş gerçekleşiyor.

    Madde ve ışık(Enerji) dediğimiz şey, kum havuzunda ki 2 farklı geometrik oluşum, 2 side kum havundaki muhteşem hareketli manzaranın 2 farklı figürü
    bizim algılarımız ve dolaylı algı araçlarımız bunu fark edemiyor. Çünkü o kum havuzunun içindeki malzemeden yapılmış onlarda, dolayısı ile hiç şansları yok, Kum havuzundaki bir grup kum bloğunun bir başka kum bloğu ile etkileşime girip, sonra bundan kendini farklılaştırmasını beklemek mantıklı değil.

    Ölçebildiklerimizde bu durumdan dolayı bir belirsilik içeriyor, (Heinsberg belirsilik ilkesi)

    Yani doğru soru ışık Madde mi Parçacık mı şeklinde değil,

    Biz ne kadar ışığız şeklinde olmalıdır. Ya da çift yarık deneyinde kullanılan yarıkların, ekranın ve ölçüm cihazlarının ne kadarı ışıktır. ?

Bir yanıt yazın