Crazy House (Çılgın Satranç)

Crazy House; satrançtan üretilmiş bir oyun versiyonu. Kuralları ve taşların gidişi satrançla aynı. Aynı başlangıç aynı tahta aynı taşlar. Bunun bir satranç çeşitlemesi olması ise şuradan kaynaklanıyor: Rakibinizden aldığınız her taş, sizin oynadığınız renkte bir taş oluyor (örneğin siz siyahsanız, rakipten aldığınız beyaz piyon, siyah piyon olarak artık sizin oluyor) ve hamle sırası sizdeyken tahtanın boş bir yerine bu taşı yerleştirebiliyorsunuz. Böylece oyunlar çok renkli bir hale gelebiliyor.

Elbette bu oyunun kendine has belli başlı bazı kuralları var.

  • Yedekteki (rakibinizden topladığınız) taşları hamle sırası sizdeyken ve ancak boş yerlere koyabilirsiniz. (Yani bir taş alamıyorsunuz)
  • Taş koyarken kurallar ihlal edilemez. (Yani size şah çekilmişken alakasız bir yere taş koyamazsınız)
  • Piyonları son sıralara koyamıyorsunuz. (Ne kendi sıranıza ne de rakibin son sırasına. )
  • Diyelimki bir piyonu vezir çıktınız ve rakibiniz bunu yedi. Bu ona bir vezir kazandırmıyor, sadece piyon kazandırıyor.

Aslında satranç dışındaki kurallarının hepsi bu kadar.

Biliyorsunuz internette satranç oynamanın en büyük sıkıntılarından bir tanesi rakibinizin satranç programı kullanıp kullanmadığını görememenizdir. Ama Crazy House oynarken böyle bir korkunuz olmasın çünkü henüz bu versiyonun programları çok gelişmiş değil.

Satrançtan zevk alanların ve çeşit arayanların oynayabileceği bu oyun www.chessmoon.com adresinde sıkça oynanmaktadır. Üye olduktan sonra maç davetini yaparken Oyun Tipi’ni Çılgın Satranç seçebilirsiniz.

Satrancın Çocuk Eğitimindeki Rolü ve Önemi


Her anne ve baba çocuğunun bedensel, zihinsel ve duygusal olarak gelişmesini ister. Bu nedenle pek çok anne baba çocuğunu sportif bir aktiviteye veya sosyal bir etkinliğe gönderir. Bunda amaç çocuğun gelişimi yanında çevresini daha iyi tanıması, daha iyi iletişim kurması ve sosyal yönünü daha fazla geliştirmesidir. Sportif faaliyetlerin ve sosyal etkinlikler bunu bir aracıdır. Satranç sporunun da bu alanda farklı ve özel bir önemli vardır. Satranç sporunun bu konudaki yeri farklıdır Bunun böyle olmasını doğaldır. Çünkü satranç ile yaşam arasında hiçbir oyuna nasip olmayan bir benzerlik vardır. Diğer sporlar ile yaşam arasında da benzerlikler kurulmaya çalışılmış,bu konuda kitaplar hatta filmler de çekilmiştir. Ama hiç birinin yaşama benzerliği satranç kadar olamaz. Çünkü satranç, pek çok spor gibi hayattan kopuk yapay olmayıp bizzat hayatın gerçeklerinden esinlenerek ortaya çıkmış bir oyundur. Yaşamda var olan ve hep var olacak mücadelenin tahta üzerinde anlatımıdır. Benjamin Franklin ‘Satranç bir tür yaşam, yaşam bir tür satrançtır.’ Diyerek bu benzerliği dile getirmiş. Satranç milli takım eski antrenörü Vasikov ise bu benzerliği ‘Büyük hayatın küçük bir modeli’ olarak tanımlamıştır.

Akla şu soru gelebilir?Satranç ile yaşam arasında benzerlik olmasının satranç oyuncularına, çocuklarımıza faydası nedir?Satrancın çocuk eğitiminde katkısının önemi burada yatmaktadır. Madem ki yaşam ile satranç arasında bu kadar benzerlik vardır. Madem ki satranç hayatın küçük bir modelidir. Bu modeli iyi kavramak,hayatı tanımaktır O halde gerçek yaşamda uygulamak istediklerimiz için bu modelden yararlanabiliriz. öğrenmeyi Öğretme aracı olarak kullanabiliriz.

Çocuk eğitiminde satrancı bir araç olarak kullanıp,hayata yönelik mesajlarımızı satranç modeli üzerinden verebiliriz. Biz bunu yapmasak bile oyunun felsefesini kavramaya başlayan çocuk satranç için değerli olanın, hayat içinde geçerli olacağını anlayacaktır.. Bu konuda satranç öğretmenlerine de büyük görev düşmektedir. Satranç sadece bir oyun olarak düşünülmemeli, ardındaki düşünce birikimi, felsefesi uygun dozlarda çocuğa verilmelidir. Bu şekilde bu oyundan arzu ettiğimiz maksimum faydayı sağlamış oluruz.
Devamını oku “Satrancın Çocuk Eğitimindeki Rolü ve Önemi”

Satranç ve Ruh

satranc-siyah-beyaz

Satrançta insan zekası şartlı refleks veya alışkanlıkla açıklanmayacak bir özellik gösterir: yaratıcılık. Büyük satranççıların, çok satranç oynamak sonucu, bir çeşit otomatizm kazandığı ileri sürülmüştür. Büyük satranççı değişik satranç pozisyonlarına şartlanmıştır ve fazla düşünmeden en uygun hamleyi bulur; bir diğer deyişle oynadığı yüzlerce oyunun izleri belleğinde kalmakta ve o bir kompüter gibi belleğine baş vurarak en uygun hamleyi bulmaktadır. Gerçi satrançta pratik yapman önemi yadsınamaz, ancak unutmamak gerekir ki, satrancı çok oynayan herkes büyük satranççı olamamaktadır; nitekim bir insan çok konuşmakla hatip, çok şiir okumakla şair, çok keman çalmakla besteci de olamaz. Büyük satranççı için satranç teorisi ve geçmiş oyunlarda kazanılmış deneyimler elbette gereklidir; fakat bunlar yetmez Bir mucide de çalıştığı alandaki teorik bilgiler gereklidir, bir bestecinin elbette teorik müzik bilgisi olmalıdır, ancak bu teorik bilgiler “yaratıcılık” yolunu açmaz. Büyük satranççının hamlelerinde icada, keşfe, resim, heykel, ve beste yapışa, şiir, roman vb. yazışa benzeyen bir yaratıcılık vardır. Bütün yaratıcılarda ortak olan yön, geniş bir hayal gücü sayesinde gizli kalmış olanakları bulup çıkartmak ve bu yolla dünyayı değiştirmektir. Bir bilim adamının bir laboratuarı ve yeteneği bulunur, yapacağı keşif büyük ölçüde bu iki öğeye bağlıdır. Benzer olarak satranççının önünde pozisyon ve ruhunda yetenek vardır; en iyi hamleyi (veya satrancın şiiri denilen hamleyi) başlıca bu iki faktör belirleyecektir. Diğer faktörler, örneğin katılımla kazanılmış kişilik, duygular, tecrübe ve çevre de tabii rol oynar. Fakat bilim ve sanat alanında da görüldüğü gibi, büyük satranççılar diğer faktörler kendilerine karşı olduğu zaman bile, özel yetenekleri sayesinde turnuvaları kazanabilir.

Curielerin kötü laboratuarlarla, Bethooven’in kulakları ile savaştığı gibi, gerçek satranççılar da bir kere oyuna başladılar mı hiçbir şeyden etkilenmezler. Tabii gürültü hariç. Tüm dünyada satranç turnuvaları büyük bir sessizlik içinde yapılır. Seyirci turnuva salonuna alınmaz ve oyunları, binanın dışına asılmış büyük manyetik panolardan izler. Satrançta yenilginin tek sorumlusu oyuncunun kendisidir; kazandığında tek kahraman kendisi olduğu gibi. Satranç tek kişilerin yönettiği ordular arasında bir savaştır. Oyunun başında her iki tarafta eşit şansa sahiptir ve elinin altındaki kuvvetin başkomutanı durumundadır. Karşı tarafın yapması olası pek çok hamle vardır, fakat gerçek savaşta olduğu gibi her olasılığı değil, en olası olasılığı düşünerek hareket etmek gerekir. Çünkü zaten bütün olasılıkların sayısı düşünemeyeceğiniz kadar büyüktür.
Devamını oku “Satranç ve Ruh”