Kendine göndermeli cümle doldurmaca

rakamlarAşağıda on tane cümle verilmiştir.

Bu problemde 0 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 1 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 2 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 3 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 4 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 5 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 6 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 7 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 8 rakamı ___ defa görünmüştür.
Bu problemde 9 rakamı ___ defa görünmüştür.

Cümlelerdeki boşlukları öyle sayılarla doldurun ki cümlelerin hepsi doğru olsun.

Evrensel Dilbilgisi

noam-chomskyNoam Chomsky dilbilimine ilgisi, genel olarak dili öğrenme sorunuydu. O dönemde yaygın düşünce çocukların dili yetişkinlerden taklit yolu ile öğrendikleri şeklindeydi. Oysa deneyler çocukların hiç işitmedikleri halde dilbilgisi açısından doğru cümleler kurabildiklerini gösterir.

Chomsky bunu açıklamak için doğuştan gelen bir “evrensel dilbilgisi” olması gerektiği görüşünü ortaya atar. O na göre her çocuk aslında beynine belli bir dilbilgisi kuralları döşenmiş olarak doğar. Chomskye göre, insana özgü bu doğuştan gelen evrensel dilbilgisi bütün insan dillerini yaratmaya yetecek kadar zengindir. Yani, bütün insan dilleri aynı evrensel yapıya dayanır.

Evrensel dilbilgisinin yapım kuralları özyinemelidir. Potansiyel olarak sonsuz uzunluktaki tümceleri açıklamanın tek yolu budur.

Özetle Chomsky: “Beyinde bir mantık programı olarak nitelendirilebilecek bir dil mekanizmasıyla doğduğumuz kanısındadır.”

Tupi Kabilesi

Tupi kabilesinde Brezilyalı kadınlar anadan üryan dolaşır, bundan hiç utanmazlardı. Hatta Avrupalılar Tupi kadınlarına örtünmeleri için giysi verdikleri zaman kadınlar gülüp giysileri reddettiler. insan böylesi rahatsız edici bir şeyi üzerine giyip kendisine neden eziyet eder ki diye düşünüp şaşırdılar.

Erkekler saçlarını kazıtıyor, kadınlarsa uzatıp kırmızı kurdelalarla örüyorlardı. Tupi yerlileri yıkanmayı çok seviyorlardı; ne zaman bir ırmak görseler ırmağa atlayıp birbirilerini yıkamaya başlıyorlardı. günde 12 kez yıkandıkları bile oluyordu.

İki yüz kişinin birlikte yattığı ambara benzer yapılar içinde yaşıyorlardı. Pamuk yataklarını hamak gibi sütunlar arasına asıyorlardı. Avlanmaya gittikleri zaman yataklarını da yanlarında götürür öğle arası ağaçların arasına asıp şekerleme yaparlardı. Her altı ayda bir köy farklı bir yere taşınırdı; çünkü köy sakinleri manzara değişikliğinin onlara iyi geleceğini düşünürlerdi. (Başka bir açıklamaları yoktu, yalnızca hava değişikliğinin onlara iyi geleceğini söylerlerdi)
Devamını oku “Tupi Kabilesi”

Nietzsche’nin Üstinsanı

En çok karıştırılan kavramlardan birisi de Nietzsche’nin üstinsanı kavramıdır. Herkes bu kavramı kendine göre yorumlamış ve dilediği gibi bir anlam çıkarmıştır. Kimisi üstün ırk algılamış kimisi süper insan sanmış kimisi de ütopik bir insan modeli olarak düşünmüştür.

Oysa Nietzsche’nin üstinsanı öyle sanıldığı kadar karışık veya ütopik değildir. Mektupları ve eserlerine göz attığınızda bahsettiği üstinsanın, bilgi dolu ama yine de hayatı tüm samimiyeti ve neşesiyle yaşayan insanlardır. Sanata düşkünlerdir. Espritüeldir ve mizah anlayışları yüksektir.

Montaigne’dir. Henri Beyle’dir. Goethe’dir.

Eşekli Kütüphaneci Mustafa Amca

esekli-kutuphaneYıl 1943.
Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok.

Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır:

“Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.” Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.

– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu?
– Alıyorum.
– Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten…

23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur. Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.
Devamını oku “Eşekli Kütüphaneci Mustafa Amca”